Haziran'ın 7'sinden bugüne tam 52 gün geçti…

Seçimin hemen ertesinde önce HDP, AKP ile koalisyon yapmayacağını,

Ardından MHP, hiçbir şart ve koşulda HDP ile olmayacağını deklare ettiler…

CHP ise, ilk günlerde MHP ve HDP ile üçlü bir ortaklık kurma düşüncesini açıkça ortaya koymuş olsa da MHP'nin katı tutumu nedeni ile çok fazla ısrarcı olamadı…

Sonrasında MHP, AKP ile yaptığı ilk tur koalisyon görüşmesinde, AKP ile koalisyon kurmaya da gönüllü olmadığını açıkça ifade ediyordu…

MHP bu yolla,

7 Haziran seçiminde tek başına iktidar olma şansını kaybeden AKP'ye, ülkeyi erken bir genel seçime götürerek, ikinci bir şans vermeye kararlı görünüyordu…

Ve koşullar bir şekilde ülkeyi AKP-CHP koalisyonuna mecbur bırakıyordu…

Ne olduysa oldu;

20 Temmuz tarihine kadar AKP ile CHP arasında, kimsenin beklemediği ölçüde olumlu ve yapıcı ve neredeyse herkesin üzerinde mutabakat sağlanacağına inandığı bir koalisyon modeli ortaya çıkmıştı ki; 21 Temmuz günü Suruç patladı…

32 gencecik insan yaşamlarını yitirdi…

Ertesi günü sabah iki polis memuru, evlerinde uyurken şehit edildi…

O günden bugüne de, her gün polis ya da subay, 2-3 şehit veriyoruz…

Kimse,

İşlerin neden birdenbire bu hale geldiğini anlamıyor…

Hepimiz ağzımız bir karış açık, izliyoruz…

***

Tarihin her anında olduğu gibi,

Umut, acı ve kanla ezilmeye çalışılıyor...

7 Haziran seçiminin ertesinde ortaya çıkan tabloda; ülkenin ve halkın üzerine serilmiş kara bulutlar dağılmaya başlamış, toplum olarak uzun zamandır hasret kaldığımız bir sükunet ortamı hasıl olmuştu…

Ama çok gördüler bu huzur ortamını…

2 ay bile sürmeden üzerimize sinen huzur, 13 yıl boyunca yaşadığımız siyasi gerginlik yerini çok daha azap verici, yok edici bir karanlığa bırakıverdi…

Şiddet, terör, kan ve ölüm…

Yanı başımızdaki coğrafyanın değişmez kaderi içine çekilmek istenen Türkiye, 92 yıllık Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar yakın, Ortadoğu bataklığına…

***

İşte bu ahval ve şerait içinde AKP ile CHP koalisyon görüşmelerini sürdürüyorlar…

AB ile Türkiye arasındaki görüşmelerden daha çetin geçiyor olmalı ki, ülkenin ve insanların biraz olsun nefes almasını sağlayacak, iç serinletecek, küçük bir açıklama dahi yapılmıyor…

Toplum psikolojisinin derin bir hezeyana doğru yuvarlandığı apaçık ortadayken, iki partinin lideri de çıkıp yan yana açıklama yapmıyor…

Belki de yapamıyor…

Biri yapacak belki diğeri yapamıyor,

Belki ikisi de yapmayı çok istiyor ama birinden biri, birinden acayip tırsıyor ve yanaşmıyor…

Oysa Türkiye'nin,

Askeri gücü ve dirayeti yanında güçlü bir siyasi inisiyatifi önce kendi halkına sonra da tüm dünyaya göstermesi gerekmiyor mu sizce de…

***

Halkın koalisyona olan inancı giderek zayıflıyor…

Sanki birileri, aba altından sopa gösteriyor ve diyor ki,

'Tek başına iktidar vermezseniz, ben de size huzur vermem…'