Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı, Batı Cephesi Komutanı, Lozan Kahramanı, İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’yü vefatının 50. yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz.

Üniversite yıllarında O'nu gördüğüm ve dinlediğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Ankara Üniversitesi’nin yeni öğretim yılına başlama töreni bizim Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin konferans salonunda yapılırdı. Törene gelen siyasi liderleri “Kahrolsun Faşizm, Bağımsız Türkiye…” gibi farklı sloganlarla karşılardık. İsmet İnönü geldiğinde ise slogan atmak yerine alkışlamayı tercih ederdik.

ÇOCUKLARI BABASIZ BIRAKMADI…
2. Dünya Savaşı'nda milyonlarca insan öldü. Hitler, Mussolini, Stalin, Churchill ve diğerleri bazen “tekliflerle” ama genelde “tehditlerle” Türkiye'yi kendi yanlarında savaşın içine çekmek istediler.
İnönü “kimin yanında girersek girelim” bu savaştan hiçbir şey elde edemeyeceğimizi ama çok şey kaybedeceğimizin farkındaydı.
Bu yüzden izlediği kararlı tarafsızlık politikası ile tarihin en kanlı savaşından Türkiye'yi uzak tutmayı başarmış, milyonlarca insanımızın ölümüne engel olmuştur.
2. Dünya Savaşı yıllarında yaşanan zorlukları “temcit pilavı” gibi ortaya getirip “kendince” politik hesaplar yapanların, tarihimizde böyle bir şahsiyete sahip olduğumuz için gurur duymaları, eleştiri yaparken de bin defa düşünüp yutkunmaları gerekir.

O ülkenin yaşadığı her krizde güvenebileceğimiz ulu bir bilgeydi.

 “YENİ BİR DÜNYA KURULUR…”
İsmet İnönü'nün ünlü sözüdür; “Yeni bir dünya kurulur. Türkiye'de bu dünyada yerini alır.” Söz İnönü'ye aittir ancak söylendiği tarihler konusunda bazı kaynaklarda yanlışlık yapılmaktadır.
Kıbrıs'ta 1963 yılında başlayan olaylar ve Kıbrıs Türklerinin yok edilme tehditlerine karşı Türkiye'nin askeri müdahalesi gündeme gelmeye başlamıştı. İnönü, ABD'den Türkiye ile Yunanistan arasında arabuluculuk yapmasını istiyordu.
ABD'nin işi ağırdan almasına kızan İnönü, 16 Nisan 1964'te Time dergisine verdiği röportajda 'Müttefikler tutumlarını değiştirmezlerse, Batı ittifakı yıkılabilir... Yeni şartlarda yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini bulur.' açıklamasını yapmıştı.
Daha sonra Kıbrıs'ta kanlı olayların artması üzerine Kıbrıs'a müdahale kararı alan İnönü'ye o meşhur “Johnson mektubu” gelmişti. Mektubun geliş tarihi
5 Haziran 1964'tür. Yani son zamanlarda bazı yayınlarda sıkça karşılaştığımız İsmet İnönü'nün bu ünlü sözü, Johnson mektubuna karşılık değil, 1,5 ay kadar öncesinde söylenmiştir.
İnönü'nün sözünü ettiği “yeni dünya” siyaseten hiç kurulmadı ve Türkiye
“Bu gece komünizm gelebilir(!)” korkutmacasıyla, yıllarca ABD ve NATO ile birlikte hareket etti. Yapay olarak kurgulanan “Soğuk savaş milliyetçiliği” ile sola karşı olmanın tek yolunun ABD'nin yanında yer almak olduğunu sananlar; FETÖ ve PKK gibi taşeron ihanet şebekelerinin ABD bağlantıları ortaya çıkınca gecikmeli de olsa “acı gerçeği (!)” gördüler.

Görmesine gördüler ama hala farklı tarikat ve cemaatlerin yeniden devlet içinde yapılanma gayretlerini marifet gibi savunanların varlığı yaşananlardan yeterince ders alınmadığını gösteriyor…
ESKİŞEHİR’DE ANIYORUZ…

 İsmet İnönü’yü vefatının 50. yılında Eskişehir’de bir dizi etkinlikle anacağız.

Anma etkinlikleri Eskişehir Atatürkçü Düşünce Derneği ve Eskişehir CUMOK (Cumhuriyet Gazetesi Okurları) iş birliği ile 25 Aralık 2023 Pazartesi günü saat; 13.00’te Odunpazarı Atatürk ve İnönü Anıtı’nda çelenk sunumu ve kitlesel basın açıklaması ile başlayacak. Aynı gün saat 15.00'te Taşbaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salonda çok değerli konuklarımızla “İsmet İNÖNÜ” panelini gerçekleştireceğiz.

Panele, köşe yazılarını yakından takip ettiğimizi Cumhuriyet Gazetesi’nin değerli yazarları Işık Kansu, Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Şaduman Halıcı katılacaklar.

Ulusal Kurtuluş Mücadelesi süreci ve kişileri ile ilgili yazıları ve kitapları ile bizleri aydınlatan Prof. Dr. Şaduman Halıcı’yı bir kez daha dinleme olanağı ve şansını bulacağız.

Prof. Dr. Şaduman Halıcı, “Mütareke Döneminin İşbirlikçileri-Yüzellilik Gazeteciler “adlı araştırma dosyasıyla 75'inci Yunus Nadi Ödülü’nü kazanan değerli bir tarihçi. Sayın Halıcı’nın, “Ethem” adlı kitabı, Çerkes Ethem konusuna ilgi duyanların ve gerçekleri öğrenmek isteyenlerin mutlaka okumaları gereken bir eser. İyi ki hala Prof. Dr. Şaduman Halıcı gibi değerli akademisyen tarihçilerimiz var.

 METRİS TEPE'Yİ GEÇEMEDİLER…
102 yıl önce emperyalistlerin kuklası işgalcileri İnönü'de durdurdular.
İşgalciler Metris Tepe'yi aşıp Eskişehir'e giremediler. Sonra devamı geldi; Sakarya, Dumlupınar, Mudanya, Lozan, Cumhuriyet ve Aydınlanma Devrimleri…

Bu sürecin her aşamasına büyük katkıları olan İsmet Paşa, başarılı askeri ve siyasi çizgisinin yanında çok dürüst bir insandı.
“Bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memlekette kurtuluş yoktur” sözü O'nun ve ailesinin yaşamının bir özetidir.
Biz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü de, İsmet İnönü’yü de unutmadık, unutmayacağız….