Gürhan Albayrak iniş ve çıkışlarıyla, uyumlu ve bitirici tavırlarıyla bir senede kendisini gösteren bir il başkanı olmayı başardı. Yeni dönemine hızlı başlamasını bekliyorum.
*
ESTÜ Spor Salonu’nda düzenlenen 8. Olağan İl Kongresi’ndeki tüm hazırlıklar AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı esas alınarak yapıldı. Salona giriş de içerideki atmosfer de siyasi parti kongresinden ziyade iktidar partisinin egemenliğini gösteriyordu…
AK Parti ‘aidiyet siyaseti’ yapma konusunda çok başarılı. Üyelerle olan diyalog dışarıda ‘biat’ eleştirilerine neden olsa da sıkı iletişim kurma ve ‘tanıdık’ tavırlar teşkilatların belirgin karakterlerini oluşturuyor. Kongrede de bu tavırlar hakimdi!
Sloganların, pankartların ve dövizlerin yanı sıra dev ekrana yansıtılan videoda ilçe kongrelerinden kesitlerle kazandıkları belediyelerin başkanları ve ilçe başkanları onore edildi… Her ilçenin öne çıkan yönü görsel zenginliklerle AK Parti’nin başarısıymış gibi gösterildi.
AK Parti’nin güçlü yönlerinden bir diğeri de başarısızlıktan bile başarı çıkarabilmek, bence!
*
İl Başkanı Albayrak, Erdoğan gelmeden bir saat önce neredeyse bütün salonu yanında birkaç kişiden oluşan ekibiyle gezerek tek tek selamlaştı, sohbet etti… Heyecanı telaş olarak dışarıya yansıyan Albayrak’ın kongreye katılım oranını da ayrıca önemsemesi dikkat çekiciydi… Kürsüde yaptığı konuşmada bahsettiği birkaç projeden çok, hali ve tavrı akılda kalıcıydı…
Özellikle konuşmasının ardından “Merdiven boşluklarını dolduralım” serzenişleri divan başkanından “İl Başkanı buradan bu uyarıda bulunmaz” gibi otoriter bir karşılık almasına neden oldu.
*
Milletvekillerinin yanı sıra genel başkan yardımcıları da kongredeydi… Her konuşmanın değişmeyen bir merkez noktası vardı: Lider partisiyiz!
Siyasetçileri de, gönülden destek veren üyeleri de bunun farkında... Otoritesinin/karizmasının geçmiş yıllara göre zayıfladığı konuşulan Erdoğan’ın adı bile salonda dinamizm dalgaları yaratmaya yetiyor, yokluğu uğultuya neden oluyorsa bu eleştirileri yaparken iyice düşünmek gerek.
Başkan yardımcıları ve milletvekillerinin hitaplarında Eskişehir’e dair bir şey yoktu… Partinin ‘eser siyaseti’ politikaları ve eski/yeni kitlesel hedef olan kadın ile gençlere yönelik motivasyon konuşmaları öne çıktı. Önümüzdeki seçimlere hazırlık motive etmekle başlıyor…
Eksiğiyle fazlasıyla ortak dil hakimdi salonda… AK Partili siyasetçiler, sadece ülke içinde değil ulusal politikalarla da ‘dünya lideri’ sıfatını güçlendiriyor. Güçlü liderin de hem teşkilatı hem de partiyi domine etmesi sağlanıyor. Otoriter paradoks da dışarıya tek yürek imajı çiziyor. “Siyaset için değil hizmet için yola çıktık” sözüyle de tüm hatalar aklanıyor.
*
Salonda sık sık “Boş koltukları dolduralım” uyarılarının arasında, kalabalığın uğultulu bekleyişi bir anonsla dağıldı... “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan geldi!”
Asıl kongre heyecanı da bu cümlenin ardından başladı. Erdoğan, Eskişehir’den ve yapılacak hizmetlerden doğru düzgün söz etmediği 26 dakikasını kürsüde geçirdi…
Tüm coşkusuna rağmen selamlamadığı tribünlerin, aynı Yunus Emre’nin şehri Eskişehir’e yaptığı gibi, Yunus’un dizeleriyle gönlünü aldı:
“ ‘İşitin ey yarenler
Aşk bir güneşe benzer’
Bizim de Eskişehir’e olan aşkımız tıpkı güneş gibidir.”
Dinlediği gümbürtülü alkışların ardından “gönüller yapmaya geldiğini” hatırlattı. Yerel seçim sonuçları nedeniyle Eskişehir’e küsmeyin uyarısında bulundu… Çıkan fotoğrafı çok iyi okuduğunu söyledi!
“Kendimizi eleştirmekten korkmuyoruz” derken ‘kendinizi eleştirin’ demek istediğini düşündürdü… “Yarış bittikten sonra da koşmaya devam eden atlar gibiyiz” benzetmesiyle “Eskişehir’i fetret devrinden kurtarın” talimatını verdi…
*
İptal edilmesine, geliş saatinin defalarca değiştirilmesine rağmen “Eskişehir’e sözüm var, oraya gideceğim” diyerek geldiği Eskişehir’de tüm atmosferin aksine kente değil sadece teşkilatına hitap etti. Belki kamuoyu için en büyük hayal kırıklığını bu tutum oluşturdu ama teşkilatta hayal kırıklıkları yaşayanlara da ince mesajlar verdi.
Bence Erdoğan, söyledikleri ve söylemedikleriyle teşkilatları ‘erken seçime’ hazırlıyor… Bu yüzden satır aralarını iyi okumak gerek.
*
Eskişehir’deki parti yönetiminin de çıkaracağı en önemli ders; Recep Tayyip Erdoğan yoksa coşku da yok, heyecan da yok, tek yürek olmak da yok!