Eskişehir'in eski İl Milli Eğitim Şube Müdürlerinden birisi olan Turhan Kaya, siyasette bedel ödeyen bir bürokrat olarak öne çıktı.

PAZARYERİ'NE
SÜRÜLMÜŞTÜ
Kaya 2007 milletvekili seçimlerinde aday olmak için görevinden istifa etti. MHP'nin Eskişehir'deki 6 kişilik milletvekili aday listesine girdi. Listenin başında Beytullah Asil yer alıyordu. 2. Sırada Niyazi İrfan Ünver, 3. Sırada ise bugünün Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, 4.sırada Oğuz Sever, 5. Sırada İsmet Yücel, 6. Sırada Turhan Kaya yer aldı. MHP o seçimde bir milletvekili çıkardı. Liste başı Beytullah Asil TBMM'ye gitti. Her bürokrat gibi Kaya'da en doğal hakkını kullanarak, eski görev yerine dönmek istedi. Ancak iktidar partisinin baskısıyla dönemin Milli Eğitim Müdürü, Kaya'nın geri dönmemesi için onun boşalttığı kadroyu usulsüz bir şekilde atama yaparak, doldurdu. Bundan dolayı Kaya seçim sonrasında tekrar eski görevine döndürülmedi. Bakanlık Turhan Kaya'yı Bilecik'in Pazaryeri ilçesine şube müdürü olarak atamıştı.(sürgün edilmişti)
PARTİSİ SAHİP
ÇIKMADI
Kaya da bu atamanın ve yerine atanan kişinin şube müdürlüğünün iptali için Eskişehir 2. İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Ard arda açılan mahkemeler ve Danıştay kararı süreçleriyle tam 5,5 yıl geçti. 7 Haziran 2013'de tam 5,5 yıl sonra tekrar Milli Eğitim Şube Müdürlüğü koltuğunu oturabildi. 5,5 yıl her gün Eskişehir'den Bilecik Pazaryeri'ne gidip geldi. Muhalefet partisinden milletvekili adayı olmasının bedelini ağır ödedi. Bu süreçte Kaya, büyük mücadele verirken, milletvekili adayı olduğu parti olan MHP onu yalnız bıraktı. Onun hakkını savunmak için gayret göstermedi. MHP Eskişehir Teşkilatı bu süreçte onunla ilgili bir tek basın açıklaması yapmadı. MHP Milletvekilleri TBMM'de 'Yargı kararını niye uygulamıyorsunuz? MHP'den aday oldu diye bir bürokratı yıllarca başka bir ilde sürgün olarak nasıl çalıştırıyorsunuz?' diye soru önergesi vermedi.

HAYIRLI OLSUN
Yaklaşık 5,5 yıl Bilecik Pazaryeri'nde çalışan Kaya'ya bir yıl aradan sonra yine yol göründü. Kaya,2014 Temmuz'unda Ankara Yenimahalle Milli Eğitim Şube Müdürlüğüne atandı. Turhan Kaya 6 Mart Pazartesi günü itibariyle emekliye ayrılacak. Kaya'yı uzun yıllardır tanırım. İyi bir bürokrat olarak Eskişehir eğitimine önemli hizmetleri oldu. Kendisine yapılan haksızlıklar karşısında eğilip, bükülmedi. Hep dik duruş sergiledi. Milletvekili adayı olduktan sonra kendisine 5,5 yıl yaşatılan zulüm Eskişehir Siyaset Tarihi'nde unutulmayacak. Turhan Hoca'nın emekliliğinin hayırlı olmasını diliyorum. Yeni yaşamında sağlık ve mutluluk diliyorum…


***

NOSTALJİ
ESKİŞEHİR HEYETİ
TÜZÜK KURULTAYI'NDA
Yıl 1993. 24 yıl önce Ankara'da Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin (SHP) Tüzük Kurultayı yapılıyor. SHP Eskişehir Örgütü Kurultay'da Genel Başkan Merhum Erdal İnönü ve Eskişehirli Genel Sekreter Cevdet Selvi ile birlikteler. O zaman SHP'nin İl Başkanı merhum Kemal Metin'di. Dik duruşu, dürüstlüğü ve babacan tavrıyla örgüt tarafından sevilen bir isimdi. O günkü Eskişehir heyetinde eski milletvekili İsmail Özen, merhum Niyazi Önal, Nilgün Süer, Tahsin Bezek, Demiryol-İş Eskişehir Şube Başkanı Fahrettin Ersalman ve bugünün Odunapazarı Belediye Başkanı olan Kazım Kurt yer aldı.


****
ÇORBAYA NE DOĞRARSAN KAŞIĞINA GELİR

Almanya, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Almanya'nın Gaggenau kentinde miting yapmasına izin vermedi. Benzer şekilde Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin Köln'de pazar akşamı yapacağı referandum kampanyasına da izin verilmedi. Almanya'nın bu tavrı hem hükümet çevresinden hem de havuz medyasından büyük tepki gördü. Şimdi ben onlara soruyorum; Meral Akşener'in Çanakkale toplantısını engellemek için elektrikleri kesenler, Yalova mitingini sudan bahanelerle iptal edenler, O'nun MHP Genel Başkanı olmaması için mahkeme kararıyla kongre yaptırmayanlar, referandumda 'Hayır oyu' verecekleri hain ve terörist ilan edenlerin Almanya'ya tepki göstermelerine anlam veremiyorum. Demek ki bunlar işlerine geldiğinde demokrasi ve adaleti savunuyorlar. Türkiye'de adalet ve demokrasiyi ayaklar altına alanlar, Almanya'dan demokratik bir tavır beklemesin. Ne diyeyim? 'Çorbaya ne doğrarsan kaşığına gelir.'
***


CUMARTESİ HİKAYESİ
GELECEĞİNİ BİLİYORDUM ARKADAŞIM


Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü.

HAYATINI TEHLİKEYE ATMA
İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu:
- Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim? 'Delirdin mi?' der gibi baktı teğmen.
-Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma. Asker ısrar etti.
DEĞMEZ DEMİŞTİM
Teğmen:- Peki, dedi. Git o zaman. İnanılır gibi değildi. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
Teğmen,kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü:
-Sana hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bak haklı çıktım. Bu zaten ölmüş.

SON SÖZLERİ
-Değdi teğmenim, dedi asker hıçkırarak. Gene de değdi, çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak dünyaya bedeldi benim için.
'Geleceğini biliyordum canım arkadaşım, diyordu arkadaşım… Geleceğini biliyordum!..'

foto şaka

Eskişehirspor Başkanı Halil Ünal: Sayın Bakanım size memleketinizin plakası olan 69 numaralı formayı hediye ediyorum. Siz de bize devletin kasasından 69 milyon lira gönderirsiniz artık.
Maliye Bakanı Naci Ağbal: Keşke Bayburt yerine Adanalı olsaydım. 1 milyon lirayla yırtardım.