21 Ağustos akşamı ESTV'de benim de katıldığım programda Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç BAKSAN ile ilgili düşüncelerini aktardı…

Bilindiği gibi BAKSAN Sanayi Sitesi 2012 yılında, Büyükşehir Meclisi tarafından alınan bir kararla Kentsel Dönüşüm Alanı ilan edilmiş, ancak konunun mahkemeye intikal etmesiyle meclis kararı iptal edilmişti…

Ataç, hızla değişen ve gelişen Tepebaşı Bölgesi'nde kalan ve Eskişehir'in belki de en değerli alanlarından biri olan BAKSAN'da çok önemli projeler yapmak istediğini anlattı…

Bundan söz ederken de,

'Eskişehir'in en değerli yerinde en kötü iş yapılıyor' şeklinde bir ifade kullandı…

Başta BAKSAN esnafı olmak üzere, Ataç'ın bu sözlerle neyi ifade etmeye çalıştığını herkes anladı…

Ancak işin içine siyasi mülahaza girince, bunu kaçırılmaz bir fırsat olarak görenler hemen harekete geçip, kendilerini siyaset arenasında bir adım öne çıkaracağını umdukları hamleyi gerçekleştirdiler…

1200 esnafın bulunduğu BAKSAN Sanayi Sitesi'nden 30 kişiyi bile bulmayan (28 kişi) bir esnaf grubunu arkasına alan kooperatif avukatı bir açıklama yaptı…

Ataç'ın 'Eskişehir'in en değerli yerinde en kötü iş yapılıyor' sözleri nedeniyle esnaftan özür dilemesi gerektiğini, oradaki esnafın uyuşturucu üretmediğini, alnının teriyle ekmek parası kazandığını söyledi…

***

O akşamki tv programında Ataç'ın BAKSAN'la ilgili düşüncelerini aktardığı bölümü baştan sona dinleyenlerin gülüp geçeceği bir tepkiydi bu…

Ataç'ın söylediklerini öncesi ve sonrasıyla dinleyen ve değerlendirenler, Ataç'ın asla böyle bir şeyi ifade etmediğini zaten anladılar…

Ancak, konuşmanın içinden başını ve sonunu keserek cımbızla çekilen bölüm, kolaylıkla tartışma konusu yapılabilirdi ve öyle de yapıldı…

Gündoğdu Mahallesi'nde de benzer polemiklerle iş boğuntuya getirilmiyor mu?

Getiriliyor…

Şimdi de aynı senaryo BAKSAN'da yapılmaya çalışılıyor…

Her iki tarafta da belediye başkanlarının son derece yapıcı ve sıcak yaklaşımlarına, vatandaş yanlış yönlendirilerek farklı tepkiler geliştiriliyor…

Amaç?

Amaç belli;

CHP'li belediyelere; şehrin çehresini değiştirecek yeni hareket alanları yaratmamak…

***

BAKSAN'ın üzerinde bulunduğu arazi, Eskişehir'in en değerli arazilerinden biri…

Oradaki mülk sahipleri adeta bir altın madeni üzerinde oturuyorlar…

Ne var ki, bu kadar değerli bir araziyi, şu anki işlerini rahatlıkla şehrin başka bir bölgesinde kurulabilecek bir sitede yürütebilirler…

BAKSAN'daki mülk sahipleri ise bu bölgenin yeniden planlanıp farklı şekilde değerlendirilmesiyle, kendilerinin bile inanamayacağı bir rant elde edecekler…

Bunun nasıl bir sıkıntısı ya da olumsuz yönü olabilir anlayabilmiş değilim…

Ne Ahmet Ataç ne Tepebaşı Belediyesi ne de başka bir kişi ya da kurum, oradaki mülk sahiplerinin elinden haklarını alabilir mi?

Elbette alamaz…

Ama dedik ya;

1999'dan bu tarafa şehirde süregelen değişim ve gelişim çizgisinin genişleyerek sürmesini istemeyen AKP siyasetçileri, mülk sahiplerinin hassasiyetini yanlış yönlendirerek, asıl zararını mülk sahiplerinin çekeceği bir inada bindiriyorlar işi…

Ve BAKSAN,

Değerini 10'a 20'ye katlayacak, en az Fabrikalar Bölgesi kadar değerlenebilecek bir dönüşümden uzak tutuluyor ne yazık ki…