3 Nisan tarihinde Tayvan’da 7.4 büyüklüğünde son 25 yılın en büyük depremi yaşandı. Depremin merkez üssü Tayvan'ın doğu kıyısında Hualien kentinin 18 kilometre güneyinde yer aldı.

Depremin etkileri çevre bölgelerde de hissedildi ancak Tayvan'ın depreme hazırlıklı olması ve etkili müdahalesi sayesinde büyük bir afet önlenmiş oldu. Depremde toplamda 12 kişi hayatını kaybetti ve az sayıda bina hasar gördü. Oysa ki bir yıl kadar önce ülkemizde meydana gelen benzer büyüklükteki depremlerde 50.000'den fazla insan hayatını kaybetmişti.

Tayvan, fay hatları üzerinde yer almasına rağmen, depremlerle başa çıkma konusunda önemli adımlar atmış ve bizim aksimize geçmişte yaşanan depremlerden önemli dersler çıkarmıştır. Peki, Tayvan geçmişte yaşanan depremlerden nasıl sonuçlar çıkardı ve nasıl daha dirençli hale geldi?

1999 Chi Chi depremi, Tayvan'ın tarihindeki en kötü deprem olarak kaydedilmiştir. Bu depremde 2400'den fazla insan hayatını kaybetmiş ve on binlerce bina yıkılmış. Ancak  deprem sonrasında dikkat çeken nokta, yıkılan binaların birçoğunun yeni olmasıymış. Bu durum, neden bu kadar çok yeni binanın çöktüğüne dair önemli bir değerlendirme yapılmasına yol açmış. Yapılan bu değerlendirmelerle uzmanlar, yapısal tasarımların ve yapıların bir kısmının tamamen kusurlu olduğunu belirlemiş. Depremlerde yıkılan binalardan çıkarılan dersler göstermiş ki, yapıların taşıyıcıları yeterli büyüklükte değilmiş ve içlerindeki çelik miktarı yetersizmiş. Yapıların bazılarında çok daha ucuz olması nedeniyle tuz içeriği yüksek olan deniz kumu kullanıldığı da tespit edilmiş.  Yüksek tuz içeriği nedeniyle taşıyıcı elemanlardaki çelik donatılara zarar veren deniz kumu ile inşa edilmiş bir yapının orta şiddette bir depremde bile yıkılabileceği değerlendirilmiş. Ayrıca bazı inşaat şirketlerinin betondan tasarruf etmek ve kârını artırmak için çeşitli hilelere başvurduğu da tespit edilmiş.

1999 yılında yaşanan o depremden sonra Tayvan’da çok şey değiştirilmiş. Chi Chi depreminin ardından öncelikle bina yapım yönetmelikleri değiştirilmiş. Bu yeni yönetmeliklere göre, tüm yeni binaların bir depreme dayanıklılık seviyesini karşılamaları güvence altına alınmış. Böylece  binaların büyük yapısal arızalar olmadan beklenen sarsıntı seviyesine dayanabilmesi mümkün hale gelmiş. Hükümet ayrıca binalar için gerekli olan depreme dayanıklılık seviyelerini sürekli olarak gözden geçirmeye başlamış . 1999'dan sonra, mevcut yapılarda yapısal güçlendirme çalışmaları da başlatılmış.  Bu çalışmalar genellikle bir binanın dış cephesine çelik kirişlerden oluşan bir çerçeve eklenmesi ya da ekstra sütunlar gibi takviyeler yapılmasını içermiş. Bu, köprüler gibi yapılar için de uygulanmış. Kusurlu yapıların bir kısmı ise yıkılmış. Böylece Tayvan’da yer alan kalitesiz binaların çoğu çoktan ortadan kaldırılmış. İnşaatlarda yapılan yolsuzluklar cezalandırılmaya başlamış ve sorumlular hapse atılmış.

Tayvan 1999 yılında yaşadığı büyük depremden bu dersleri çıkarmışken, aynı yıl gerçekleşen Marmara depreminde Tayvan’daki depreme nazaran çok daha büyük bir can ve mal kaybı yaşamamıza rağmen biz yeterince dersler çıkardık mı?

2023 depremleri gösterdi ki, HAYIR.

Peki 1999’da yaşadığı büyük deprem sonrası Tayvan biraz önce de belirttiğim gibi kapsamlı bina denetimleri ve yenileme çalışmaları yaparak çok daha dirençli hale gelmiş. Ayrıca 1999 Chi Chi depreminin ardından, Tayvan hükümeti, vatandaşlarını depreme karşı bilinçlendirme ve eğitme konusunda da önemli adımlar atmış. 1999'dan sonra okul ve işyeri tatbikatları zorunlu hale getirilmiş ve toplum depreme karşı nasıl tepki vermeleri gerektiği konusunda eğitilmiş. Bunun yanı sıra Tayvan,  1999 Chi Chi depreminin  ardından adanın dört bir yanına yerleştirilen sensörler aracılığıyla depremin ilk titreşimlerini algılayarak halka cep telefonları ve çeşitli iletişim kanalları aracılığıyla uyarılar gönderen ve böylece insanların zamanında güvenli bölgelere tahliye edilmesine yardımcı olan  erken uyarı sistemleri oluşturmuş. Yine 1999 depremi sonrası Tayvan, afet müdahale ekiplerini etkin bir şekilde kullanarak hasarın değerlendirilmesi ve yardımın en etkili şekilde dağıtılması konusunda önemli adımlar atmış. Bu ekipler, sosyal medyayı takip ederek ve güvenlik kameralarını kullanarak hangi bölgelere acil yardım gönderilmesi gerektiğini belirlemişler.

Görünen o ki, yaşadığı büyük 1999 depremi sonrası, Tayvan, depreme hazırlık konusunda sürekli olarak iyileştirmeler yapmakta ve değişen koşullara uyum sağlamaktadır. Hükümet, inşaat ve afet yönetimi yasalarını düzenli olarak gözden geçirmekte ve gerektiğinde güncellemektedir. Tayvan'ın bu önlemleri ve hazırlıkları, son 25 yılda yaşanan en büyük deprem olan 7.4 büyüklüğündeki afette sınırlı can kaybı ve zararla sonuçlanmasına yardımcı olmuştur.

Bu depremden benim çıkardığım ders, afet yönetimi sadece afetlerle başa çıkmayı değil, aynı zamanda bu afetlerin etkilerini minimize etmeyi ve toplumun dirençliliğini artırmayı da içerir. Bu nedenle, afetlerden kaçınmak için alınacak tedbirler büyük önem taşır. Önceden alınacak doğru tedbirler sayesinde doğa olaylarının afete dönüşmesi önlenebilir veya en azından etkileri azaltılabilir. Bu, uygun yapılar inşa etmek, afet riski taşıyan bölgelerde yapılaşmayı düzenlemek, erken uyarı sistemleri kurmak, toplumu eğitmek ve bilinçlendirmek gibi çeşitli tedbirleri içerir. Bu şekilde, toplumlar doğal afetlerle karşılaştıklarında daha dirençli olabilirler ve etkileri en aza indirilebilir. Kısaca demek istediğim şu ki, yeterince dirençli bir toplum ve yerleşimler oluşturabilirseniz, doğa olayları afete dönüşmeyeceği için afet yönetimine ihtiyacınız zaten kalmaz.

Daha dirençli ve sürdürülebilir bir Türkiye temennilerimle iyi bayramlar dilerim.