Okurlarımın bildiği gibi 'terör' konusunda çok duyarlıyım ve bu konuda yazdıklarımı sıkça bu köşede paylaşıyorum.
Çünkü bence bugün 'Türkiye'nin ve dünyanın baş sorunudur terör ve savaş…'
'Nedir bu terörün nedenleri?...' diye kendimle çok uğraştığım bu sıralarda karşıma güzel bir söylev çıktı. O'nun söyledikleri, sanki benim söylemek istediklerimi özetliyordu…
Ben de günlerdir kendimle epeyce paylaştığım o tespitleri ve bana düşündürdüklerini şimdi sizin paylaşımınıza sunuyorum.
'CRİSTİNA FERNANDEZ' DİYOR Kİ…
Önce o sözlerin sahibini sizlere kısaca anımsatayım.
'Cristina Fernandez de Kirchner', Arjantin'in bugünkü ve ilk kadın Devlet Başkanı'dır. Eski Devlet Başkanı Nestor Kirchner'in dul eşidir.
1953'te La Plato'da doğmuş, hukuk eğitimi almış.
Fernandez, 2007 ilk kez yılında Devlet Başkanı seçildi. 2011'de tekrar seçildi. Latin Amerika'da iki kez seçilmeyi başaran ilk kadındır.
Fernandez, iki dönem yürüttüğü göreve 22 Kasım 2015'te yapılan seçimde anayasa gereği üçüncü kez aday olamadı.10 Aralık 2015'te görevini devrediyor…
Anımsarsanız, 25 Eylül 2014 tarihli BM Genel Kurul Toplantısında 'Terörist Savaşçılara Karşı Mücadeleyi Öneren Karar' başlığı altında 'IŞİD, El- Nusra. El-Kaide gibi terör örgütlerine karşı işbirliği öneren…' bir karar alındı.
Hani, bizim RTE konuşurken salonun büyük bölümünün boşaldığı toplantı var ya…
İşte o toplantıda Arjantin Devlet Başkanı Bayan Fernandez konuşurken salon tıklım tıklımdı ve ABD Devlet Başkanı Obama'nın (ve yandaşlarının) suratı allak bullaktı…
Şimdi de Fernandez'in o konuşmasının tüm satırlarını dikkatlice okumanızı diliyorum.
***
' Geçen seneki toplantımızda ESAT rejimini terörist olarak değerlendirip, ona karşı olanları devrimci görüp desteklediniz.
Şimdi ise dün devrimci dediğiniz radikal İslamcılara karşı savaş açmış durumdasınız…
1994'te Buenos Aires'te İsrail Büyükelçiliği'ne yapılan bombalı saldırıda İran parmağı aradınız. Ama öyle olmadığı anlaşıldı.
11 Eylül 2001(İkiz Kuleler) sonrası El-Kaide terörü gerekçesiyle Afganistan ve Irak'a savaş açtınız; o ülkeler şimdi dünyanın en ağır durumunu yaşıyor…
Arap Baharı'nı Tunus, Libya, Mısır'da başlatarak, radikal İslamcıları kendi elinizde orada iktidara getirdiniz ve bölge halklarının özgürlüklerini gasp ettiniz…
Bugün burada IŞİD'e karşı bir BM kararı çıkarmak için toplandık. Oysa IŞİD'in bazı BM Güvenlik Konseyi ülkelerinin dostları tarafından kurulup beslendiğini herkes görüyor…
IŞİD ve El-Kaide'nin elindeki silahların izini kim sürebilir?...
Büyük güçler çok kolay 'dost' ve 'düşman' kavramını değiştiriyor. Teröristler dost oluyor, dostlar ise terörist…
Ortadoğu'da bir terörizm canavarı yarattınız. Ve bu canavar artık kontrolünüzden çıktı...
***
Cristina Fernandez'e son 14 ay içinde terör örgütleri tarafından çok sayıda tehdit yapıldı. Geçenlerde Papa'yı ziyareti sırasında gazetecilerin bu tehditlerle ilgili sorusunu şöyle yanıtladı:
' – IŞİD'in beni öldürmesiyle ilgili hikaye anlatmasınlar. Eğer bana bir şey olursa Ortadoğu'ya değil, Kuzeye bakın…'
***
Bence 'Terörü Kimler Besliyor' sorusunun gerçek yanıtları için Fernandez'in tespitlerine kulak vermek gerekiyor.
O sorunun tek sözcükle yanıtı 'EMPERYALİZM (sömürgecilik)' tir…
O tek sözcüğü açacak olursanız, içinden 'başta ABD olmak üzere, 5'ler, 7'ler, 20'ler ve onların işbirlikçileri' çıkar…
EMPERYALİZMİN VE GERİCİLİĞİN TERÖRLE DANSI…
Terörü besleyen temel kaynak olan emperyalist güçler, dünya kamuoyu karşısında 'ikiyüzlü' davranıyorlar.
Örneğin, uluslararası kuruluşların toplantılarında sözde teröre karşı çıkıyorlar. Ama o kuruluşlardan terörle ilgili öyle kararlar çıkartıyorlar ki, suya sabuna dokunmuyor…
Ayrıca o ikiyüzlü emperyalist güçler, terör konusunda kendilerini doğrudan ateşe atmıyorlar, maşa kullanıyorlar.
O maşanın adı da 'gericiliktir…'
Çağımızda 'dinci, mezhepçi, ırkçı, etnikçi, ayrışmacı, çatışmacı söylemleri ve eylemleri siyasette kullanmanın adıdır; GERİCİLİK…'
Yani 'dinsel ve etnik ayrımcılığa dayalı amaçlarla siyaset yapan ve bu amaçlara ulaşmak için şiddeti/silahlı mücadeleyi araç olarak kullanan tüm kişiler, örgütler, siyasal partiler ve sözde devletler gericidir…'
Bugün dünyamızda 'aslında kendileri ekonomik olarak sömürgeci konumda olmayan ama siyaseten sömürü amaçlayan çok sayıda gerici devlet ve örgüt var…'
İşte bu bağlamda, emperyalizm ve gericilik her zaman ve her koşulda omuz omuza birlikte olmaktadırlar.
Ve onlar, dünyanın terör ve savaş arenasında birlikte dans etmektedirler…
Bu değerlendirmeler ışığında, 'Türkiye'de terörü besleyenlerin ve savaşı kışkırtanların kimler olduğu' sorusunun yanıtlarını; 'satırlarımdaki gözlerimin içine bakın anlarsınız' diyerek sizlere bırakıyorum...
Çünkü ben de tüm normal insanlar gibi terörden ve diktatörden korkuyorum…
Sağlıkla, sevgiyle ve dostlukla…