Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Eskişehir'deki Anadolu Liseleri Rehberlik servislerine yazılar göndermiş.

BEŞ GÜN ÖNCE
OYLANACAK
Öğrencileri 21 Nisan 2017 tarihinde İstanbul Grand Cevahir Otel'de düzenleyecekleri 'Genç Türkiye Kongresi'ne davet etmiş. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı da gerekli onayları vermiş. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, TÜGVA'nın Yüksek İstişare Kurulu Üyesi. Bundan dolayı Eskişehir'deki okul müdürleri istenilen sayıda öğrencinin bu kongreye katılımlarını mutlaka sağlar. Kongrede, 'Bağımlılık ve Bağımlılıkla Mücadele', 'Çevre ve Doğa Bilinci', 'Gündelik Hayatta Doğruluk (Gündelik Hayat, Ticari Hayatta Doğruluk, Reklamlar ve İnternet)', 'Toplumsal Rollerimiz (Aile içi Rollerimiz, Kadın-Erkek İlişkileri), 'Özgürlük mü Adalet mi?', 'Popüler Kültür', 'Bilgi Kaynaklarımızın Sorgulanması', 'Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi' konuları masaya yatırılacak. Gönderilen davetiyede son gündem maddesi olan 'Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi' ile ilgili tartışılacak konularla ilgili şu bilgiler verildi; 'Yeni Anayasa Türkiye İçin Gerekli mi? Yeni Anayasa'da Olması Gerekenler. Yeni Anayasa ve Gençlik. Yeni Anayasa ve Yönetim Sistemi. Başkanlık Sistemi ve Türkiye.' Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi bu panelden 5 gün önce oylanacak.
GENÇ BEYİNLER
YIKANMAK MI İSTENİYOR?
TÜGVA halkın büyük çoğunluğunun halkın Cumhurbaşkanlığı görünümlü Başkanlık sistemine 'Evet' diyeceğinden kesin emin mi ki referandumdan beş gün sonra bunu Genç Türkiye Kongresi'ne taşıyacak? Ya sonuç 'Hayır' olursa burada yapılacak tartışmada hangi bir sonuç çıkar? Referandumdan beş gün sonra bu konunun ilk seçimde oy kullanacak lise öğrencileriyle tartışılması son derece manidar. Aynı Kongrede 'Toplumsal Rollerimiz' başlığı altında tartışılacak konularda dikkatimi çekti. Bu başlık altında liseli gençlerle şu konular paylaşılacak; ' Ailede çalışma zorunluluğu olan birey hangisidir? Neden? Kadınların İş Piyasasındaki Varlığı ve Çalışmasının Olası Etkileri Nelerdir? Ailede Anne ve Babanın İkisinin de Çalışması Çocuklar Üzerinde Ne Gibi Sonuçlar Doğurur? Toplum ve Aile Yapısı Nasıl Etkilenir?' sorulara baktığımızda liseli gençlerden bu konuda hangi yanıtların istendiği anlamamız hiçte zor olmadı. Bu kongrede liseli gençlere; 'Ailede çalışma zorunluluğu olan birey babadır. Anne ve babanın ikisinin de çalışması çocuklar üzerinde olumsuz etki yaratır. Anne evde çocuğa baksın. Baba çalışsın. Kadınlar çalışmaz, evde çocuk bakarsa Türkiye'deki işsizlik de kalmaz' diye telkinlerde mi bulunulacak? Çağdaş Türk Kadınını, Araplarda olduğu gibi eve hapsetmek için mi genç beyinler yıkanmak isteniyor?

***
DÜNYA KUPASINDA OYNAYAN
TEK ES ES'Lİ'NİN NEDEN İZİ YOK?
Türkiye A Milli Futbol Takımımız Şenol Güneş'in teknik direktörlüğünde 2002'de Japonya ve Güney Kore'nin ev sahipliğini yaptığı Dünya Kupası'nda üçüncü olarak, büyük bir başarı elde etmişti.

ESKİŞEHİRSPOR'DA BAŞLADI
Bu efsane milli takımın ikinci kalecisi Eskişehirli Ömer Çatkıç'dı Saç kesimi ve stili ile Dünyanın en iyi kalecilerinden birisi olan Fabien Barthez'e benzerliği nedeniyle futbol dünyası ona 'Barthez Ömer' lakabını takmıştı. Ömer 15 Ekim 1974'de Eskişehir'de doğdu. Futbola Eskişehirspor'un altyapısında başlayan Ömer Çatkıç, 1992-1993 sezonunda as takıma geçerek profesyonel kariyerine başladı. 6 sezon (127 lig maçı) Eskişehirspor'da oynadıktan sonra 1998'de Gaziantepspor'a transfer oldu. 2004-2006 yılları arasında Gençlerbirliği, 2006-2007 sezonunda Bursaspor formalarını giydi. 2007-2008 sezonunda Gaziantepspor'da oynayan Ömer, 2008-2012 yılları arasında Antalyaspor'un kalesini korudu. Ağustos 2012'de futbolu bıraktığını açıkladı.

ÇİN MAÇINDA OYNADI
2002-2005 yılları arasında A Milli Takımda Rüştü Reçber'in yedeği olan Ömer Çatkıç, 19 kez milli formayı giydi. 69 kez milli takımı çağrılan Ömer, önünde Rüştü gibi Dünya çapında bir kaleci olmasının şansızlığını yaşayarak, 19 kez milli olabildi. 12 yıl önce Türk Futbol Tarihi'nin en büyük başarısını göstererek, Dünya Üçüncüsü olan 23 kişilik Milli Takım kadrosunda yer aldı. Türkiye'nin grupta Çin Halk Cumhuriyeti'ni 3-0 yendiği maçta forma giydi. Bronz madalya aldı.

TEPEBAŞI BİR İLKE İMZA ATTI
Tepebaşı Belediyesi 'Altın Ayaklar' projesiyle bir ilke daha imza atarak, futbolumuzun unutulmaz isimleri, ayak ve el izleriyle ölümsüzleştiriyor. Ayak ve el izleri 20 Ekim 2012 tarihinde Eskişehir'in en işlek yerlerinden biri olan Espark önündeki alana yerleştirilerek, futbol severlerin izlenimine açılmıştı. Eskişehirspor'un gerçek efsaneleri Fethi Heper, İsmail Arca, Nihat Atacan, Ender Konca, Burhan İpek, Süreyya Özkefe, İlhan Çolak, Kamuran Yavuz, Ayhan Aşut, Burhan Tözer, Vahap Özbayer, Sinan Alağaç, Abdurahman Temel, Halil Güngördü ve Mümin Özkasap'ın ayak izleri yer aldı. Daha sonraki yıllarda merhum Ediz Bahtiyaroğlu ile Rood Boffin'in el ve ayak izleri ölümsüzleştirildi. Metin Oktay, Lefter Küçükandonyanis, Coşkun Özarı, Süleyman Seba, Gündüz Kılıç, Hakkı Yeten, Turgay Şeren, Basri Dirimlili, Can Bartu, Sükrü Ersoy, Şükrü Gülesin, Şanlı Sarıalioğlu, Şenol Güneş, Cüneyt Tanman, Ogün Temizkanoğlu ve Metin Kurt gibi Türk futbolunda iz bırakmış isimlerde bu projeyle ölümsüzleştirildi.

OGÜN'ÜN VAR ÖMER'İN YOK
Daha sonraki yıllarda Aykut Kocaman ve Aleks'in ayak izleri alınarak ölümsüzleştirildi. Dünya Kupası'nda oynayan tek ES ES'li Ömer Çatkıç'ın bu projede neden izi yok? Şenol Güneş tarafından 2002 Dünya Kupası'na götürülmeyen Ogün Temizkanoğlu'nun izi var. Bu Dünya Kupası'nda forma giyen tek ES ES'linin el ayak izi yok. El ayak izleri alınan futbolcular hangi kriterlere göre belirleniyor? Hami Mandıralı mı yoksa Ogün Temizkanoğlu mu Trabzonspor efsanesi? Bugüne kadar ayak izi alınmaya değer görünmeyen Mustafa Denizli'nin sırf Eskişehirspor'u çalıştırıyor diye yarın ayak izleri alınırsa doğrusu hiç şaşırmam. Dünya Kupası'nda oynayan tek ES ES'li olan Çatkıç'ın el ayak izleri alınarak, futbolcuya gereken vefa gösterilmeli…


----

FEDERASYON ARCA'YA DAVETİYE GÖNDERDİ

24 Mart'ta Görünüm'de 'Vefa Sadece Bir Semt Adı Değildir' başlıklı yazımda Eskişehirspor'un gerçek efsanesi İsmail Arca'nın Anadolu Gazetesi'nde Osman Cemoğlu'na yaptığı sitem dolu açıklamalara yer vermiştim. Arca; 'Genç Milli ve Ümit Milli Takım formalarını giyerken kendi taraftarımın önünde oynamak kısmet oldu. Ancak en büyük arzum A Milli Takım formasıyla taraftarımın önüne çıkmaktı. Ne yazık ki o yıllarda A Milli Takım maçları yalnızca İstanbul, Ankara ve İzmir'de oynanırdı. Bu nedenle bu onurdan, bu heyecandan mahrum kaldım. Asıl üzüldüğüm nokta şehrimde ilk kez oynanacak A Milli maça nezaketen de olsa bir davet almayışımdır' demişti. Ben de 'Futbol Federasyonu efsane kaptanı Eskişehir'de 27 Mart Pazartesi günü oynanacak Moldova maçına davet etmeyerek, büyük bir vefasızlık yaptı. Eskişehirspor Başkanı Halil Ünal bu duruma el koymalı. Başta İsmail Arca olmak üzere, A Milli formayı terletmiş tüm Eskişehirsporlu eski futbolcuları bu maça davet etmeli. Onları plaketle onurlandırmalıdır. Bunu yaparak, Vefa'nın sadece İstanbul'daki bir semt adı olmadığını herkese göstermelidir' diye yazmıştım. Yazımdan sonra Türkiye Futbol Federasyonu, Fethi Heper aracılığıyla gönderdiği davetiyelerle başta İsmail Arca olmak üzere Eskişehirspor'un efsane oyuncularını Türkiye-Moldova maçına davet etti. Arca böylece 9 kez kaptanlığını yaptığı A Milli Futbol Takımının Eskişehir'deki ilk maçını seyretmiş oldu. Milli maç öncesinde İsmail Arca daha önce kaptanlıklarını yaptığı Fatih Terim ve Mustafa Denizli ile hasret giderdi. İsmail Arca, Terim ve Denizli ile 6 Nisan 1977 Finlandiya milli maçından 40 yıl sonra Eskişehir'de buluştu.

***
FOTO ŞAKA

AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Volkan Doğan: Bakanım, 2019'da artık beni Odunpazarı Belediye Başkan adayı yaparsınız
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı: Volkancığım gençsin, yakışıklı ve çalışkansın. Senden daha iyisini mi bulacağız?
AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü: Bakanım, ben de genç sayılırım. Başımda kel değil. Büyükşehir Karacan, Odunpazarı Doğan olacak. Bu garibi Tepebaşı'na aday yapsanız, kıyamet mi kopar?