DOĞRU UYGULAMA DEĞİL
13-17 Kasım'daki ara tatilde EBA üzerinden yapılacak olan seminerlerin yüz yüze gerçekleştirilecek olmasını değerlendiren Akar, 'Molada bence öğretmenin bir seminer çalışması için okula getirilmesine ya da bir seminer çalışması yapılmasına gerek yok. En azından öğretmen de istirahat etmeli. Sonrasında verimli şekilde eğitim devam eder. Adı tatilse eğer bunu tatil gibi yapmak lazım. Bu durumla ilgili doğru olmadığına dair açıklama da yaptık. Ailelerin yanına gidecek olan öğretmenlerimiz de hazırlık yapmıştı. En azından uzaktan olacak şekilde uygulamayı devam ettirmek daha sağlıklı olabilir. Bakanlığın bir geri dönüş yapmasını umut ediyoruz' diye konuştu.
DİN EĞİTİMİ DEĞİL BİLGİLENDİRME
Seminerler kapsamında son gün 'din öğretimi' adı altında verilecek olan eleştirilere yanıt veren İbrahim Akar, 'Hiç kimseye bir dini eğitim verilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Bir bardak suda fırtına koparmak gibi bir alışkanlık var bazı kesimlerde. ÇEDES uygulamasında da olduğu gibi burada yapılan çalışmalar akademik çalışmalar. Öğretmenlere izletecekleri videolarda, verecekleri eğitimde akademik anlamda bilgiler sunulacak. Namaz hocasını alıp öğretmene din eğitimi verilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Konuyu kendi mecrasının dışına çıkarmanın çok doğru bir tarafı olduğunu düşünmüyorum. Konuyu şöyle ele almak lazım Dinayet'in görevlisi İlahiyat Fakültesi'ni bitirmiş. İlahiyatı bitiren kişilerin bir kısmı öğretmen oluyor, okullara atanıyor bir kısmı başka alanlarda görevlendiriliyor. Bu çalışmayı yapacak kişiler Diyanet İşleri Başkanlığının bu pedolojiye sahip kişiler arasından seçilen bu alanla ilgili yetkili kişiler. Bunlar kim? 657 sayılı kanuna tabi devlet memurları. Devlet memurundan bahsediyoruz, laikliğe aykırı olduğundan bahsediyoruz. Devlet memurunun okulda kendi alanıyla ilgili bir konuda öğrencilere herhangi bir program düzenlemesi ne kadar akla aykırı' dedi.
GENEL MÜDÜRLER TARAFINDAN
'Burada amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek' diyen Akar, sözlerine şu şekilde devam etti: 'Ben bunu anlatırken şu örneği de verdim: Örneğin okullarda konferans düzenleniyor. Depremle ilgili bir konferans düzenleneceği zaman ne yapılıyor? Dışarıdan bu konuyla ilgili bir yetkili, uzman veya bir mühendis davet ediliyor. Deniliyor ki konuyu ehlinden dinleyelim. Şimdi şu soruyu soruyor muyuz o zaman? Okulda coğrafya öğretmeni dururken niye bu konuyu dışarıdan bir mühendis getirilip de anlatılıyor diye soruyor muyuz? Sormuyoruz. Bu eleştirilen çok fazla amacının dışına çıkarıldığını düşünüyorum. Din eğitimi veriliyor şeklindeki konuya da programdan bakalım. 2023 yılı Kasım dönemi mesleki çalışmalar: 17 Kasım Cuma günü Din Öğretimi Genel Müdürü Dr. Ahmet İşleyen tarafından Temel Eğitim ve Ortaöğretim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi diye bir video ders ya da Ahmet İşleyen tarafından bir konuşma yapılacak. Burada nerede öğretmenlere din öğretimi veriliyor diye bir ders var? Burada her alanda genel müdürler eğitim verecekler. Mesela, ortaöğretim politikalar, mesleki ve teknik eğitimin kalkınmada rolü, eğitimde teknoloji kullanımı. Mesleki ve teknik eğitimle ilgili mesleki eğitim genel müdürü bir konuşma yapacaksa bütün öğretmenlere mesleki alanla ilgili bir yönlendirme mi yapmış olacak? Bu bir yaptırım değil. 6-7 tane genel müdür kendi alanlarıyla bilgilendirmelerde bulunacaklar.'
KASITLI YAPILIYOR
Akar, 'Burada kimseye ne bir dini eğitim verilecek ne de bir namaz hocası eşliğinde bir program yapılacak. Başkaca bir çalışma olmayacak, bu sadece işleyişle ilgili yapılanlarla ilgili bilgilendirme. Yine konu kendi amacının dışına saptırılmaya bazı kesimler tarafından da kasıtlı olarak bu yapılmaya bir algı türetilmeye çalışılıyor. Çok da doğru bulmuyoruz' ifadelerini kullandı.
Editör: TE Bilisim