Ligin ikinci yarısının ilk maçını kendi sahasında oynayarak 2-1 kazanan Eskişehirsporlu futbolcuların sergilemiş oldukları futbol gelecek için umut vaat etmişti.
Karacabey Belediyespor karşısında alınan galibiyet ve ortaya konulan mücadeleden sonra şehirde herkes 'bu futbolu gelecek haftalarda da oynamaya devam ederlerse ligde kalır' inancı oluşmuştu.
Bende aynı düşüncede idim…
Karacabey galibiyetinden bir hafta sonra Şanlıurfa deplasmanında 2-0 mağlup oldular.
Hadi dedik bu yol kazası.
Önümüzdeki maçlarda telafi edilir.
Ama pazar günü Pazarspor deplasmanında oynanan futbola baktığımda ilerleme yerine gerileme gördüm.
Ligin ilk yarısında Eskişehir'de 6-2 yenildiği maçta Pazarspor daha başarılı bir futbol ortaya koymuştu.
Pazar günü ise Eskişehirsporlu futbolcular biraz istekli, becerikli, topu ayaklarında tutmayı başarabilselerdiüç puanla dönebilirlerdi.
Veya Karacabey Belediyespor karşısındaki futbolu oynayabilselerdi üç puan Eskişehirspor'un olabilirdi.
Ligin 21. Haftası olmuş hala acemi hareketler yapıyorlar.
Kale önünde çoğalamıyorlar.
Ayaklarındaki topu rakip futbolcuya kaptırıyorlar.
Top saklamayı hala öğrenememişler.
Suat Hoca ne yapsın?
Antrenmanlara gidip izlemedim.
Ancak kulüp içerisinden öğrendiğim kadarıyla antrenmanlarda Suat Hoca tek tek futbolculara tekrarladıkları hataları anlatıyor ve nasıl oynayacakları konusunda yardımcıları ile birlikte teorik olarak anlatıyormuş.
Ama hocasının anlattıkları veya öğrettikleri değil de kendi bildiklerini sahaya yansıtmaya çalışıyorlar.
* * *
Gole gelince.
Kaleci Cengiz Alp herhalde 'ben artık iyi kaleci oldum' havasında.
Erken havaya girdi.
Yediği golü herkes izledi.
Eğer erken çıkmamış ve biraz daha dikkatli olsa o pozisyon gol olmayabilirdi.
Aşırı güveni hataya zorluyor.
* * *
Sonuçta Eskişehirspor'un artık ligde kalma umudu her geçen hafta azalıyor.
Geçtiğimiz pazar günü alt sıralardaki takımlar puan kaybetti.
En yakın rakibi Karacabey Belediyespor ise deplasmanda Kırklareli Sporu 1-0 yendi.
Aradaki puan farkını 6'ya çıkardı.
Bu haftadan itibaren Eskişehirspor güçlü takımlarla karşı karşıya gelecek.
Pazar günü Eskişehir'de ligin 3'üncü sırasında yer alan 33 puanı bulunan Amedspor ile karşı karşıya gelecek.
Zor bir maç…
Ancak Eskişehirsporlu futbolcular eğer ligde kalmayı istiyorlarsa bu maçta varını gücünü ortaya koymak zorundalar.
Her bir futbolcu iki kat daha fazla performans göstermelidir.
Bu maçı da kaybederlerse artık ligdeki geri kalan maçları formalite olacaktır.
Zaten Amedspor maçından sonra Kastamonuspor maçı var.
Yaşanan sel felaketi nedeniyle bu sezon maçlarını donduran Kastamonu maçı oynanmayacağından haftayı maç yapmadan geçirmiş olacak.
Düşme potasındaki diğer takımlar maç oynayacaklar.
Kazandıkları takdirde puan farkı daha da açılacak.
Yani özetle Eskişehirspor pazar günü Amedsporu yenerse umut devam edecek kaybederse çok büyük sürprizler yaşanmaza 2. Lige veda etmiş olacak.
* * *
'ALTIMIZDA MİLYONLUK ARAÇ AMA 25 KURUŞLUK DEĞERİMİZ YOK'
Artan akaryakıt, lastik ve yedek parça fiyatları ve artan giderler kamyoncuları da vurdu.
İş yok.
Bulsalar bile masraflarını ancak çıkarabiliyorlar.
Artan mazot fiyatları kamyoncuları da ciddi etkilemiş.
Geçtiğimiz günlerde bir esnaf odası başkanını ziyarete gitmiştim. Misafirleri vardı.
'Rahatsız etmeyeyim. Misafirlerin var. Sonra uğrarım' dediğimde, 'Gel gel abi. Sana malzeme çıkacak konu hakkında konuşuyoruz' demişti.
Misafirlerinden ikisi kamyoncuymuş. Dert yanıyorlardı.
Kamyoncu ve nakliyecilerin konuşmalarına kulak misafiri olmuştum.
Hani bir deyim var.
Genelde hepimiz kullanırız.
'Bir dokun bin ah işit' diye.
Bazı insanlar vardır ki dertleriyle ilgili bir kez sorulduğunda bitmek tükenmek bilmeyen dertlerini anlatmaya başlarlar.
İşte oda başkanın misafirleri de öyleydi.
Konuşmalardan notlarda almıştım.
Araya hastalık girince unutmuşum.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'in göndermiş olduğu e-postayı okuyunca hatırladım.
* * *
Oda başkanı kardeşimin bir yakını ile birlikte aynı yerde görev yaptıkları arkadaşının Eskişehir'den tayini çıkmış.
Eşyalarını taşıtmak için kendisinden nakliye için yardım istemişler.
Oda başkanı kardeşimde tanıdığı iki nakliye işi yapan kamyoncuyu davet etmiş.
Onlarla sohbet ederken üzerlerine gitmişim.
Şöyle dert yandılar:
'Tayinler genelde haziran ve temmuz aylarında olur. Biz geçtiğimiz haziran ve temmuz ayında nakliye için fiyat verdiğimizde çok fazla itiraz eden olmuyordu. Ocak ayında iki nakliye işi çıktı. Verdiğim fiyata hemen itiraz ettiler. 'Sizde uçmuşunuz' diyerek tepki gösterdiler. Kendilerine mazota üst üste kaç kez zam geldiğini. Geçen 3-4 ayda marketlerdeki değişen etiket fiyatlarını hatırlattım. Lastiğe ve yedek parçaya gelen zamları anlatınca hak verdi. Geçtiğimiz yıl temmuz ve ağustos hatta eylül aylarında hemen hemen hafta da bir veya iki iş çıkardı. Kasım, aralık ayı geçti. Ocak ayının nerede ise sonuna yaklaştık işler birden kesildi. Aralık ayında 4 iş aldım. Ocak ayında ise 2.Taşıma rakamını söylediğimizde insanlar hemen bizi suçluyor. Mazot ve kendi masraflarımı düştüğümde kazandığım para bir aylık evimin masrafına gıdı gıdına yetiyor'.
* * *
'Tayini çıkan insanlar eşyalarını götürmüyorlar mı?'düşünürken nakliye işi yapan bir firmaya telefon ettim.
Oda başkanı kardeşimin yakının eşyalarını götüreceği ili söyleyerek fiyat almak istedim.
'Beyefendi acil değilse birkaç güne kadar İstanbul'dan bir kamyonumuz gelecek. İçerisinde iki ayrı ev eşyası var. Birisi Eskişehir'e, diğeri ise sizin gideceğiniz ile çok yakın bir ilçede inecek. Eskişehir'de boşalacak eşyaların yerine sizinkileri yükleriz. Hem de sizin için ekonomik olur. Çünkü kamyonumuz o güzergaha zaten gidecek' demişti.
O zaman anladım.
İnsanlar daha ekonomik fiyatla eşyalarını taşıtmak için böyle bir yöntem izliyorlarmış.
* * *
Eskişehir'deki kamyoncular kendilerini ziyaret ederek sıkıntı ve taleplerini dinlemiş.
CHP Milletvekili Utku Çakırözer'e şöyle dert yanmışlar.
'Giderler ikiye, üçe katlandı. Ama biz üç yıl önceki ücretlere çalışıyoruz. Krediler olmasa yaşayamayız. Fabrikaya yükünüzü götürdünüz fabrikada kuyruk var aracınızı üç gün indiremiyorsunuz. Araçlarımız depo gibi kullanılıyor. Bunun bir bedelinin olması lazım. Ama yok. Bir tırcının altında 1 milyonluk, 1,5 milyonluk araçlar var. Ama patronun gözünde 25 kuruşluk değerimiz yok! 'Şoför giremez' diye yazan fabrikalar vardır, tuvalete dahi giremezsiniz! Kapıda beklersiniz, bekçi ile muhatap olursunuz! Biz kamyoncular önce insan yerine konulmak istiyoruz.'
'KAMYONCU KAZANIRSA TÜRKİYE KAZANIR
Kamyoncu ve nakliyeci esnafının Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Eskişehir'de de birçok sıkıntısı olduğunu belirten Çakırözer ise, nakliyeci, kamyoncu esnafının sorunlarının takipçisi olduklarını dile getirerek,'En büyük sıkıntı mazot fiyatlarındaki olağanüstü artış. Bunla da sınırlı değil. İşin bir istikrarakavuşmamış olması, rekabetin aldıkları ücreti etkiliyor olması, köprülerden otoyollardan geçişlerde istenen fahiş fiyatlar var. Bunların ortak akılla çözülmesi lazım. Nakliyeciler, kamyoncular Türkiye'de belki de ekonominin lokomotif sektörü! Kamyoncu esnafının alınteri sayesinde bu ülkenin ekonomisine 25 milyar dolarlık katkı sağlanıyor.O zaman kamyoncunun da kazanması lazım. Kamyoncu kazanırsa, Türkiye de kazanır. Nakliyeci esnafının sıkıntılarına dertlerine, hepimizin mutlaka kulak vermesi gerekir' demiş.
* * *
Her kesimin sorunlarını TBMM Genel Kurulu'na taşıyan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, kamyoncu ve nakliyecilerin sorunlarını da dile getirmeli.
* * *
AK PARTİLİ KADINLAR SAHADA CHP'LİLER NEREDE?
AK Parti Odunpazarı Kadın Kolları sahaya inmiş. Ev ev dolaşıyor.
Ziyaretler genelde gündüz saatlerinde yapıldığı için ev kadınlarını AK Parti'ye oy vermeye ikna ediyorlardır.
İkna olanlar var mıdır?
Geçmişte yapılan seçimlerde AK Parti'ye oy vermiş, ancak yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle kararsız kalan kadınlar vardır.
Kararsız olan kaç seçmenleri ikna etmiş bile olsalar'kar kardır' diyorlardır.
1 Ocak 2021 tarihi itibarıyla elektrik fiyatlarına yüzde 50 ile yüzde 125 arası zam yapıldı. Konutlarda kullanılan doğalgaz da yüzde 25zamlandı.
İnsanlar gelmeye başlayan yüksek faturalardan yakınırken, AK Parti Kadın Kolları yönetici ve üyeleri bunun gerekçelerini anlatarak ikna etmeye çalışıyorlardır.
* * *
AK Parti Odunpazarı İlçe Kadın Kolları Başkanı Sedef Özgüneş,'Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, çalmadık kapı ve girmedik gönül bırakmayacağız sözlerini şiar edinerek yol arkadaşlarımla birlikte yola çıktık. 'Bir günde 100 de 100 sandık. Bir günde 100 de 100 üye' sloganımızla Odunpazarı Bölgemizdeki bütün mahallelerimizi ziyaret ederek vatandaşlarımızın evlerine konuk olduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın selamlarını ilettik. Kıymetli hemşerilerimizle hasbihalde bulunduk. 2023 hedeflerimiz doğrultusunda ayak basmadık sokak, çalmadık kapı ve girmedik gönül bırakmamak için tüm gücümüzle çalışmalarımıza devam edeceğiz ve Sayın Cumhurbaşkanımıza, Eskişehir'i ziyaretlerinde vermiş olduğumuz sözü tutacağız' demiş.
* * *
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine 1,5 yıl var.
Buna rağmen AK Partili kadınlar şimdiden kolları sıvamışlar.
Peki, CHP'li kadınlar ne yapıyor?
AK Partili kadınlar gece-gündüz çalmadık kapı bırakmazken onlar neyi bekliyorlar?
'Erken kalkan yol alır' derler.
AK Partili kadınlar yol alırken CHP'liler 'daha seçimlere 1,5 yıl var' diyerek evlerinde oturuyorlarsa geç kalmış olmuyorlar mı?
Sahayı AK Partili kadınlara kaptırırlarsa seçimlerde de bunun kendileri için kayıp olarak sandığa yansımış olduğunu görürlerse pişmanlık duymazlar mı?
* * *
Tercih elbette CHP İl Başkanı ile Kadın Kolları Başkanlarının.
Seçime birkaç ay kala sahaya inerlerse kaybederler.
Çünkü CHP'li kadınlar geçtiğimiz seçimlerde de sahaya inmekte geç kalmıştı.
* * *
Uçak İnişte
Uçak, dünyanın en kalabalık hava meydanlarından biri olan Londra Heathrow'a yaklaşırken hoparlörlerden pilotun sesi duyuldu:
- Sayın yolcular, biraz sonra Londra'ya inmiş olacağız. Londra'da hava hafif yağmurlu ve sıcaklık...
Tam o sırada pilottan:
- 'Aman Tanrım...' diye korkunç bir feryat duyuldu ve yolculara bir asırmış gibi gelen üç beş saniye boyunca hiçbir ses çıkmadı.
Biraz sonra pilot tekrar konuşmaya başladı.
- Sayın yolcular demin sizleri çok korkuttuğum için özür dilemek istiyorum. Ama hostes yanlışlıkla üstüme koca bir fincan sıcak kahve döktü. Canım çok yandı. Hele pantolonumun önünü bir görseniz...
Bu sırada arkadan bir yolcu bağırdı:
- Asıl siz bizim pantolonların arkasını bir görseniz...
* * *