'Arifeyi gösterip bayramı göstermemek' şeklinde bir söz vardır bizde…

Allah kimsenin başına vermesin…

İsteriz ki,

Arife ulaşan herkes bayramı da görsün…

1 Kasım seçiminin arifesinde ise, görünen o ki;

Eskişehir de, Türkiye de seçimlerin bir an önce yapılıp bitmesini istiyor…

Öncelikle de,

Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni geri istiyor…

Huzur, barış, demokrasi istiyor…

Hukuk istiyor, eğitim istiyor, sağlık istiyor…

Gelir dağılımında mümkün olan en üst adaleti,

Sanayileşme ve kalkınma alanında 1923 ruhunun yeniden canlanmasını istiyor…

***

Bu listeyi uzatmak elbette mümkün…

Toplumun farklı kesimlerinden birçok farklı beklenti var…

Ancak bunların en önemlisi ve en önceliklisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeniden ülkeyi yönetmeye başlaması…

Farkındasınız değil mi?

Türkiye,

7 Haziran genel seçiminden belli bir süre öncesinden beri TBMM olmadan yönetiliyor…

Yani millet iradesi olmadan…

2011'de kalan,

2015'e gelindiğinde önemli ölçüde değiştiği aşikar olan millet iradesi rafa kaldırılmış durumda…

TBMM 4 Nisan 2015 tarihinden beri kapalı…

Yani tam 7 aydır…

***

Başkanlık, yarı başkanlık sistemlerinin hayata geçirilmesi kamuoyundan karşılık bulamayınca 'Parlamenter sistemden kaçamayacaklarını' anlayanlar, ülke gündeminde hep başka şeyleri ön palana çıkartarak (en önemlisi terör) insanları bu en temel siyaset yapma ve ülkeyi yönetme mekanizması olmadan yönetmenin yollarını arıyorlar…

Bir taraftan da,

Aynı terör örgütü ile izledikleri stratejinin bir benzerini de burada devreye sokarak, vatandaşı buna alıştırmaya çalışıyorlar…

Bizim gibi,

Henüz rejimle ilgili sorunlarını tam olarak çözememiş ülkelerde bile, ne kadar ağır aksak, ne kadar yalan-yanlış işlese de asıl olan Meclis'tir…

Hakimiyet bilakayd'ü şart milletindir' sözü bunun en temel ifadesidir ve TBMM'nin duvarında yazmaktadır…

'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir…'

***

23 Nisan 1920'den bu tarafa, TBMM hiç bu kadar uzun süre kapalı kaldı mı bilmiyorum…

Beni asıl düşündüren,

Bu durumun (o da şimdilik) TBMM'nin varlığını tehdit edici boyutlarda olup olmadığı değil, halkın ve kamuoyunun buna gösterdiği tepkisizlik…

Buna alışıyor olduğumuz endişesi…

***

'En kötü karar, kararsızlıktan iyidir' özdeyişinin bir başka versiyonu şu mu olmalıdır acaba?

'En kötü Meclis, Meclissiz kalmaktan iyidir…'