Geçen hafta Öğretmenler Gününü kutladık. Üniversitede 30 yılı aşkın bir süredir çalışan bir akademisyen olarak her zaman en değerli sıfatın öğretmenlik olduğuna inanmışımdır.

Çünkü bir öğretmen, sadece bilgi veren değil, aynı zamanda öğrencisinin hayatına dokunan, bu yolla onu ve toplumu şekillendiren bir önderdir. Öğretmenler, bir toplumu daha bilgili, daha eleştirel düşünen bireylerden oluşan bir aileye dönüştürmede kilit rol oynarlar. Onlar, ışık tuttukları yolda, birçok gencin hayatına dokunurken birer önder olarak varlık gösteren, geleceğin liderlerini, doktorlarını, sanatçılarını, bilim insanlarını yetiştiren anahtar figürlerdir.

Öğretmenler, bilgiyi paylaşmanın ötesinde, öğrencilerine yaşam becerileri, özgüven ve sorumluluk duygusu da kazandırırlar. Onlar, öğrencilerine bir problemi çözme becerisi kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda onlara bir sorunun altında yatan derinlikleri anlama yeteneği de aşılarlar. Bu, öğrencilerin sadece bilgiyi öğrenmekle kalmayıp, aynı zamanda düşünce yeteneklerini geliştirmelerini sağlar. Onların cesaretlendirici sözleri, öğrencilerin güvenini arttırır ve onlara kendi potansiyellerini keşfetme fırsatı verir. Bir öğretmenin sınıfında geçen her an, öğrencilerin hayatında bıraktığı değerli bir anıdır. Öğretmenler, sadece ders notlarının ve kitaplarının arasında değil, aynı zamanda öğrencilerin kalplerinde de iz bırakırlar.

Öğretmen, sadece bilgi aktaran değil, aynı zamanda insanlık değerlerini, sevgiyi, hoşgörüyü öğreten bir elçidir. Her bir öğretmen, bir fidan gibi toprağa düşen tohumu özenle sulayan bahçıvan gibidir. Bu toprak, geleceğin ormanını oluşturacak ve bu ormanın her bir ağacı, öğretmenlerin özenle ektiği değerleri yansıtacaktır. Bir öğretmen sadece belirli bir konuyu değil, aynı zamanda hayatın derinliklerini de öğretir. Empati, hoşgörü, sorumluluk duygusu gibi değerleri aşılamak, sadece bir öğretmenin görevi değil, aynı zamanda toplumun geleceğini şekillendiren bir misyondur. Öğretmenlik, bir sınıfın içinde sadece ders anlatmak değil, aynı zamanda birer rehber, yol gösterici olmak demektir. Öğretmenler, bir mum gibi aydınlatırlar öğrencilerin karanlıkta kalan yollarını.

Tüm bu nedenlerle 24 Kasım Öğretmenler Günü, öğretmenlerimize olan sevgi ve saygımızı ifade etmek için bir fırsattır ve sadece öğrenciler için değil, aynı zamanda tüm toplum için bir şükran günüdür.  Bir öğretmenin yüreğine dokunmak, ona yapılabilecek en güzel hediye olabilir. Öğretmenler Günü, sadece takvimde işaretlenmiş özel bir gün değil, aynı zamanda öğretmenlerimizin yıl boyunca yaptıkları fedakârlıkların, öğrencilerine kattıkları değerlerin bir kutlamasıdır. Sınıflarını birer öğrenme laboratuvarına çeviren öğretmenlerimiz, her bir öğrenciyi kendi potansiyelini keşfetmeye teşvik ederler.

Öğrencilerin zorluklarına koşulsuz destek sunan, başarılarına ortak olan öğretmenler, adeta birer yaşam koçu gibidir. Bu özel günde, öğretmenlerimizi anmak sadece bir gelenek değil, aynı zamanda onlara olan minnettarlığımızı ifade etmenin bir yoludur. Öğretmenlerimize olan minnettarlığımızı göstermek, onların kıymetini bilmek, eğitimin ışığında daha aydınlık bir geleceğe yürümemize katkıda bulunacaktır.

Öğretmenler Gününü anarken, Türk milletinin eğitim ve öğretimdeki öncüsü, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ü anmamak olmaz. O, sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu değil, aynı zamanda eğitimin ışığında yeni bir milletin inşasında kilit bir role sahipti. Atatürk, öğretmenliği sadece bir meslek olarak değil, aynı zamanda bir milletin geleceğini şekillendiren temel bir unsur olarak görmüştür. Onun liderliğinde, Türkiye'de eğitim alanında köklü reformlar gerçekleştirilmiş, bilimsel, çağdaş bir eğitim sistemine geçiş sağlanmıştır. Bu reformlar, öğretmenlerin daha donanımlı ve bilinçli bir şekilde görev yapmalarını sağlamış, Türkiye'nin aydınlık yarınlarına olan inancı pekiştirmiştir.

Başöğretmen Atatürk, bir milletin kültür seviyesini yükseltmenin, bilgiyle donanmış bireyler yetiştirmenin önemini vurgulamıştır. Onun öğretmenlere duyduğu güven, onları sadece ders anlatan değil, aynı zamanda ülkenin geleceğini inşa eden mimarlar olarak görmesinden kaynaklanmıştı. Bu özel günde, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yolda ilerleyen, onun ideallerini yaşatan öğretmenlerimize özel bir teşekkür borçluyuz. Atatürk'ün izinde, bilgi ve sevgiyle dolu nesiller yetiştiren öğretmenler, onun mirasını en güzel şekilde yaşatmaktadırlar.

Bu vesileyle Başöğretmen Atatürk'ün anısını saygıyla yeniden yâd ediyor, onun eğitime verdiği önemi bir kez daha hatırlayarak, bize bilgi ve değer katan, yolumuzu aydınlatan tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü en içten dileklerimle kutluyor ve tüm öğretmenlerimize, sevgi dolu yürekleri için sevgi ve saygıyla teşekkür ediyorum. Sizler, toplumun temel taşları, geleceğin mimarlarısınız. İyi ki varsınız ve iyi ki bize rehberlik ediyorsunuz. Sizler sayesinde, her bir öğrenci birer yıldız gibi parlayacak ve bu dünyayı daha aydınlık bir yer haline getirecektir. Sizler, bu dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için çocuklarımıza rehberlik eden bu dünyanın gerçek kahramanlarısınız.

Atatürk'ün dediği gibi: "Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." Nice yıllara, nice başarılarla dolu bir öğretmenlik serüvenine, nice aydınlık yarınlara!