Tepebaşı ve Odunpazarı Belediye meclislerinin önceki gün yapılan Mart ayı birinci toplantılarında çok önemli bir karar alındı…

Her iki mecliste oy çokluğuyla alınan kararlara göre;

Cemevleri, ibadet yeri olarak kabul edilecek ve belediye olanaklarından diğer ibadethaneler gibi yararlanabilecek…

Görüşmeler sırasında her iki meclisteki AKP grubu da, kararlara karşı çıktılar ve ret oyu verdiler…

Umuyoruz ki,

AKP meclis grupları;

Toplumsal barış ve uzlaşı açısından son derece önemli ve hatta tarihi olarak nitelendirilebilecek derecede önemli olan bu karara 'içerik değil şekil açısından' karşı çıkmışlardır…

Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Meclislerinin böyle bir konuyu aynı anda gündeme almalarının gerisinde yatan bir süreç var…

İsterseniz gelin o sürece kısaca gözatalım…

AİHM KARARI…

Kısa adı AİHM olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi geçtiğimiz yılın Aralık ayında, Cem Vakfı'nın cami, kilise ve sinagoglarda olduğu gibi elektrik faturasından men tutulma talebinin Türk mahkemeleri tarafından olumsuz karşılanması üzerine yaptığı başvuruyu karara bağlıyor.

AİHM, cemevlerinin de ibadethane olduğuna ve ayrımcılık yapılamayacağına karar veriyor.

Cemevi statüsünün Türk yasaları nezdinde, devlet tarafından tanınan diğer ibadethanelerden farklı olduğunu gözlemlediğinin altını çizen AİHM, Alevilerin din özgürlüğünün AİHS'nin 9'uncu maddesinin koruması altında olduğunu vurguluyor.

9'uncu madde ise, 'Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir; bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir' diyor.

Söz konusu merkezlerin ibadet için bir bölüme sahip olduğu, cenaze hizmeti verildiği ve kar amacı güdülmediği tespitlerinde bulunan AİHM, cemevlerinin diğer ibadethaneler gibi bir dini inancın gereklerinin yerine getirilmesi amacına sahip yerler olduğuna ve başvurunun temelinin diğer ibadethanelerin durumuyla karşılaştırılabilecek nitelikte olduğuna karar veriyor.

AİHM KARARLARI

BAĞLAYICI…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin altına imza attığı uluslararası anlaşmalar gereğince AİHM kararlarının bağlayıcılığı bulunuyor.

İç hukuk yollarının tümünün tüketilmesinin ardından kişi veya kuruluşlar AİHM'ne başvurabiliyor; TC Devletinin de AİHM'nin verdiği karara, itiraz yani temyiz hakkı bulunmakla birlikte, uyma yükümlülüğü bunuyor…

AKP'DEN AİHM'NİN CEMEVİ KARARINA TAM DESTEK…

AİHM kararına AKP hükümetinin tam destek verdiğini unutmuş olmalılar ki,

Tepebaşı ve Odunpazarı Meclislerindeki AKP'li gruplar, belediye meclislerinde alınan bu karara karşı çıkıyorlar, ret oyu veriyorlar…

Bakın AKP milletvekili Hüseyin Çelik, AİHM kararına yönelik nasıl bir değerlendirmede bulunuyor;

'Aleviler için neyin doğru neyin yanlış olduğuna Sünniler karar veremez.

Devletin kimin ibadethanesinin hangisi olduğuna karar verme yetkisi de yok hakkı da…'

AKP Genel Merkezi'nin, dolayısıyla AKP hükümetinin AİHM kararına tepkisi böyleyken, Eskişehir yerelindeki AKP'li meclis üyelerinin bu karara kesinkes karşı çıkmalarının nedenini anlayabilmek elbette çok zor değil…

'Eskişehir'de belediyeler her ne yaparsa karşı çıkın…' düsturundan başka ne olabilir ki bunun nedeni…

MECLİS KARARI İLE BELEDİYE OLANAKLARINDAN

YARARLANMADA EŞİTLİK

GETİRİLİYOR…

Tepebaşı ve Odunpazarı belediye Meclisleri bu kararları alırken, elbette kendilerini TBMM'nin yerine koymak gibi bir niyetleri yok…

Olamaz da zaten…

Belediye meclisleri yalnızca, ibadethanelere sağlanan belediye olanakları açısından eşitlik sağlamak adına karar alıyor…

Zira,

Belediye meclislerinin ya da başka hiç bir merciinin, cemevlerinin en olup ne olmadığına karar verebilmek gibi bir hakkı da, haddi de olamaz…