Gazze'de yaşanan savaş halen devam ederken hayatını kaybeden ve tutuklanan doktorlar için Eskişehir'de hekimler ve sağlık çalışanları tarafından sessiz yürüyüş gerçekleşti. 8 haftadır devam eden yürüyüş Köprübaşı Caddesi'nden başlayarak Ulus Anıtı mevkiine kadar sürdü. Yürüyüşe çok sayıda doktor, sağlık çalışanı ve sivil halk katıldı.
"ÖLÜMDEN ÖNCEKİ SON DURAK"
Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Bölümü'nde asistan doktor olan Ahmet Faruk Hoşgören, Ulus Anıtı önünde basın açıklaması yaparak "Meslektaşlarımız özgür, hastanelerimiz güvenli olana kadar durmayacağız" dedi. Hoşgören, "Terör devletinin Filistin topraklarında işlediği suçlar büyüyerek devam ediyor. Gazze halkı tam 91 gündür yıkıma ve katliama karşı direniyor. Sağlık hizmetlerine ulaşım gibi bizim için paha biçilemez bir hak, oradaki insanlar için ölümden önceki son durak. Bütün bunlara, İsrail tarafından uygulanan teröre rağmen korkmayan ve yılmayan Gazze halkını, tutuklansalar da, öldürülseler de görevleri başından bir an ayrılmayan Gazzeli sağlık çalışanlarını selamlıyoruz. Biliyoruz ki onlar kan görmeye, aralıksız çalışmaya, uykusuz kalmaya alışıktır. Ancak hastalarına yardım
edememeye, onları çaresizce ölüme bırakmaya asla alışık değildir" diye konuştu.
HASTANELERİ VURMAK SAVAŞ SUÇUDUR!
"Tüm bu suçların işlenmesine seyirci kalmak insanlık suçudur" diyen Hoşgören, "Buradan devletimize ve uluslararası yardım kuruluşlarına sesleniyoruz. Biz Gazzeli
sağlık çalışanlarıyla birlikte çalışmaya, oralarda kurulacak hastane ve sağlık
tesislerinde görev almaya hazırız.
Bununla birlikte İsrail tarafından tutuklanan ve türlü işkencelere maruz bırakılan 54'ten fazla hekimin özgürlüklerine güvenli bir șekilde kavuşmaları için ve yıkılan hastanelerin yeniden yapılması, güvenli bir şekilde işlev gösterebilmesi için gereken bütün çalışmaların yapılmasını talep ediyoruz. Meslektaşlarımız özgür, hastanelerimiz güvenli olana kadar durmayacağız.
Yaşananlara karşı tepkimizi her şekilde göstermeye kararlıyız. Bu sebeple tüm
sağlık camiamızı, Gazzeli sivillere yapılan zulme açıktan desteğini bildiren ilaç
firmalarını boykot etmeye davet ediyoruz.
Biz her hafta, beyaz önlüklerimizle sessizce yürüyerek bağırıyoruz: Sivilleri vurmak savaş suçudur. Kimyasal silah kullanmak savaş suçudur. Hastaneleri vurmak savaş suçudur. Tibbi yardımların engellenmesi savaş suçudur
Tüm bu suçların işlenmesine seyirci kalmak ise insanlık suçudur" diyerek açıklamada bulundu.
