Eskişehirspor üzerinde kara bulutlar dolanıyor…

Umutsuzluk ve karamsarlık giderek artıyor…

Takımın içinde bulunduğu durum hiç de iç açıcı değil…

Eskişehir kamuoyunun ve taraftarın içinde bulunduğu iç karartıcı ruh hali, beklenildiği gibi kısa süre içinde takıma da sirayet etti…

Artık futbolcular da baskı altında…

Güneş çarığı, çarık ayağı sıkıyor…

Taraftar yönetime ateş püskürüyor, eminiz ki, yönetim de, başkan da bunun acısını takımdan çıkartıyor…

Gekas'ın mutsuz olduğu ve takımdan ayrılmak istediği haberleri dolanmaya başladı…

Çözümlenebilir belki ama doğruluğu kuvvetle muhtemeldir…

Şehirce teşhisi koyduk, hastalığın adını koyduk, nedenlerini ve sorumlularını da aşağı yukarı belirledik…

Ancak bunları bilmek,

Tedavi yöntemini bulmadıkça Eskişehirspor'un derdine çare olmayacak…

Şu anda takımın ve teknik heyetin, elbette yönetimin de, yapabileceği tek şey ligin ilk yarısı bitene kadar mümkün olan en fazla puanı toplamak…

Ara transfer döneminde de;

Ne yapıp ne edip, nereden kaynak, nereden sponsor bulacaklar bilemiyoruz ama külliyatlı bir para harcayarak, takıma ciddi katkı sağlayacak ara transferleri yapmak…

Yani 8 hafta beklemek ve bu arada çok çalışmaktan başka yapacak bir şey yok…


PEKİ, BUNUN İÇİN?

Bunun için Eskişehirspor'un 'yenilgiye alışmış olmak' hissini üzerinden atması gerekiyor…

Eğer takım bu histen kurtulamazsa, korkarım devre arası yapılacak transferler bile yeteri kadar çare olamayabilir…

Galatasaray maçından sonra üst üste alınacak 2 galibiyet mesela…

Takımı hem moral hem de puan olarak yukarıya taşıyacak, taraftarı bir parça olsun rahatlatacak, taraftar da yönetime karşı olan tutumunu nispeten yumuşatacaktır…

Eskişehirspor'un, üç saç ayağı olan, yönetim-teknik heyet-takım bütünlüğüne şu an her zamankinden daha çok ihtiyacı var…

Taraftarı bunun dışında tuttuğumu sanmayın…

Çünkü onların durumu farklı…

Hepimiz biliyoruz ki, ne olursa olsun, onlar hiçbir yere gitmezler…

Ben, üç saç ayağının bütünlüğü derken, istifalardan ya da takımdan ayrılmalardan söz ediyorum…

İSTİFA ASLA ÇÖZÜM OLMAZ…

Keşke olsa…

Keşke olacağına inansak…

Skibbe-İsmail Kartal değişikliği bile şu aşamada gözle görülür bir fayda sağlamamışken, yönetimin istifasının, takımı bulunduğu yerden kurtaracak bir çözüm üreteceğini ummak, hiç de gerçekçi bir tutum olmaz…

Taraftarın, suçun bütünün onlarda olduğunu düşündükleri yönetimi istifaya çağırması, bugünkü sancının bir gram bile azalmasına yarayacağını sanmıyorum…

İşte burada, karşılıklı işbirliğine ve fedakarlığa ihtiyaç var…

Taraftar öfkesinden, yönetim kibirinden, futbol takımı da rahatından fedakarlık edecek ve hep birlikte ayağa kalkacak yolu ve yöntemi bulacaktır, bulmalıdır…

Hazır gemi fırtınaya tutulmuşken, isyan çıkarıp, tayfaları kandırıp isyan çıkarmaya çalışanlar da, fırtınayı atlatıp geminin salimen limana yanaşmasını beklemeliler…

Yani ligin sonunu…

Yönetime muhalif olanların, içinde olduğumuz uğursuzluğu fırsat bilip bir şeyleri ele geçirme çabaları devam ederse, ki ediyor ne yazık ki, takımı iuçuruma sürüklemekten başka bir şeye yaramaz…

Kimse unutmamalı ki;

Trajedilerde kimse sağ kalmaz…