Şu anda böyle bir dönüşüm bu sistemle biraz zor çünkü ekonomi insanın farklı bir evrime uğramasını sağladı. Aynı sokaktaki iki insanın adımladığı aynı kaldırımda farklı siluetler olarak bulunuyor.

Örneğin Kafka'nın anlatımına göre böcek olması aslında insanken ailesinin borcunu ödemek için çalışmasının baskısından kurtulmasını sağlar, bu da Kafka'nın neden hayvanca yaşamayı tercih etmesini açıklar. Bu sırada ana karakter müziğe olan ilgisini fark eder, kız kardeşinin keman çalmasından etkilenir ama dönüşümü kötü sonuçlar da doğurmuş, aynı zamanda karakter
yabancılaşmış ve toplumla olan ilişkisi kesilmiştir.
Buna örnek olarak Gregor'un vızıltı şeklinde konuşmasını ve kimsenin dediklerini anlamamasını gösterebiliriz. Ayrıca odasından hiç çıkmaması ve çıkmaya da aynı şekilde korkmasının nedeni de bir bakıma budur.
Gregor böceğe dönüştüğü ilk zamanlarda Kafka'nın dediği gibi insanca yaşamaya çalışmaktadır. Daha sonralarda hayvanlaşmayı iyiden iyiye benimsemeye ve bu duruma uygun davranmaya başlar. Odasında artık rahatça hareket edebileceği duvarlar ister. İnsani özelliklerini yavaşça kaybeder. Kafka bundan kitapta Gregor'un sırtına elma saplanmadan önceki anlarında 'içinde bulunduğu körelmişlik'
olarak bahseder. Gregor'un Kafka gibi küçüklüğünden beri babası sayesinde artan bu içe kapanıklığının nedeni olan yabancılaşmayı hissettiğini görürüz. Her ne kadar kitap Gregor'un çocukluğuna veya büyütülme şekline dair bir bilgi içermese de, Gregor'un ekonomik bir baskı altında olduğunu hissederiz ve bir böceğe dönüşmesiyle bu bağımlılıktan da kurtulmuş olur.

..............


BİR ŞAİR - SEZAİ SARIOĞLU

Yolumuzu şaşırmışken, gidecek yerimiz yokken, pek zavallı, pek korkak düş kırıkları avucumuzdayken bence yapılacak ilk iş onun şiir tasından birkaç yudum almaktır. Gerisi devrimin uyandırmayacağı şiirlerle gelecektir senin oyun avluna. Çocuklar, çocuklar mavilere boyayacaktır tebessümle tüm evleri. O uykuya dalar dalmaz beyaz düşlerin güvenli sabahına koşan tüm bebeklerin emin ellerde uyumasını sağlayan şiir çeşmesinin uykusuz emekçisi, o yollara senin için düşüp sana kocaman bir hayat getiren bir nar felsefesi şiiri. Üstada, ağabeye Eskişehir'den hiçbir şiiri kırmadan, incitmeden tekrar teşekkürler, sevgiler...

Sezai Sarıoğlu, 1950 yılında Ordu/Ünye'de doğdu. 1979 yılına kadar öğretmenlik yaptı. Politik faaliyetleri nedeniyle 12 Eylül Darbesi sonucu tutuklandı. 1983-88 yılları arasında çeşitli cezaevlerinde tutuklu olarak yaşadı. Yeni Öncü dergisinin yayın kurulundan sonra, Özgür Gündem gazetesinde çalıştı. Pencere Yayınları'ndan 'Terspektifler' isimli denemeleri, Çiviyazıları'ndan 'Doğusu-Batısı Olmayan Sözcükler' isimli ÇGH ve Musa Anter Ödülü alan söyleşi denemeleri yayımlandı. 'Sonbahar', 'Ludingirra' gibi dergilerde şiir üzerine yazıları ve şiirleri yayımlandı. Bir ara Öküz dergisinde 'Şehir aşkiyasi' isimli yazılar yazdı. Söz ve Özgürlük dergilerinde çalıştı. Yurtiçinde ve değişik Avrupa ülkelerinde 'Annemin Şarkı Sandığı', 'Nehir Muhabbetler' isimli anlatı-dinletiler yaptı. Ayrıca 2027 Ocak ayı Eskişehir Edebiyat Buluşmalarına katıldı.