Genel seçimlerin tamamlanmasının hemen ardından Türkiye'nin hemen her kentinde yerel seçim tartışmaları başladı. Tartışmaların odağında ittifakların yapısı ve güncel durumu ile muhtemel aday isimler yer alıyor.
Eskişehir de yerel seçimlerin nabzının hızlı attığı kentlerden birisi. Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in 25 yıl sonunda yeniden Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olup olmayacağı, yalnızca Eskişehir'de değil tüm Türkiye'de merak konusuydu. Yılmaz Hoca, Barış Yarkadaş'ın sorusu üzerine bu merakı giderdi. Tam da bu noktada millet ittifakı üyelerinin alacağı tutum yeni merak konusu haline geldi.
Millet ittifakının dağılması, birçok seçim bölgesindeki dengeleri değiştirebilecek durumda. Ancak Eskişehir'in yerel siyaseti, birçok yönüyle diğer şehirlerden ayrılıyor. Örneğin uzun yıllar merkez sağ partileri veya diğer sağ fraksiyonları destekleyen bir yurttaş, Büyükşehir'de Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı'nda Ahmet Ataç ya da Odunpazarı'nda Kazım Kurt gibi bir tercihte bulunabiliyor. Eskişehir'de belediye başkanları, Türkiye'nin birçok kentinde rol model olarak kabul ediliyor. Nitekim bu isimler farklı siyasi kesimlerdeki insanları kent içerisinde her daim ittifakta tutabilecek düzeydeler. Bu yönleriyle Eskişehir siyaseti, Türkiye'nin diğer birçok kentinden farklılaşıyor.
Önümüzdeki yaklaşık 8 aylık dönemdeki gelişmeler, tüm kentlerde olduğu gibi Eskişehir'de de belirleyici olacaktır. Ancak Eskişehir'de diğer kentlerden farklı olarak aday isimlerin birleştiriciliği konusu daha büyük önem arz edecektir.
Siyaset ve Ekonominin En Rasyonel İlkesi: Eleştiri Kültürü
Yılmaz Hoca'nın adaylığını açıklamasının ardından Türkiye'de iktidarda, yerelde ise muhalefette yer alanlar eleştirilerinin dozunu arttırdılar. Bu eleştirilere bakıldığında öne çıkan konuların başında 'yaş' meselesi geliyor. Oysa yaş üzerinden eleştiride bulunanlara, hocadan 10-15 yaş küçük siyasetçilerle hocayı karşılaştırmalarını tavsiye etmek gerekir. Özellikle de ulusal siyasette yer alanlarla…
Yılmaz Hoca'ya gelen eleştirilerden bir diğeri de Eskişehirspor meselesi… Hoca, katıldığı her platformda şirketleşme çağrısında bulunuyor. Diğer taraftan belediyelerin Eskişehirspor'a destek vermesi ya da vermemesi tartışmasından önce bugüne kadar Eskişehirspor'un mali disiplini sağlayıp sağlayamadığı tartışılmalı. Hesap sorulması gerekiyorsa bu disiplini sağlayamayanlardan sorulmalı. Eskişehirspor üzerinden hiç kimsenin siyaset yapmasına fırsat verilmemeli…
Eleştiri, siyasetin ve ekonominin içinde olması gereken en rasyonel ilke olarak kabul edilmeli. Ancak ayağı yere bastığı müddetçe… Örneğin Türkiye'de akaryakıta yapılan zamdan, dolaylı vergilerdeki artışlardan, fahiş kira fiyatlarından, otomotiv piyasasındaki astronomik artışlardan, hava sıcaklıklarından ve benzeri makro ölçekli sorunlardan yerel yönetimler sorumlu tutulamaz. Aksi halde kaynaksız, yersiz ve algı yönetimine dayalı bir eleştiriden söz edilebilir. Haklı eleştiri hem Eskişehir'de hem de Türkiye'de siyaset kurumunu güçlendirecek ve hesap verebilir konuma getirecektir. Kaynaksız ve saptırmalı eleştiriler ise Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi sarmalı yerel siyasette de egemen kılacaktır.