Ayrıca, tasavvufta önemli bir yer tutan “Terk-i Hesti” kavramına odaklanacağız. Bu ifade, varlık ve benlikten sıyrılmayı ifade eden derin bir tasavvufi anlayışı temsil eder. Tasavvuf felsefesinde kişinin dünyevi arzulardan arınarak manevi olgunluğa ulaşmasını anlatan bu kavram, birçok mutasavvıf tarafından yorumlanmıştır. Yazımızın ilerleyen bölümlerinde, bu kavramın detaylarını ve tasavvuf içerisindeki yerini açıklayacağız.
Hesti Ne Demek?
“Hesti” kelimesi, dil ve bağlama bağlı olarak farklı anlamlar taşıyan bir sözcüktür. Osmanlıca ve Kürtçede farklı şekillerde kullanılan bu kelime, tasavvufta da derin bir anlam kazanarak “Terk-i Hesti” kavramında karşımıza çıkar. Etimolojik olarak incelendiğinde, bu kelimenin kökeni ve kullanım alanları hakkında ilginç detaylar ortaya çıkmaktadır.
Hesti Ne Demek Osmanlıca?
Osmanlıca, Arapça ve Farsça kökenli birçok kelimenin harmanlandığı, tarihi belgelerde sıkça karşılaştığımız bir dildir. “Hesti” kelimesi Osmanlı Türkçesinde "varlık", "mevcudiyet" anlamına gelmektedir. Tasavvuf ve edebi metinlerde de geçen bu kelime, bireyin dünya ile olan bağını, fiziksel ve ruhsal varlığını ifade eden bir terim olarak kullanılmıştır.
Örnek:
Osmanlıca metinlerde "hesti", bir varoluş ya da mevcudiyet hali olarak karşımıza çıkabilir. Örneğin, bir divan şairinin şiirinde “Hesti bî-hûd oldı” ifadesi, "Varlığı bilinçsiz hâle geldi" ya da "Kendinden geçti" anlamında kullanılabilir. Tasavvufta ise, “Hesti” kelimesi fani dünya ile bağın var olması, dünyevi varlık içinde bulunmak anlamına gelir. Bu bağlamda, “Terk-i Hesti” kavramı da önem kazanmaktadır.
Hesti Kürtçe Ne Demek?
Kürtçede “Hest” kelimesi "his", "duygu", "sezgi" anlamına gelir. Türkçedeki "hissetmek" fiiline benzer bir anlam taşır. Kürtçede kelime çoğu zaman insanın iç dünyasındaki duyguları ifade etmek için kullanılır.
Örnekler:
"Ez hest dikim ku ew rast e" → “Hissediyorum ki bu doğru.”
"Hest û şûr" → "His ve coşku" anlamına gelen bir deyimdir ve genellikle duygusal yoğunluğu ifade eder.
Dolayısıyla, Osmanlıca'daki “Hesti” kelimesi “varlık” anlamına gelirken, Kürtçedeki “Hest” kelimesi insanın duygusal ve sezgisel yönüne işaret eder.
Terk-i Hesti Ne Demek?
“Terk-i Hesti” ifadesi tasavvuf literatüründe önemli bir kavramdır. “Hesti” varlık anlamına geldiği için, “Terk-i Hesti” ifadesi “varlığı terk etmek” ya da “benliği, dünyevi arzuları bırakmak” anlamına gelir. Bu kavram, tasavvufta kişinin dünyevi bağlardan sıyrılarak tam bir manevi olgunluğa erişmesini ifade eder. Bir nevi "benliği terk etmek" ve "Allah’a tam anlamıyla yönelmek" anlamına gelir. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve İbnü’l-Arabî gibi büyük mutasavvıflar, benliği terk etmenin insanın hakikati bulması için önemli olduğunu vurgulamışlardır.
Örnek:
Bir dervişin manevî yolculuğa çıkıp dünyevi arzulardan, egodan ve maddi hırslardan tamamen arınarak sadece Allah’a yönelmesi Terk-i Hesti olarak yorumlanır.
Mevlânâ’nın şu sözü de Terk-i Hesti kavramına işaret eder:
“Sen seni bırak ki sen O’nu bulasın.”
Tasavvuf yolunda ilerleyen biri için Terk-i Hesti, sadece maddi dünyayı terk etmek değil, aynı zamanda kibirden, bencillikten ve nefsin kötü yönlerinden sıyrılmayı da içerir.