OECD, 34 üyesinin de aralarında bulunduğu 72 ülkede gerçekleştirdiği eğitim araştırmasının sonuçlarının yer aldığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) Araştırması Raporu'nu Paris'te açıkladı.

MEZAR TAŞINI
OKUYAN NESİL
Özellikle bilim ve matematik alanında öğrencilerin seviyelerini ölçen raporda, bilim alanında eğitim seviyesi en yüksek ülkenin Singapur olduğu ortaya çıktı. Türkiye 425 puanla, Meksika da 416 puanla bilim sıralamasında en sonda yer alan iki ülke oldu. Türkiye, ortalaması 493 olan Bilim sıralamasında 425 puanla, dil ve ortalaması 493 olan dil ve yazı sıralamasında 405 puanla, ortalaması 490 olan matematik sıralamasında ise 413 puanla tüm alanlarda ortalamanın çok gerisinde kaldı. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Türkiye'deki Fen Lisesi öğrencilerinin ortalamanın üzerinde olduğunu belirterek, PISA'da başarılı olduğunuzu söyledi. Böylece kendisini çok komik bir duruma düşürdü. O zaman sormazlar mı; 'O zaman ülkeyi İmam-Hatiplerle dolduracağınıza, yeni fen liseleri neden açmadınız?' 'Ecdadının mezar taşını okuyacak nesil yetiştireceğim' diyenler çocuklarımızı bilim ve matematikten uzaklaştırdı. Öğrencilere tablet dağıtıp, eğitimi Fatih Projesi'yle fethedeceğini sananlar PISA'ya tosladı.

HAYATA
HAZIRLAMIYOR
Liyakati dikkate almadan bol kepçeden puanlarla okullara müdür olarak atananlar, kendilerine verilen bu puanların hakkını verememiş. Yıllar önce Eskişehir'in eğitimine büyük katkılar sunan Yazarımız İbrahim Gümüş'ün dediği gibi; 'PISA sonuçlarından çıkarmamız gereken en önemli ders bizim okullarımızda öğrenilenlerin gerçek hayatla hiç ilgisinin olmadığıdır. Yani okullarımız çocuklarımızı hayata hazırlayamıyor. Günlük hayata hazırlayamıyor, aile hayatına hazırlayamıyor, sosyal hayata hazırlayamıyor, iş hayatına hazırlayamıyor. PISA sonuçlarından asıl üzerinde durulması gereken ve çıkarılması gereken ders bu.'

CAHİLLİĞİ SAVUNAN
REKTÖR YARDIMCISI
Milli Eğitim Bakanlığı PİSA başarısızlığından sonra 7 ve 8. Sınıflara deneme sınavı yapacak. İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu konuda resmi yazı göndermek yerine koordinatör okul müdürlerinden sınava girecek öğrenci sayılarını istemiş. Deneme sınavları 5-6 Ocak'ta yapılacak. Demek ki Bakanlığın PISA başarısızlığından sonra aklına gelen tek çözüm buymuş. 'Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Ülkeyi ayakta tutacak olanlar okumamış hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halkın ferasetine ben güveniyorum' diyen bir Rektör Yardımcısının çıktığı ülkemizde okulların çocukları hayata neden hazırlayamadığının sorusunu kim, nasıl çözüm bulacak?

//////

NOSTALJİ

Yıl 1992. 24 yıl önce Eskişehir Belediye Başkanı merhum Selami Vardar Ecza-Koop'u ziyaret ediyor.

HALKIN
BAŞKANIYDI
Tarihi Fotoğrafta Vardar, Ecza-Koop Başkanı Azmi Kerman, Ahmet Batmaz ve Mustafa Kozanlıoğlu ile birlikte. Daha önce 1973-1977 yılları arasında Eskişehir Belediye Başkanlığı yapan Vardar 1919 yılında Mihalıççık ilçesi Ahırözü köyünde doğdu. 26 Mart 1989 Yerel Seçimlerinde 76 bin 767 oy ile belediye başkanlığına ikinci defa seçildi. Bu beş yıllık dönemde kentin geleceğine yönelik yatırımlar yaptı. Altyapı sorununu çözerek, Eskişehir'in çamurdan kurtarılmasında önemli rol oynadı. Halkın Başkanı olarak, siyasi ayrım yapmadan yaptığı hizmetler sayesinde Eskişehirlinin sevgi ve saygısını kazandı. Tüm Eskişehirlilerin 'Selami Amcası' oldu. 15 yıl önce 24 Ağustos 2001'de 83 yaşında vefat etti. Dürüst ve çalışkan kişiliğiyle Eskişehir'e büyük hizmetleri oldu. Merhum Vardar'a Allah'tan rahmet diliyorum. Hizmetlerini Eskişehir halkı hiç unutmayacak.


CUMARTESİ HİKAYESİ

BENİ İLGİLENDİRMİYOR

DEMEYİN ÇÜNKÜ…

Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü. Kendi kendine: 'İçinde hangi yiyecek var acaba ?' diye düşündü. Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında yıkılmıştı. 'Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!' diye bağırarak telaşla bahçeye fırladı.

UMUTSUZ ŞEKİLDE
Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı: 'Zavallı farecik… Bu senin sorunun benim değil. Bana bir zararı olamaz küçücük kapanın' dedi. Tavuktan destek bulamayan farecik bu sefer telaşla koyunun yanına koştu ve, 'Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!' diye adeta çırpındı. Koyun anlayışla karşıladı ama 'Çok üzgünüm fare kardeş ama dua etmekten başka yapacağım bir şey yok. Dualarımda olacağından emin ol' dedi. Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve , 'Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!' dedi. İnek; 'Bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni ilgilendirmiyor.' dedi. Sonunda farecik, başı önde umutsuz şekilde eve döndü.
YILAN ISIRDI
Çiftçinin fare tuzağı ile bir gün tek başına karşılaşmak zorunda olduğunu anladı. O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı. Minik farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri kapanacaktı ki birden bir ses duyuldu. Gecenin sessizliğini bölen gürültü, fare kapanından geliyordu. Çiftçinin karısı, ne yakalandığını görmek için yatağından fırladı ve mutfağa koştu. Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğunun kısıldığını fark edememişti. Kuyruğu kapana kısılan yılanın canı yanıyordu ve aniden çiftçinin karısını ısırdı. Çiftçi, karısını apar topar doktora götürdü. Doktor, zehri temizledi sardı. Çiftçi karısını eve getirdi, yatırdı. Karısının ateşi yükseldi ve bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız ateş ve ter içinde kıvranıp duruyordu.
TEHLİKE BİR GÜN HEPİMİZ İÇİNDİR
Böyle durumlarda taze tavuk suyunun gerekli olduğunu herkes bilir, çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu. Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine geldi. Karısının hastalığını duyan komşular ziyarete geldiler. Onlara ikram etmek için çiftçi koyunu kesti. Çiftçinin karısı gittikçe kötüye gidiyordu. Yılan, belli ki çok zehirliydi. Birkaç gün sonra çiftçinin karısı iyileşemedi ve öldü. Cenazesine çok sayıda kişi gelince hepsine yeterli et sağlamak için çiftçi ineği mezbahaya yolladı. Fare tüm bu olanları büyük üzüntü ile duvardaki deliğinden izledi. Birisi, sizi ilgilendirmediğini düşündüğünüz bir tehlike ile karşı karşıya ise tehlike bir gün hepimiz içindir unutmayalım.

foto şaka


Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Sinan, seni eleştiren CHP'lileri Facebook'tan siliyormuşsun.
CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Vural Yörük: Sinan Başkan yoksa beni de mi sildin?
CHP İl Başkanı Sinan Özkar: Facebook benim değil mi? İstediğimi silerim ya! Size ne?
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Figen Kahya: Beni silmemiştir herhalde. En iyisi çaktırmadan bir Facebook'a bakayım.