'Mihallıççık' 1915'ten bu yana Eskişehir'in ilçesi.

Dağlık ve ormanlık arazisi, ulaşım zorluğu nedeniyle gelişememiş, sürekli göç vermiş 8800 nüfuslu bir ilçe.

Sırtını yeşil ormanlı Sündiken'e dayayıp Sakarya tarafından iki yanından kucaklanınca doğallığını kaybetmemiş bir yöre.

Cumhuriyetin ilk yıllarından beri bu coğrafyada ekmek kazanmanın zorluğunu bilenler eğitime yönelmiş. Özellikle yetişen öğretmenleri, ülkenin yedi bölgesinin kalkınmasında önemli yer almış.

***

'Malıç'ta bir şeyler oluyor!'

Adını çok sık duyar olduk son yıllarda.

Ülkenin aydın insan ordusuna kattığı binlerce neferden sonra, Gürleyik'e yapılmak istenen HES projesine gösterdikleri direnç ile gündeme gelmişlerdi.

Gürleyik Su Festivali, Kalburcu Kiraz Festivali gibi etkinlikleri takip eder olmuştuk.

Olumsuz doğal koşulları yöre halkı için avantaja döndürmeyi amaçlayan bir avuç Malıçlı, MİKALDER (Mihallıççık Eğitim Kültür ve Kalkınma Derneği) çatısı altında bir araya gelmişler, büyüdükleri topraklar için projeler üretiyorlar.

Birikimlerini, gönüllerini koymuşlar Mihallıççık için…!

***

Öncelikle kiraz..!

İlçenin sembolü olmuş kiraz. Yüz binlerce fidan dikilmiş, iyi sonuçlar alınmış. Elini taşın altına koyan Alara firmasının da hakkını teslim ediyorlar.

Ancak maliyetli ve zahmetli olduğundan yöreye yaygınlaşamamış, kalkınmaya da etkisi fazla olmamış kirazın.

***

'Mikalder şövalyeleri' boş durur mu?

Başka projelere de kafa yormuşlar.

Eskiden yüz binlerce tonluk üretimle önemli geçim kaynağı olan, devlet desteği kesilince üretim maliyetinin hakkından gelinemeyen, ithalatı serbest bırakılınca Çin ipek sektörüne mağlup olan, pazar bulmakta zorlanınca üretiminden vazgeçilen;

Şimdilerde desteğin geri gelmesi ve ailelerin ek gelir olarak görmeye başlamasıyla yeniden hareketlenen bir alana el atmışlar.

'İpek böcekçiliği'

Öncelikle kapatılan köy okullarının atıl binalarına göz dikmişler. İzin alarak Dinek, Gürleyik, Ermenek'te boş okul binalarında üretim yapılması için halkı ikna etmişler. Atıl dut ağaçlarının budanarak verimli hale gelmesini sağlamışlar.

Mayıs başından Haziran ortasına kadar süren 40 günlük ilk üretim denemesinde 600 kg koza üretmişler ve yaklaşık 30 bin TL gelir elde etmişler.

Atıl okul binalarını değerlendirerek,

Dutları verimli hale getirerek,

Vatandaşa bu yoldan ek gelir elde edebileceklerini göstermiş,

En önemlisi de, kendi yörelerinde ülke ekonomisine katkı sağlayacak bir üretim kolunu tetiklemişler.

***

Mikalder şövalyelerinden biriyle görüştüm.

Dilindeki heyecanı, gözlerindeki ışığı görmeliydiniz!

Sıradaki birçok projelerden bahsetti: Organik tarım, doğal ürünlerin tüketiciye ulaştırılması, sütün değerlendirilmesi, Sorkun çömlekçiliğinin korunması, Mihallıççık'ın küçük cenneti andıran doğasının korunması, Sarıyer Baraj Gölü'nde balıkçılık, kilin değerlendirilmesi, meyve, ceviz, kiraz, Sorkun patatesi, Sekiören karakılçık pirinci üzerine…

Heyecanını herkese bulaştırıyordu.

***

'Malıç'ta bir şeyler oluyor.'

Mad Max filmlerinin nükleer savaş sonrası, çölleşen ve medeniyetin çöküşe sürüklendiği distopik çevre faktörleri geldi aklıma.

Mihallıççık gibi buram buram yaşam kokan doğal cennet parçalarının korunmasının ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladım.

Bu bir başlangıç; Mihallıççık'ı daha çok yazacağız.

Çünkü;

'Malıç'ta çok şeyler olacak...!'