Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP)Temsilciler Meclisi’nin 22-23 Kasım arasında Eskişehir’de gerçekleştirdiği Hekimdağı Toplantısı Sonuç Bildirisi yayınlandı. Toplantıya Eskişehir, Antalya, Kocaeli, Sakarya, İstanbul Silivri, Denizli, Van, Konya, Çanakkale, Zonguldak, Kayseri, Niğde illerinden çevre koruma örgütlerinin temsilcileri ile Ata Tohum Takas Derneği ve Türkiye Ormancılar Derneği yöneticileri katıldı.
FİKİR ALIŞVERİŞİ
TÜRÇEP’in kuruluşundan bugüne doğanın, doğal ve kültürel değerlerin talanına, doğanın yok edilmesine dönüşen saldırılara karşı amacı doğrultusunda çalışmalar yaptığı hatırlatılan açıklamada, Hekimdağ toplantısında katılımcıların bölgelerindeki çevre sorunlarıyla ilgili gerçekleşecek mücadelenin bilgilendirmesi yapıldığı belirtildi.
SARICAKAYA’DA ÇED SÜRECİ BAŞLATILMALI
Toplantıda alınan kararlar şu şekilde: “Havamıza, toprağımıza, suyumuza ve ormanımıza sahip çıkmalıyız. Siyanürle altın üretimi yasaklanmalıdır. Cengiz Holding’in Eskişehir’de yapmak istediği altın madenciliği engellenmelidir. Saıcakaya Bilal Habeşi Altın Gümüş madeni projesi için ÇED süreci başlatılmalıdır.
ATALIK TOHUM TEŞVİK EDİLMELİ
5553 sayılı tohumculuk yasasındaki Atalık tohumlarla ilgili yasaklar kaldırılmalıdır; Su isteği fazla olan bitkilerin su kıtlığı çeken bölgelere ekimleri ve verilen teşviklerin engellenmelidir. Yasaklanan pestisitlerin stoklarının bitmesi beklenmeden toplatılıp imha edilmesi gerekmektedir. Atalık tohumla yapılan ekimlere de hibrit tohumlar gibi teşvik verilmesi gerekmektedir. İç Anadolu ve Konya kapalı havzasındaki çölleşmenin önüne geçilmesi, ülkemiz için hayati önemdedir. Obruk oluşumunun önüne geçilmelidir. Yeraltı zenginliklerimizi yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekilmesinin önüne geçilmelidir.
TARIM ARAZİLERİNİ KORUMALIYIZ
Güneş Enerji (GES) ve Rüzgar Enerji Santrallarının (RES) tarım arazilerine yapılmasının önüne geçilmelidir. Hidro Elektrik Santrallarının (HES) her yerde kurulmasının önüne geçilmelidir. Jeotermal Enerji Santralları (JES) çevre sorunlarına neden olmamalıdır. Kömürlü termik santralleri zaman içinde terk etmeliyiz. Nükleer enerjiden derhal vazgeçilmelidir.
GELECEĞİMİZİ KURGULAMALIYIZ
Ormanların rant uğruna kesilmesinin önüne geçilmelidir. Tüm bunları yaşama geçirirken Türkiye’deki çevre örgütlerini, ağları, platformları ile birlikte hareket etmemizin yaşamsal önem taşıdığını, Anadolu coğrafyasında kurulu bulunan, aynı alanda mücadelelerini amaçları doğrultusunda sürdüren, tüm çevre ve ekoloji kuruluşlarını, oluşum ve platformları, birlikte düşünmeye, birlikte mücadele etmeye ve geleceğimizi birlikte kurgulayıp hep birlikte toplumsal olarak bir bütün halinde kazanmak için aklımızı, yüreklerimizi, deneyim ve birikimlerimizi kullanmalıyız.”