Bu gidişle yakında ortalık Coşkun'dan geçilmeyecek.
'Hangi Coşkun?'
Tecavüzcü Coşkun!
Türk filmlerinin unutulmaz karakteri...
Tecavüzcü Coşkun'a haksızlık yapmayalım.
Onunki sadece sanat aşkıydı!
***
Yetmişli yıllardaki Türk filmlerinin son derece önemli olduğunu ben hep söylemişimdir.
O filmler toplumun genel yapısını; geçmişini, geleceğini analiz ediyordu.
'Neyse halim çıksın falım 'misali gelecekte nereye varıp dayanacağımızı bize anlatıyordu.
İşte gelip dayandığımız yer: Dört bine yakın tecavüzcü varmış cezaevlerinde.
Üç bin diyen de var dört bin diyen de…
Korkunç bir şey bu.
Asıl korkunç olansa…
Bu dört bine yakın tecavüzcüyü cezadan kurtaracak yasa önergesi hazırlanmış olması.
Mecliste önergenin kabul edilip edilmemesi değil mesele.
Mesele, ortaya konan zihniyet!
Bir söz var:
'İmamın fikri neyse zikri de odur,' diye.
***
Önergeyi veren,iktidar partisinin altı milletvekili…
Bir yanda Ortadoğu'daki savaş…
Bir yanda üçüncü dünya savaşını çıkaracak devletlerarası restleşmeler…
Bir yanda kapıya dayanan ekonomik kriz…
Bir yanda anayasa değişikliği, başkanlık tartışmaları…
Bir yanda işsizlik…
Bir yanda önüne geçilemeyen kadın cinayetleri…
Bir yanda yürek burkan çocuk gelinler gerçeği…
Bir yanda çocukların cinsel istismarı…
Bir yanda tacizler, tecavüzler…
***
Hal böyleyken ülkede…
Adamım, senin başka işin yok mu?
Seni onun için mi gönderdiler oraya?
Tecavüz suçlularını cezaevinden kurtar diye mi?
***
Bir de açıklamada bulunuyorlar:
'O öyle değil.'
Nasıl peki?
'Cebir, şiddet yok. Dolayısıyla tecavüz sayılmaz. Küçüğün rızasıyla evlilik gerçekleşmiş. Çocukları olmuş…'
Kaç yaşında bu kendi rızasıyla evlenen küçük?
'On üç!'
Evlendiği adam? Yani sapığı?
'Altmış üç!'
Bundan daha ala tecavüz olur mu?
***
'Küçüğün rızası…'
O dalından koparılmaya kıyılamayacak gonca gül, tecavüze uğramış.
Ya da kandırılmış. Yani beynine;aklına, fikrine, iradesine tecavüz edilmiş.
Dünyası kararmış…
Neye rıza göstersin, neye rıza göstermesin o yaşta?...
Ya karşısındaki aç kurtlar?Çakallar, sırtlanlar?
Rızasına bırakırlar mı küçüğün?
Doğuda, Güneydoğuda, kırsalda…
***
Efendiler!
Yapmayın, etmeyin!
Böyle bir şeye ucundan kıyısından dahi bulaşmayın.
O çocukların ahı sizi bu dünyada dahi cehennem ateşinde yakar.