TBMM Başkanı İsmail Kahraman, hayatını sömürüye karşı bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine adayan devrimci Ernesto Che Guevara için 'Eşkıya, benim gencimin göğsünde olamaz' dedi. Che Arjantinliydi. Kendi ülkesinde ölmedi. Che, orta sınıfa mensuptu. Kendi sınıfından koptu bir daha geri dönmedi. Che doktordu. Bir muayene karşılığı hiçbir zaman para aldığı görülmedi. Peru'daki cüzzamlılar kliniğinde gönüllü olarak çalıştı. Che Küba'da Sanayi Bakanı oldu. Sosyalist iktidarda bile oturduğu koltuğu sevmedi. Bakanlığı bırakarak, yeni devrimler yapmak için Küba'dan ayrıldı. Che devrimciydi. Bıkmadı, durmadı, yorulmadı, eğilmedi, bükülmedi. Che düzene başkaldırışın simgesiydi, umuttu, cesaretti. Ernesto Che Guevara zaten yıllar önce, 'Kralın sofrasında soytarı olacağıma halkın sofrasında eşkiya olurum' demişti. Latin Amerika'nın büyük kahramanına hakaret eden Kahraman'a en iyi yanıt Küba Meclis Başkanı Estaban Lazo Hernandez'den geldi. Küba Meclis Başkanı Estaban Lazo Hernandez; 'Atatürk gibi büyük bir devrimciyi anlayamamış birinin Che'yi anlaması beklenilemez' diyerek, Kahraman'a en güzel ve en anlamlı yanıtı verdi.

*

TEMİZ İÇME SUYU HERKESİN HAKKIDIR
CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer üç gün önce Seyitgazi içme suyunun tehlike arz ettiğini söylemişti. Prof. Dr. Usluer, 'Halk Sağlığı laboratuarlarında yapılan denetlemeler sonucu içme suyunda tehlikeli düzeyde arsenik bulunmuş. Kırka Bor madeninden sızıntı olduğu tespit edilmiş. Temiz içme suyu önemli bir haktır. İnsanlar bu bölgede akciğer kanserinin artış gösterdiğini ve bunun içme suyuyla ilgili olduğunu söylüyor. Bu çok ciddi bir sorun ve bunun kötü sonuçları uzun yıllar etkisini gösterir. Derhal çözülmesi gereken bir sorun' dedi. Gaye Hanım bir Tıp Doktoru. Konunun uzmanı bir kişi olarak yetkilileri uyarıyor. Usluer, kendi sosyal paylaşım sitesinde yaptığı paylaşımda; 'Yer altı su kaynakları, yer hareketlerinden etkilenmekte ve zaman içinde yataklarında bir değişim meydana gelebilmektedir. Önceleri temiz olan kaynaklar yer hareketleri sonrasında zararlı madde içeren tabakalarla temas edebilmekte ve bu da suyun içilebilirliğini olumsuz yönde etkilemektedir. 1970 Gediz Depremi sonrasında Emet ve yöresinde gündeme gelen yaklaşık 20 yıllık süreç boyunca gündemde kalan içme sularında arsenik olduğuna ilişkin bulgular bugün için resmi makamlarca onaylanmıştır' dedi. Aynı çalışma Kırka Bor Tesisleriyle ilgili de yapılmalı. Daha önceki yıllarda Kırka'da çökeltme havuzlarından taşan sulardan dolayı bazı tarım ve mera arazilerinin zarar gördüğü iddia edilmişti. Madenlerin çevreye verdikleri zarar ve tahribat, ancak denetimle önlenebilir. Bundan dolayı Kırka Bor Tesisleri denetlenmeli…

**

ES ES TARAFTARININ
'ATATÜRK' SEVİNCİ

Eskişehirspor'a kazandırılan yeni stadyumun ismi açılandı. TOKİ'nin twitter adresinden stadyum isminin 'Yeni Atatürk Stadı' olarak belirlendiği açılandı. ES ES taraftarı da zaten yeni stadın isminin Atatürk olmasını istiyordu. TOKİ'nin bu konudaki açıklamasıyla biz Eskişehirlileri mutlu etti. Eskişehirspor Yönetimi ileride kulübe gelir sağlamak adına sponsorluk anlaşması kapsamında stadyumum isim hakkını satacak. Ben Eskişehir adına Halil Ünal'dan isteğim, bu konuda anlaşılan firmanın adı ile Atatürk isminin birlikte kullanılması konusunda ısrarcı olmasıdır. Mesela 'ETİ Atatürk Stadyumu' gibi. Ünal, Eskişehir'in 'çağdaş Cumhuriyet kenti' olduğunu, Atatürk isminin stadyumdan kaldırılmasının büyük tepkilere neden olacağını o firmaya anlatıp, bu konuda onları ikna etmelidir.

***

ONBİR YIL SONRA KAVUŞTUĞU
OĞLUNUN KOLLARINDA ŞEHİT OLDU

Dumlupınar Şehitliği'nde yer alan Şehit Baba ve Oğul Anıtı, şehit babasını kucaklayan bir oğlu gösterir. Bu anıt, Çetmeli Kara Ali Çavuş ile oğlu Mehmet Onbaşı anısına dikilmiştir. Çetmeli Kara Ali Çavuş 1912 yılında oğlu Mehmet sekiz yaşındayken Balkan Savaşı'na katılmak için köyünden ayrıldı. Daha sonra sırasıyla Galiçya, Hicaz, Yemen, Kafkasya'da cepheden cepheye 11 yıl koştu. Çetmili Kara Ali Çavuş Anadolu'da Milli Mücadele başlayınca, doğu cephesinden Kurtuluş Savaşı'na koştu. Dumlupınar'da Başkomutan Meydan Muharebesi'nde 19 yaşındaki alay sancaktarı Mehmet onbaşı ile karşılaştı. Mehmet Onbaşı, onun 11 yıl önce bırakıp gittiği oğludur. Bu büyük asker 31 Ağustos 1922 günü 11 yıl sonra kavuşabildiği oğlunun kollarında şehit oldu. Oğlu, kahraman Onbaşı Mehmet ise, 9 Eylül'de İzmir'e giren birliğin başında şehit oldu. Şehit Baba ve Oğul Anıtı bu destansı olayı gelecek nesillere ulaştırabilmek için Dumlupınar Şehitliği'nde dikildi. Bu Anıt, Haluk Tezonar tarafından yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti 93 yıl önce Dumlupınar'da kahramanlık destanına imza attı. Bu destan sonrasında yurdumuzu düşmanlardan temizleyerek, Çağdaş Cumhuriyeti kurduk. Bugün Çetmeli Kara Ali Çavuş'un şehit olmasının 94'ncü yıldönümüydü. Başta Çetmeli Kara Ali Çavuş olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Onların sayesinde bizlere emanet edilen Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır…

**

foto şaka

Küba Cumhurbaşkanı Raúl Castro: Sizin Meclis Başkanımız bizim kahramanımız olan Che'ye hakaret etti. Biz de sizin Atatürk'e mi hakaret edelim?

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Sizin Atatürk'e hakaret etmenize gerek yok. Bizim 14 yıllık iktidarımız döneminde ona yönelik her türlü hakaret ve karalama fazlasıyla yapıldı zaten.