Sarı serumun iyileştirici bir tedavi olmadığını belirten Prof. Dr. Özkaya, bu tedavi şeklinin ciddi alerjik reaksiyonlara ve hatta ölüme yol açabileceğine dikkat çekti. Sarı serumun, aslında basit bir serumun içine B vitamini kompleksinin eklenmesiyle elde edilen bir karışım olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özkaya, bu serumun sadece anlık rahatlama sağladığını, ancak hastalığı tedavi etmediğini vurguladı. "Sarı serum, bir tedavi değil, yalnızca geçici bir rahatlama sağlar. İnsanlar bu serumla kısa süreli rahatlık hissederken, asıl tedaviyi alamazlar ve hastalıkları daha uzun sürer. Ayrıca bu durum ciddi komplikasyonlara, hatta zatürre gibi hastalıklara yol açabilir" dedi.
Alerjik Reaksiyonlar ve Ölüm Riski
Sarı serumun ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Özkaya, bu reaksiyonların bazen ölümle sonuçlanabileceğini ifade etti. "Sarı serumun yaklaşık 100 bin uygulamasında 5-6 kişide alerjik reaksiyon gözlemleniyor ve bu vakaların yarısında ölüm yaşanabiliyor" diye konuşan Özkaya, serumun neden olduğu ani ve beklenmedik alerjik reaksiyonların, "anafilaksi" adı verilen durumu tetikleyebileceğini belirtti.
Prof. Dr. Özkaya, sarı serumun ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ve buna bağlı ölümlerin arttığını ifade ederken, bu tür tedavi yöntemlerinden kaçınılması gerektiğini belirtti. "Sarı serum tedavi edici bir tedavi şekli değildir. Hızlı rahatlama amacıyla başvurulan bu serum, yalnızca hastalığın sürecini uzatır ve daha büyük sağlık sorunlarına yol açabilir" diyerek, halkı bu tür tedavi yöntemlerine karşı uyardı.
Son olarak, halkın doğru tedavi yöntemlerine başvurması gerektiğini ve doktor kontrolünde hareket edilmesinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Özkaya, "Her tedavi, uzman hekimler tarafından uygun şekilde verilmelidir. Sarı serum gibi geçici rahatlatıcı yöntemlere başvurmak, sağlık açısından büyük tehlikeler yaratabilir" dedi.