Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı olarak katıldığı her mitingde Filistinlilere insanlık dışı zulüm yapan İsrail'e tepkilerini dile getiriyor. Dünyanın bu katliama sessiz kalmaması gerektiğini söylüyor. Çocukları bile acımasızca öldüren İsrail'e içinde bir toz zerresi vicdanı olan herkes tepki gösteriyor. Erdoğan'ın bu konudaki açıklamalarını Türkiye'nin dış politikası açısından doğru buluyorum.

IŞİD'E NEDEN TEPKİ
GÖSTERMİYOR?
Ancak aynı Erdoğan, İsrail'in cinayetlerine verdiği tepkinin yüzde birini burnumuzun dibinde 6000'in üzerinde insanı vahşice katleden IŞİD için neden vermiyor? Irak'ta öldürülenler arasında Türkmenlerde var. Diğer Müslümanlarda var. Telafer'den kaçan binlerce Türkmen, gidecekleri yerleri olmadığı için Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin başkenti Erbil'in girişindeki bir depoda 45-50 derece sıcaklıkta aç-susuz kaderlerine terk edildi.


TÜRKMENLER
SAHİPSİZ BIRAKILDI
Sıcaktan her gün küçük çocukların ve yaşlıların öldüğü bölgede Türk Basınına konuşan Türkmenler, 'Burada Arap'ın, Kürt'ün sahibi var, bir tek Türkmenlerin yok' diyor. AKP İktidarı, Mısırlıya, Suriyeliye, Filistinliye gösterilen ilgi ve desteği kendi kanımızdan olan Türkmen kardeşlerimizden esirgemesi insanı çileden çıkarıyor. Yaklaşık iki aydır Musul başkonsolosumuz dahil 49 Türk vatandaşımız IŞİD'in elinde tutsak. Dışişleri Bakanına göre ise 'misafir ediliyorlar!' Zorla misafirlik olur mu? Başbakan miting meydanlarında bu canilerin elinde tutsak edilen 9 aylık Ela bebekten neden söz etmiyor? Ela Bebek Arap olmadığı için mi söz etmiyor? Başbakan onun son durumunu biliyor mu? Başkonsolosluğumuzu basma cüretini gösteren IŞİD'in Türkiye uzantılarının ülkemizde her türlü çalışmayı rahatça yapmalarına nasıl izin veriliyor? Başbakan IŞİD'e neden terörist diyemiyor?


BÖYLE DÜNYA
LİDERİ olunmaz
2 aydır Başkonsolosunu teröristlerin elinden alamayan birisi Dünya Lideri olamaz. 'Dünya Lideriyim' demekle Dünya lideri olunmuyor. İcraatla, devletin gücünü göstermekle oluyor.
IŞİD neden İsrail, ABD, İngiliz Başkonsolosunu değil de Türkiye Başkonsolosunu kaçırdı? Onların başkonsolosunu kaçırmış olsaydı, o devletler IŞİD'in başına dünyayı yıkarlardı. Türkiye Cumhuriyeti gibi aciz davranmazlardı. Ne yazık ki Türkiye'de IŞİD'e '24 saat içerisinde başkonsolos ve yanındakileri serbest bırakmazsanız, Irak'a girip, dünyayı başınıza yıkarım' diyecek bir lider yok.

SUSANLARIN ONLARDAN
BİR FARKI YOKTUR
Kur'an-ı Kerim'in Nisa Süresi 93. Ayetinde 'Kim bir mümini kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azap hazırlamıştır' deniyor. Savunmasız insanlara her türlü işkenceyi yaptıktan sonra tekbirle kafalarını kesenlerin İslam ile Müslümanlıkla alakaları yoktur. Bu insanlık dışı cinayetler karşısında susanlar ve onların yaptığını savunmaya çalışanların da onlardan bir farkları yoktur. Umarım cani teröristlerin elinde tutsak olan 49 vatan evladımız burnu kanamadan ailelerine kavuşur.

**

18 YIL ÖNCE PROTOKOL TRİBÜNÜNDE TANIDIK İSİMLER

Yıl 1996. 18 yıl önce. Tarihi Fotoğrafta, Eskişehir Atatürk Stadyumu Protokol Tribünü yer alıyor. 1995 yılında ikinci ligde (Bugünün PTT 1. Ligi) şampiyon olan Eskişehirspor 1995-1996 Sezonunda 1. Ligde mücadele ediyor.(Bugünün Süper Ligi) O yıl Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı merhun Aydın Arat kulüp başkanı. Tarihi Fotoğrafta Eskişehirspor'un o sezon Eskişehir'de lig maçını izleyen tanıdık isimler yer alıyor. Dönemin Eskişehir Baro Başkanı Aydın Güngör, Eski Eskişehir Milletvekili ve eski Eskişehirspor Başkanı Zeki Ünal, Eski Emniyet Müdürü ve eski Eskişehirspor Başkanı Atilla Aytek, Dönemin Eskişehirspor Teknik Asbaşkanı Bekir Sıtkı Saraç, Yıllarca Eskişehirspor'da yöneticilik yapan Nihat Çuhadar, Aydın Arat'ın eşi Ayfer Arat, Tepebaşı ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Ömer Eker, Büyükşehir Belediyesi Özel Kalem Müdürü Şamil Özcan, Mithat Mutu ve Metin Bali yer alıyor. 4 Eylül 1997'de Aydın Arat'ın vefatından sonra Tepebaşı Belediye Başkanı Orhan Soydaş Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştu. Ömer Eker'de mecliste yapılan oylama ile Soydaş'ın yerine Tepebaşı Belediye Başkanlığına seçilmişti.

*

Cumartesi
Hikayeleri

YAPICI OLMAK EĞİTİM GEREKTİRİR

Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış.

KIRMIZI KALEM BIRAK
Çırağına; 'Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?' demiş. 'Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma' diye ilave etmiş.

BİRKAÇ FIRÇA KOY
Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş. Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.


'SENİN RESMİNİ
KARALADILAR'
Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş. Usta ressam şöyle demiş: 'İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. İkincisinde, onlardan müspet, yapıcı, olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.'
- Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.
- Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma. - Asla bilmeyenle tartışma.

FOTO ŞAKA

AKP Eskişehir Milletvekili Ülker Can: Fatma Hanım aman kahkaha atmayalım. Yoksa Bülent Arınç ağabeyimiz kızar.
Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin: Boşver Arınç'ı ya! Kendisi, kadınlardan daha çok ağladığı için bayanların gülmesini istemiyor. Vallahi ben acı soğanı doğrarken bile onun kadar ağlamıyorum.