Bir kente sığınır bir yanın ve bu değildir seni evinden uzak tutan; istemediğin kadar yalnız kalmaktır ellerini şiire bulayan. Özgürlüğü sen bilirsin ve senin gölgen de taşımakta aynı sancısını Akdeniz güneşinin. Neşe Yaşın şiir taşıyor yüreğinde ve apolitik bir politik renkle sarılıyor varoluşunun düş ülkesine ve herkese şiirlerini uzatıyor barışın… Şaire çok sevildiği Eskişehir'den sevgiler selamlar…

1959 yılında Kıbrıs'ın Lefkoşa şehrinde doğdu. Dört şiir kitabı yayınladı. Bölünmüş Kıbrıs'ın her iki tarafında tanınan ve adada konuşulan iki dilde de okunan bir şair oldu. Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi için uğraş veren barış gruplarında çalışmalar yaptı. Kuzey Kıbrıslı yazar ve şair ÖzkerYaşın'ın kızı.

Lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji bölümü ve yüksek lisan eğitimini Kıbrıs Üniversitesi Türk ve Orta Doğu Bilimleri bölümünde tamamlamıştır.

80'li yıllardan bu yana Lefkoşa'nın güneyinde yaşamını sürdüren Yaşın, aynı zamanda mümkün olduğunca barış etkinlikleri ve aktivitelerinde yer almıştır. 1992-2007 yılları arasında Kıbrıs Cumhuriyeti'nde yayın yapan CYBC radyosunda 41. Oda (41st Room) adlı edebiyat programının yönetmenliğini ve sunuculuğunu yapmıştır. Daha sonra radyo yayınlarına Barış Bahçesi (PeaceGarden) programı ile ASTRA radyosunda devam etmiştir. Halen Kıbrıs Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine devam eden Yaşın, aynı zamanda BirGün (Türkiye) ve Yenidüzen (Kıbrıs) gazetelerinde köşe yazarlığı yapmaktadır.Aynı zamanda 2006 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti parlamento seçimlerinde milletvekili adayı olmuştur.
Neşe Yaşın Eserleri
Sümbül ile Negis (HyacinthandNarcissus), 1980, Cem Yayınevi, İstanbul
Savaşın Gözyaşları (Tears of Wars), 1980, Yeni Türkü Yayıncılık, İstanbul
Kapılar (Doors), 1992, Cem Yayınları, İstanbul
WhichHalf, 1995, Thegona, Nicosia
Ay Aşktan Yapılmıştır (The Moon Is Made of Love), 2001, Gendaş Kültür, Istanbul
Üzgün Kızların Gizli Tarihi (TheSecretHistory of the Sad Girls), 2002, İletişim Yayınevi, Istanbul
Bellek Odaları (Chambers of Memory), 2005, Dünya Yayıncılık, Istanbul
Selected Poems, 2008, Amargi, İstanbul

Roman
Üzgün Kızların Gizli Tarihi.

Ödülleri
Yılın Sanatçısı Özel Ödülü (Kıbrıs Cumhuriyeti), 1978
Yılın Sanatçısı (Türk Bankası), 1980
Necati Taşkın Vakfı ödülü, 1993
POGO-Kadın Günü Onur ödülü, 1997
Anthias-Pierides Kültür ödülü, 1998

……...

FELSEFE: KAFKA ÜZERİNE

'Kendimden başka hiçbir eksiğim yok' diyordu yirminci yüzyıl dünya edebiyatının en önemli yazın adamı Franz Kafka. Kırk bir yıllık yaşamı boyunca aile, iş ve toplum yaşamında hep eksikti o. Annesine, babasına karşı evlat olarak, bürokratik bir devlet ve toplum yapılanmasına karşı birey olarak eksikti. Yazdığı eserlerinde hep bu sözünü ettiği eksiklik, zayıflık yönlendirmişti onu. Bu eksiklikleri olmasaydı büyük bir olasılıkla Franz Kafka'dan da, eserlerinden de yoksun olacaktık bugün.

'Yaşam, daha başında kaybedilmiş bir savaştır.' diyecek olan Franz'ın yenilgisi 1883 yılının 3 Temmuz'unda Prag'da başladı. Kafka'nın soyunun gerçek soyadı Kavka'ydı ve Franz da imzalarının çoğunu Kavka olarak atardı. Kavka, Çekçe'de alakarga cinsinden bir kuşun adıdır. Prag'da oldukça çok bulunan kavkalara bazen kutsal bir simge olarak bakılırken kimi zaman da sürüler halinde uçmalarından dolayı savaş habercisi olarak bakılmıştır. Kafka, soyadının taşıdığı bu zıtlığı yaşamı boyunca hep yaşayacaktır. Bu zıtlığın kökeninde ise, Kafka üzerine inceleme yapmış pek çok araştırmacının değindiği üzere, babasının otoriter davranışları yatmaktadır. Babası, Franz'ın dostlarını ve nişanlılarını sürekli eleştirir. Franz, babasını anlatırken sert bir dil kullanır ancak kinden uzaktır anlattıkları. Kin ile suçluluk duygusu koşut ilerler yaşamında ve eserlerinde. Zaman zaman babasının sevgi gösterdiği anları gözleri yaşararak anlatacaktır. Ne başkaldırır babasına, ne boyun eğer ne de sevgi taşır içinde ona karşı.

……….

YUNUS'TAN

Cana Kıyan Gelsin


Bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin
Bu aşk zehrin seve seve içübeni kanan gelsin

Bugün meydan-ı aşk içre, çağırıp bir ün eyledim
Müezzinlik bizim oldu, imam olduk uyan gelsin

Kanaat hırkasın geydim, selamet başını çektim
Melamet gömleğin biçtim, arif olup giyen gelsin

Bu ummanda delim gevher;eğerçi var, ele girmez
Bahası candır alınmaz, bugün cana kıyan gelsin

İşit derviş bu sözümü, ne etmişemkendüzümü
Hiçe satmışam özümü, bu cefaya doyan gelsin

Suret nakşın yumak ile, gönül milki temiz olmaz
Akıp rahmet suyu çağlar, gönül çirkin yuyan gelsin

Yunus Emre anı görmüş, eline bir divan almış
Alimler okuyamamış, bu manadan duyan gelsin

………

DENİZLİ'DE ŞİİRLEYDİK

Cumartesi günü Denizli Çivril'de şair Rahmi Emeç ile katıldığımız şiir söyleşisinden çok özel anlar yaşayıp harika dostluklarla ayrıldık. Sevgili Devrim ve dostları bizleri harika bir şekilde misafir edip her zaman devam edecek bir dostluğu başlattılar. Ömer ağabey,Erdem ve diğer dostlar; harika insanlarsınız. Çok keyifli bir şiir akşamında Çivril'de olağanüstü bir katılımla unutulmaz bir gün yaşadık. Her kelime,her şiir, her dostun tek tek ilgisi ve samimiyetle bizi kucaklaması bizi çok etkiledi.Anlatmakla bitiremeyeceğimiz bu güzel tecrübe Eskişehir'e ve sesimizin gittiği her yere Çivril'i aydın, misafirperver ve çok keyifli bir yer olarak duyurmamıza borçlu kılıyor. Çivril'deki dostlara Eskişehir'den şiir ve dostlukla... Sevgiler selamlar…

………

Bİ ŞAİR: ARKADAŞ ZEKAİ ÖZGER

Ferhat


kara yeller ak yerleri dövende
sevdanı yüreğine kuşat
al sesimi vur kanının gümbürtüsüne
zamanıdır dağları delmenin, Ferhat

dağların başı yaslı
Ferhat'ın sevdası kan ağlar
yüreğin sağlam, bileğin güçlü Ferhat
istesen dağlar dağlar...

ateşi üfle Ferhat
körüğü iyi kullan
bu can bunca hasrete dayanır
soludukça içimde sevdan

sevdan ki bir yakıcı kuştur yüreğimde
gümbürder zulme karşı kan gibi
ölürsem dağlar için ölürüm Ferhat
kalırsam vuruşkan şahan gibi