Çocuklarda görülen kalp hastalıkları, doğuştan gelen veya yaşamın ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkan kalp sorunlarını kapsamaktadır. Bu hastalıklar, doğumdan itibaren gelişebilir veya daha sonraki yaşlarda kendini gösterebilir.

CHD Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Kongenital Kalp Hastalığı (CHD), kalp gelişiminin doğum öncesi dönemde tamamlanmaması sonucu ortaya çıkan kalıtsal bir hastalıktır. CHD hastaları, kalpte üfürüm ve siyanoz gibi belirtilerle kendini gösterebilen çeşitli yakınmalardan şikâyetçidir. Bu belirtiler arasında kilo alımında azalma, gelişim geriliği, morarma (siyanoz), hızlı nefes alıp verme (taşipne), göğüs ağrısı ve çarpıntı gibi semptomlar bulunur. Bazı hastalar ise daha ciddi etkilenerek, bebeklik döneminde hayatı tehdit eden morarma atakları ve kardiyonörolojik hasarla karşı karşıya kalabilir.

CHD’nin Görülme Sıklığı ve Risk Grupları

CHD, her 100 canlı doğumda yaklaşık bir oranında görülen nadir bir hastalıktır. Tüm ırklarda ve her iki cinsiyette de eşit sıklıkta ortaya çıkabilen CHD, dünya genelinde en sık görülen doğuştan gelen kalp anomalisi olarak bilinir.

Hastalığın Nedenleri

CHD'nin nedenleri arasında genetik faktörler önemli rol oynamaktadır. Prematüre doğum, çoklu gebelik, rahim içi enfeksiyonlar, annenin hamilelik sırasında geçirdiği enfeksiyonlar (grip, kızamıkçık gibi) ve annenin kullandığı bazı ilaçlar hastalığın oluşumuna katkıda bulunabilir. Ayrıca, annenin 40 yaş üzerinde olması, diyabet veya hipertansiyon gibi hastalıklara sahip olması, sigara içimi gibi faktörler de CHD riskini artırır.

CHD Kalıtsal mıdır?

CHD poligenik multifaktöryel kalıtım gösterir, yani tek bir genle ilişkili değildir. Bu durum, hastalığın sadece ebeveynlerde bulunmadan da çocuklarda ortaya çıkabileceği anlamına gelir. CHD'si olan birinci derece akrabaların (ebeveynler veya kardeşler) bulunduğu ailelerde, bebeklerin CHD riski genel popülasyona göre 3 ila 4 kat daha fazladır.

Regl sancısına karşı uzman önerileri Regl sancısına karşı uzman önerileri

Hastalığın Başlıca Bulguları: Üfürüm ve Siyanoz

Yenidoğan döneminde CHD'nin başlıca belirtileri, üfürüm ve siyanozdur. Bazı bebeklerde doğumdan hemen sonra belirti görülmese de, nabız oksimetri taraması yapılarak tanı konulabilir. ABD’de zorunlu olan bu test, Türkiye’de de bazı doktorlar tarafından uygulanmaktadır. Nabız oksimetri taraması, ciddi CHD lezyonlarını tespit etmek için güvenilir bir yöntemdir.

Hastalık Her Çocukta Aynı mıdır?

CHD, her çocukta farklı şekillerde seyreder. Kalp deliklerinin veya kapak darlıklarının tipine göre hastalığın etkileri değişebilir. Bazı durumlarda ciddi müdahale gerektirmezken, diğer durumlarda erken cerrahi müdahale gerekebilir.

Çocuklarda ve Erişkinlerde Farklılık Gösterir mi?

CHD, çocuk büyüdükçe bazı vakalarda iyileşme eğilimi gösterirken, yenidoğan döneminde müdahale edilmezse ölümcül sonuçlar doğurabilir. Yetişkinlerde ise CHD, ayrı bir uzmanlık gerektirir ve takibi, diğer kalp hastalıklarından farklı bir seyir izler.

CHD Nasıl Teşhis Edilir?

CHD tanısında en etkili yöntem ekokardiyografik analizdir. Ek olarak, EKG, nabız oksimetri taraması gibi testler de kullanılabilir. Genetik analizler ise bazı durumlarda hastalığın nedenlerini belirlemeye yardımcı olur. Kardiyak anjiyo, kardiyak CT ve MR gibi gelişmiş görüntüleme teknikleri de tanı sürecinde önemli bir rol oynar.

Tedavi ve Müdahale Süreci

Doğumdan sonra ilk yıl içerisinde kritik CHD vakalarında kateter veya cerrahi müdahale gerekebilir. Müdahale gerekmeyen vakalarda ise hastalık zamanla iyileşme eğilimi gösterebilir.

CHD, her çocukta farklı şekillerde seyretse de, erken teşhis ve uygun tedavi ile hastalığın etkileri büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.

Kaynak: Haber Merkezi