Tahsis ücreti, kredi kartı aidatları, dosya masrafı, yapılandırma masrafı, ekspertiz masrafı gibi bankacılık hizmetlerinin birçok kaleminde haksız para almaları nedeniyle gerek tüketici mahkemelerinde gerekse tüketici hakem heyetlerinde birçok defa cezalandırılan bankaların yaptıkları hatalı uygulamalara bir yenisi daha belgelenerek eklendi. Rekabet Kurulu 12 adet bankanın 21.08.2007 ve 22.09.2011 tarihleri arasında kartel (uyumlu eylem/uzlaşma) oluşturduğunu tespit etmişti yüksek mahkeme olan DANIŞTAY da bu kararı onaylayarak durumu resmileştirmiş oldu. Rekabet Kurulu verdiği kararda, '12 bankanın kartel oluşturarak faiz oranlarını birlikte belirlemesi nedeniyle serbest piyasa koşulları bozulmuş, faiz oranları artmıştır. Bu yüzden de o dönemde çekilen krediler ve kredi kartlarına olağandan yüksek faiz, mevduatlara ise olağandan düşük faiz uygulanmıştır. 12 banka haksız kazanç elde ederken, banka müşterileri olan tüketiciler, tacirler ve kamu kurumları mağdur edilmiştir.' İfadelerini kullanarak yapılan soygunu gözler önüne serdi. Rekabet Kurulu'nun gerekçeli kararının Belge-6 değerlendirilmesi bölümünde geçen Tablo 16'da yaptığı tespit önemli ve çarpıcı. Rekabet Kurulu'na göre,

'Konut kredilerinde 15 baz puanlık (0,15)

İhtiyaç kredilerinde 10 baz puanlık (0,10)

Taşıt kredilerinde 5-20 baz puan arasında (0,5-0,20) bir kartel uzlaşması (ortak faiz artırımı)söz konusudur.' Konuyu Tüketici Hukuku Enstitüsü Başkanı Hakan Tokbaş'ın yaptığı çalışmadan bir örnek vererek açıklarsak;

200 bin lira 120 ay vadeli konut kredisi çekildiğini varsayalım. 15 baz puan 'kartel faizi' kadar zarar hesabı yapılırsa, yüzde 1,0 faizle (serbest piyasa için kabul ettiğimiz faiz oranı) çekilirse 344 bin 330 lira eder. Yüzde 1,15 faizle (kartelden dolayı suni olarak belirlenen faiz oranı) çekilirse 369 bin 759 lira eder. Aradaki fazladan alınan faizin 200 bin liralık 120 ay vadeli konut kredisine krediye yansıyan tutarı, 25 bin 429 lira ediyor. İşte bu kartel faizinin oluşturduğu fark tutarının 3 katı oranında tazminat verileceği hesaplandığında, 200 bin lira kredi çeken bir vatandaşın 76 bin 287 lira tazminat kazanabilecektir. Kısacası Bankacılık sistemimizdeki yanlışlar ve bazı bankaların vatandaşı soyma mantığı sonucunda eskilerin deyimi ile nurtopu gibi bir evladımız oldu! Şimdi ne olacak? söz konusu bankalarda belirtilen tarihler arasında kredi kullanan birçok vatandaş, tacir hatta kamu kurumları bile dava açabilecekler. Mahkemeler yine ciddi bir iş yükü ile karşılaşacaklar. Peki bunun çözümü ne olmalı? Bize göre ya devletimiz yapacağı bir düzenleme ile söz konusu haksızlığı telafi etmeli ya da Bankalar yaptıkları yanlışı mahkeme kararları olmadan kendi kendilerine düzeltmelidirler. En azından bankaların vatandaş gözünde kaybolan güvenlerini kazanmaları ve büyük bir mağduriyeti gidermek için bunu yapmalılar.