Baro başkanı hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

Terör örgütü propagandası yapmak suçundan.

***

Biz, Sulh Ceza Mahkemesinin kararına bir şey demiyoruz.

Propaganda yaptı mı yapmadı mı, bu mahkemenin takdiri.

Adalete güvenimiz sonsuz!

Hem, değil mi, adalet herkese lazım!

Hatta gün gelir adalet adalete de lazım olur!

***

Bizi düşündüren hakkında yakalama kararı verilen kişi.

Adam baro başkanı.

Ya biz?

Hiç.

Şehrinin meşhuru bir köşe yazarı.

***

Sevgili okur, sen sen ol hiçbir yerde ileri geri konuşma.

Diyelim ki kahvede okey oynuyorsun.

Bir yandan da ne kadar bilgili; siyasete, toplumsal olaylara karşı ne kadar duyarlı olduğunu göstermek için, hani dolduruşa gelmiş de olabilirsin, yorumlarda bulundun.

İleri geri konuştun.

Düşünceni açıkladın.

Tam da okey yapacaktım, deme hiç.

Yerinden fırladığın gibi arkana bakmadan kaç!

Niye mi?

Niye olacak, hakkında yakalama kararı var!

Propaganda yaptın.

Yapmadın mı?

E o zaman terör örgütü mensubusun.

Değil misin?

O zaman 'yamuk'sun!

O mu ne?

Terör örgütü.

Hiç duymadın mı?

Artık duysan iyi edersin.

O da değilse makul şüphelisin.

***

Diyelim ki iş yerinde kendini tutamadın bombalı saldırılar, terör örgütleri, şehit edilen askerlerimiz, meydanlarda öldürülen insanlarımız hakkında düşüncelerini açıkladın.

Akşam da yorgun argın eve geldin, tam da anahtarı kapının anahtar deliğine soktun, sol omzunda devasa bir el.

Hiç geriye dönüp bakma.

Birinci şubenin adamları bunlar.

Terör örgütü propagandası yaptın.

Olmadı ya paralel ya yamuksun.

O da olmadı makul şüphelisin.

Ben sadece düşüncelerimi açıkladım falan da deme.

Ne düşüncen olacak senin!...

Sadece anahtarını kapının anahtar deliğinden çıkarıp geri cebine koy.

Zayıf bir ihtimal de olsa belki günün birinde geri gelirsin.

***

Ben artık ne zaman omuzuma biri elini koysa hiç geriye dönüp bakmıyorum.

Birkaç kitap alıp geleyim, diyorum.

'Ne kitabı, yürü lan makul şüpheli,' denirse tamamdır!

Hapı yuttuk diyorum.

Yok eğer, 'abi kitabı ne yapacaksın, bizim öğrenci evinde birer bira içip sohbet ederiz. Seni onun için almaya geldik,' denirse, oh be yine yırttık, bizim çocuklar bunlar diyorum.