Cumhuriyet'imizin 92. yılı. Yıldönümlerinin 60 tanesini yaşadım. Anımsadıklarım o günün içindeki inanç, coşku ve heyecandı. Ben yine aynı yerdeyim. İnançlıyım, coşkuluyum, heyecanlıyım. Kutlu olsun hepimize!

Şimdi bulutlanan gökyüzüne bak! Bu bulutlar dağılacak, güneş açacak.

Umut var ülkemde! Umut var halkımda! Umut!

***

70'li yılların sonunda Bayburt'a 60 km uzaklıkta, yüksek rakımlı, bu nedenle yılın uzun bölümünü karla kaplı geçiren, dağların başında bir köydeydim. Köyün tek derslikli okulunda beş sınıfı bir arada okutmaktaydım. Bina betonarme ve Amerikan çatı dedikleri tarzdandı. Yani klasik formda bir tavan yok; çatı betondan ve piramit şeklindeydi.

Kışın kullanmak üzere sınıfta eski, sağı solu delik, büyükçe bir soba; sobanında onarılmaktan deforme olmuş boruları vardı.

Çocuklar her gün koltuklarına aldıkları tezekleri okula getirir, köşedeki büyük sandığa koyarlardı. Bunları kırar, altına koyduğum bir top geven ile tutuştururdum. Biz, gün boyu tezeğin verdiği sıcaklık ile ısınırdık.Tezeğin piresine ve kokusuna bağışıklık kazanmıştık ama dumanı hep engeldi öğrenmemize…

Eski soba yandıkça tütmeye başlar, biz bu arada dersimize devam ederdik. Sobadan çıkan duman ilginç bir şekilde piramit tavanın en üstünde toplanmaya başlar, boşluğu doldura doldura yavaşça aşağıya inerdi. Dumanın kesif kısmı benim başımın hizasına gelince teneffüs yapardık.

Zili, dumansal doygunluk çalardı.

Başka zil kullanmazdık. Bilirdik ki benim baş hizama kadar dolarak gelen duman zili çalmış olacak; herkes dışarı çıkacak, hava alacak. Derslik temizlenince tekrar dersliğe dönülecek, kaldığımız yerden derse devam edilecekti.

***

Yaşamda zil senin istediğin zaman çalmaz. Zil zamanını yaşamın kendisi belirler. Zilin çalmasını, teneffüse çıkmayı çok istersin ama öyle belirgin bir vakit çizelgesi yoktur kimsenin elinde. Yaşamdaki zilin çalması için özel koşullar gereklidir.

Koşullar bazen kendiliğinden, bazen dıştan birilerinin gayret ve katkılarıyla oluşur. Genelde zil çalma zamanı sosyal doygunluk ve tıkanıklık zamanlarıdır.

Yakın tarihimiz yaşamın bu koşullarının oluşmasıyla; halkın demokratik seçimle, zili seçim sandığında çalarak bir şeyleri durdurduğu, bir şeyleri de başlattığı sosyal değişimlerle doludur.

Parmak sallayarak, insanlara sürekli ders vermeye, yaşantımızı kendi inanç ve istekleri doğrultusunda dizayn etmeye çalışan politikacıları bulundukları yerden uzaklaştırmak, ellerindeki gücü almak için oluşan sosyal doygunluk zamanının iyi saptanması gerekir.

Bu zaman seçim zamanıdır.

Anımda anlattığım duman (!); toplumun sabrı, tahammül gücü, iç enerjisi sonucunda oluşmuş sosyal doygunluktur. Eğer kendini bu durumda hissediyorsan, zili çalmak için seçim sandığına gidecek ve inandığın partiye oyunu kullanacaksın.

***

Heyecanların vardır. İsteklerin, beklentilerin vardır. Hiç beklemediğin zamanda çalan zil bir bitişi haber verir ve her şey sona erer.

Ya da umudunu yitirmişsin, büyük bir yılgınlık içindesin. Bir bakmışsın zil çalmış! Yeni bir başlangıç, yeni bir yaşam!

***

Unutma! Teneffüs zilini sen çalacaksın!