Türkiye, giderek artan terör şiddetinin etkisinde. Teröre karşı verilen mücadelede canlarımız gidiyor, yüreklerimiz yanıyor.

Şehitlerimize ağlıyoruz; şehirlerimize üzülüyoruz.

Çatışma bölgesindeki halk kendisine dayatılan 'iki kapan'dan bıkmış:

'İsyan et!'

'İtaat et!'

Bu şiddet sarmalı nereye götürüyor ülkemizi?

***

PKK, HDP'nin 'seni başkan yaptırmayacağız' siyasi söylemini, şimdi şiddet yoluyla dayatıyor. Seçimlerin yapılamayacağı, yapılsa da meşruiyetinin tartışılacağı; başkanlık olsa da başkanlığın sorgulanacağı bir ortam yaratmaya çalışıyor.

Ürettiği şiddeti de mevcut kutuplaşmanın üstüne yapıştırıyor. Kendisine hizmet eden 'Ya bizden yanasın, ya terörden yana' türü söylemlere avucunu ovuşturup seviniyor.

IŞİD, ülkemizdeki 'etnik ayrımı ve mezhep farklılıkları'nı kaşıyor. İnsanlarımızı 'Selefileşen Sünniler' ve 'Ötekiler' diye ayrıştırma çabasında.

Demokrat çevrelere ve yabancılara yönelik şiddet eylemleri yapıyor; dünyaya, meşru iktidarın kendisinin partneri olduğu 'algı'sını vererek, uluslararası arenadan Türkiye'nin dışlanmasını istiyor.

Aşırı selefi akımlar, Türkiye'nin rahmine yerleşip 'taşıyıcı annelik' yaptırma, yetişecek 'radikal gruplar'ı Avrupa'ya ihraç etme planları yapıyor.

***

Ülkemizin (iktidarın) görünen hedefleri ise bambaşka!

Anayasa değişikliği, referandum, başkanlık sistemi, erken seçim…

2016 içinde de mutlak sonuç alınması isteniyor.

***

İktidar, terörle ilgili attığı her adımın doğru olarak kabul edilmesini istiyor; politikalarını eleştirenleri şeytanlaştırıyor, sindiriyor. Doğru politikaların belirlenmesini sağlayacak tartışmalara izin vermiyor. Muhalefetten ve AKP'li olmayıp teröre destek vermeyen insanlara baskı uyguluyor, 'yeni mağdurlar' yaratıyor.

Terörden çok özgürlükleri kısmakla uğraşıyor.

Muhalefeti gayrimeşru ve düşman görüyor; etkili medya manipülasyonu ile 'terör destekçisi' gibi gösteriyor.

Tartışma olmayınca rasyonel çözüm de üretilemiyor. Teröristler için yapılan 'senden mi, benden mi' ayrımı siyasetin mezesi oluyor.

'Türkiye'de demokrasi işlemiyor' izlenimi veriliyor dünyaya.

Tam da terör örgütlerinin istediği gibi…!

***

Karşımızda yeni bir 'etnik ve dinci terör dalgaları' var.

Rojova ve Rakka ilhamlı, Suriye endeksli…

ABD, Rusya, İran gibi sıkletli ülkelerin bölge üzerindeki belirleyiciliğini kullanarak, manyak bir zamanda, askerileşen coğrafyada…

Küresel izleyicilerin gölgesinde başkaldırıyorlar.

Şu anda öncü sarsıntıları duyulan terörün, ileride oluşacak şok etkilerini, yıkıcılığını hisseder gibiyiz.

İttifakla çizilmiş bir yol haritamız, sonrası için çözüm önerimiz yok.

***

Bu terör kapanından çıkış yolu bulmalıyız!

Hükümet muhalefeti suçlamaktan, ayak oyunları yapmaktan vazgeçmezse;

Muhalefet hükümetin etrafında kenetlenmezse;

Varlığının ve kültürünün bilincine varmış Kürt'ün haysiyetine, Sünni Türk'ün endişelerinin giderilmesine uygun önlemler alınmazsa…

Bu 'alacakaranlık kuşağı'ndan çıkış zor!

Yüz metre koşuyoruz. Bir an önce ipi göğüsleme derdindeyiz.

PKK ve IŞİD ise maraton koşuyor. Uzun vadeli hedefleri var.

İpi çabuk göğüsleyip böbürlenme, başarıyı siyasi ranta çevirme şımarıklığına ve aymazlığına devam edilirse; yanımızdan hızla geçip giden terör örgütleri yollarına devam edecektir.

'Tavşanla Kaplumbağa' hikayesine dönmesin!