Artık her sabah hangi ölüme uyanacağımızı bilemeyen bir ülke haline geldik. Yastığa başınızı huzur içinde koyup uyuyacağınız geceler her geçen gün azalıyor. Uykularımızın zehir olduğu 2016 yılında terörün aldığı can, yarattığı kaos ortamı yetmezmiş gibi yeni yıla sayılı günler kala adeta zehre zehir katmak isteyenler yılbaşı kutlamalarını hedef göstererek terör eylemcilerinin değirmenine su taşımışlardır.
Bunların yüzleri bugün az da olsa kızarmış mıdır? Kızaracak yüz olduğunu zannetmiyorum ama şurası kesin bu tür hastalıklı düşünceler yüzünden terör her yere sıçramış durumda ve bunun destekçileri sadece tetiği çekenler, bombayı patlayanlar değil onlara her türlü desteği verenlerdir.
Özgürlük, barış, kardeşlik gibi kelimelere bile tahammül edemeyip bu kelimelerin geçtiği lafları kullananları PKK terör örgütleri ile özdeşleştirenler günlerdir Noel ile yılbaşı kutlamalarını aynı sayıp 'gavur özentisi' olarak gösterip kutlama yapacaklara her türlü hakareti söyleyip hedef haline getiren güruhu da İŞİD ile özdeşleştirseler terörle mücadelede ki samimiyetleri ortaya çıkacak ama nerde!
Olan oldu maalesef. Birbirimizden nefret edelim, korku aklımızı, öfke vicdanımızı körleştirsin diyenler bir kez daha saldırıp İstanbul'un ünlü eğlence mekanlarından Ortaköy'deki Reina adlı gece kulübünde 1'i polis 39 insanımızın canını aldı.
Sadece yeni bir yıl bir geldi diye kutlama yapanları hedef gösterip insanları katledecek teröristleri meşrulaştırma çabaları bu tür sonuçları beraberinde getiriyor işte. Bu çevreler hedef göstermek yerine biraz okuyup biraz dinleyip yargılamayı ondan sonraya bıraksalar birçok sorunumuz kendiliğinden çözülecek, alçakça saldırının yataklığını da yapmamış olacaklar.
İlmiye Çığ, Tayfun Atay gibi yazarlar yıllardır '1 Ocak'ın Hıristiyanlıkla tarihsel bir bağını kurmak mümkün değildir'i' toplumumuza anlatmaya çalışıyorlar. 'Yılbaşı günü olarak 1 Ocak, ilk kez milattan (yani 'İsa'dan') 100 küsur yıl önce Roma'da çıkmış. Ondan önce 25 Mart'mış Roma'da yılbaşı. Gerçi Roma, Hıristiyanlığı benimsedikten sonra Katolik Kilisesi 1 Ocak'ı da 'İsa'nın sünnet günü' kabul edip (tıpkı pagan ya da 'Mitraizm' kökenli 25 Aralık'ı yaptığı gibi) içselleştirmek istemiş ama bunu pek takan olmamış. Yılbaşı, Ortaçağ Hıristiyanlığında farklı farklı günlerde kutlana gelmiş; İngiltere'de 25 Mart'ta, Fransa'da Paskalya yortusunda (Mart-Nisan arası), İtalya'da 15 Aralık'ta, İber Yarımadası'nda 1 Ocak'ta… Yani 1 Ocak Yılbaşı'sı için Hıristiyanlıkla sabit bir bağlantı yok. Bunun sabitleşmesi, modern zamanlarla ilgili bir uygulama ve yılbaşı bugünkü hayatımızın ortak küresel akışının sonucu olarak her yerde dini değil dünyevi bir motivasyonla kutlanıyor.'
Diyorlar, diyorlar demesine de dinleyen kim? Fanatizmin doruğuna ulamış olanlar bu söylemleri anında Dinsizlik ve Ateistlikle bağdaştırıp söylenenleri itibarsızlaştırıyorlar ve olan bu ülkenin canlarına oluyor.
Hadi diyelim ki bunlar yapacaklarını yapıyorlar da günlerdir bu hedef göstermelere ses çıkarmayan yetkililere ne demeli? Yetkiniz sadece ölen insanlarımızın rakamlarını açıklamaktan ibaret olamaz. Hükmetmek özel yetenekler ister hükmedemeyip ülke yangın yerine çevrilirken sadece eli kolu bağlı bir biçimde normal bir vatandaş gibi terörü şiddetle kınamak bu toplumun yaralarına merhem olamıyor. Dünyanın gelişmiş hangi ülkesini dikkate alırsanız alın bu kadar büyük terör saldırılarından sonra siyaseten sorumluluklardan kimse kaçınamaz istifa dahil gerekeni yapar. Toplumumuzun sizden beklediği de kuru kuru klişeleşmiş açıklamalar değil tam da budur.