Siyaset sahnesinde yeni bir oyun var:

Hizipçilik Senfonisi.

Hizipçilik becerisi, en çok solun tekelindedir. Yeni durumlar, yeni görüşler karşısında tek başına farklılaşan dil, zamanla çevresine aldığı kitleyle hizip oluşturur.

Hizip; siyaset alanında 'bir siyasi partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana çizgiye karşı olan, ayrı bir merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan parti içi grup, fraksiyon, klik' anlamındadır.

Hizip oluşumları bazen bölünmeye kadar gider.

Mitoz mu olur, mayoz mu olur bilemem!

***

Haziran seçimlerine Türkiyelileşerek giren HDP, zaten birbirinden farklı akımların koalisyonudur. Birçok sol ve demokrat fraksiyonun oyunu toplamış ve başarılı olmuştu.

Çizgisini PKK savunucusu şahin kanada yaklaştırınca rahatsızlık duyanların çıkmaması mümkün değildir.

Kendi oy alanlarındaki yangın sönünce, toz ve duman kalkınca; 'eleştiri, özeleştiri ve hesaplaşma mekanizmaları'nın çalıştırılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Baharı bekleyen tomurcuk gibi, zamanı gelince sessiz hizipler harekete geçecektir.

***

Sert kuralların egemen olduğu MHP'de de hizipler boy verdi.

Seçimlerde liste dışı kalan Meral Akşener, Sinan Oğan ile kıdemli Bahçeli muhalifi Koray Aydın bayrak açtılar genel merkeze.

Kongre istiyorlar, vekil gücünün yarıya indirilmesinin bedelinin sorulmasını istiyorlar. Son olarak Ümit Bozdağ'ın sesi yükseldi, Özcan Yeniçeri ve Yusuf Halaçoğlu ile birlikte…

Kongre için imza veren il ve ilçe teşkilatları, genel merkez tarafından 'akşam esmerliği görmüş gazanya çiçeği gibi' kapatılıyor. Bu teşkilatların ülkücüleri, sabahın olmasını bekleyecek yeniden açmak için.

Ve kongre talebi mahkemede…

***

CHP'de seçimlerden önce Umut Oran ve Mustafa Balbay'ın çıkışlarıyla boy gösteren hizipleşme, son günlerde Deniz Baykal'ın kişiliğinde kendine yer bulmuş görünüyor.

CHP alışıktır hizipçilik oyununa.

Kongrelerde ve adaylık yarışlarında; havaya kalkan sandalye, savrulan küfür ve hakaret, çeneye inen yumruk, popoya yerleşen tekme bu oyunun bir parçasıdır.

Hizipçilik CHP'yi bıraksa, CHP hizipten vazgeçmez.

***

İçinden 'paralel devlet yapılanması' yecüc mecücünü çıkaran 'gerçekleri perdeleme operasyonu'ndan bu yana AKP'de çok hizip görülmedi.

Fabrika ayarı 'tek kişi söyler, herkes itaat eder' şeklinde olduğundan, partideki aykırı sesler hep susturuldu. Bir süre herkes, 'paralelci' ilan edilmemek için sindi kıyıya köşeye…

Buradan da 'Bülent Abi'nin sesi yükseldi. Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin zehir zemberek açıklamalar yaptılar.

Kulislerde Abdullah Gül'ün dahli olduğu da söylendi. Yıllarca aykırı seslerinden dolayı dışarı itilenler de alkışladılar bu çıkışları.

Partinin kuruluştaki fabrika ayarlarını dillendiriyorlar.

AKP'nin de nur topu gibi bir hizipçi grubu var artık.

'Baskı, korku ve nemalanma' silahları kullanılmasa, 'AKP korosunun da tek tınılı olmadığı' görülecektir. Boy boy hizip ve hizipçi yeşerecektir AKP bahçesinde.

***

Hizipsiz siyaset olmaz. Bazen hizipler yeni fikirlerin, yeni oluşumların doğum sancılarını taşır.

'Partiler; tek sesli koro olma isteğini bırakıp, çok sesli korolarla kanon ahengi yaratarak siyaset yaparlarsa' hiziplerden yarar sağlayabilirler.

Tabii ki demokrasi ile yönetilen ülkelerde!...

***

Bir partinin genel başkanı grup toplantısında esip gürlemektedir:

'Partimizin ilkelerini, geleneklerini, çizgisini hiçe sayarak ikilik yaratanlar var. Kapı arkalarında dedikodu yapan bu hizipçiler aramızdalar.

Ayağa kalksın da görelim bu geri zekalı hizipçileri.'

Salon buz keser.

Bir süre sessizlikten sonra, bir vekil ayağa kalkar. Parti başkanı bu vekile öfkeyle çıkışır:

'Sen de o geri zekalı hizipçilerden misin?'

Vekil sakin sakin cevap verir:

'Hayır efendim. Sizin tek başınıza ayakta olmanıza gönlüm razı olmadı da!...'

***

Hizip bazen en yukarıdadır!