Çocukluk yıllarımızda büyüklerimizden işittiğimiz bir uyarı cümlesiydi; 'Nato Kafa Nato Mermer'.
Tüm uyarılara rağmen konuyu anlamayan, söz dinlemeyen, düşünmeden iş yapan insanlar için çok sık kullanılırdı.Galiba askeri bir örgüt olan NATO ile doğrudan hiçbir bağlantısı yoktu.
(NATO) Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne girebilmek için Kore'ye herkesten önce asker gönderdik. Müttefiklerimize karşı tüm yükümlülüklerimizi koşulsuz, sorgusuz, sualsiz yerine getirdik. Buna rağmen bize atılan 'düşmanca kazıkları' sürekli 'pardon' ile geçiştirmeleri artık taş kafaların, mermer beyinlerin bile sabrını çatlatacak boyutlara ulaştı.

TÜRKİYE NATO'NUN 'ŞAMAR OĞLANI' DEĞİLDİR.
NATO'nun Norveç tatbikatlarında; Mustafa Kemal Atatürk ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'düşman tablosu'na yerleştirilmesi NATO'nun Türkiye'ye bakışını tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur.
1952'den beri tepemize çöreklenmiş olan ABD'nin ve NATO'nun bizim ile işleri bitmiş, gerçek yüzleri iyice ortaya çıkmış görünüyor.
Farklı zamanlarda dost ve müttefik anlayışı ile bağdaşmayan birçok tavrını yutkunmak zorunda kaldığımız NATO; daha 'Gladio' veya 'Özel Harp Dairesi' adı altında yaptığı yasadışı çalışmaların hesabını bile vermedi.

NATO'NUN TÜRKİYE'Yİ İŞGAL PLANI
NATO'nun Türkiye merkezli yeni harekat planı ise gününü ve saatini beklemektedir.
Senaryo bellidir; öncelikle çok iyi becerdikleri (!) provokatif eylemler ile Kürt –Türk çatışma ortamı oluşturulacak, ardından NATO güçleri, bölge insanlarını korumak için(!) Suriye ve Irak üzerinden Türkiye'nin güneydoğusunu işgal ederek kendi himayelerinde geçici bölgesel yönetimi ilan edecekler.
Kullanılan 'maşa' örgütler ise artık deşifre olmuştur.
ABD'den tezgahlanan 15 Temmuz FETÖ ihaneti; vatansever halkımız ve ordumuzun Atatürkçü kadrolarının direnişi ile nasıl sonuçsuz bırakılmış ise, Türkiye'yi güneydoğudan bölerek ele geçirme planları da sonuçsuz kalacaktır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin çilekeş Kürt kökenli yurttaşlarının tamamına yakını asla bölünmekten yana değillerdir.

ATATÜRK'ÜN HEDEF TAHTASINDA OLMASI 'ÇOK NORMAL(!)'
Emperyalist planların Anadolu'da uygulanmasına geçit vermeyen Mustafa Kemal Atatürk'ün hedef tahtasına konulması 'malûmun ilamı'ndan başka bir şey değildir.
Ortadoğu bataklığında defalarca dost bildiklerimiz tarafından 'yanıltılan' ve en sonunda Avrasya'ya yönelen, Rusya'dan silah satın almaya karar veren Cumhurbaşkanı Sayın R.T. Erdoğan'ın 'düşman kuvvetler'e dahil edilmesi ise şaşırtıcı olmamıştır.
İç siyasetimizde hangi cenahta yer alırsak alalım böyle bir saygısızlığı Türkiye Cumhuriyeti'ne yapılan bir saldırı olarak kabul edip en şiddetli tepkiyi göstermeliyiz.

NE YAPMALIYIZ?
Türkiye'yi kuşatan her türlü emperyalizme 'dincilik, ümmetçilik, mezhepçilik, soğuk savaş milliyetçiliği, etnik ayrışma' ile karşı konulamaz.
Yedi düvele karşı çıkabilmenin tek yolu;
'Ulusal egemenlikten gücünü alan; akıl ve bilimin aydınlık yolunu takip eden, demokrasi, laiklik ve çağdaşlık temellerine dayalı ulusal bir çizgide birleşmektir.'
Bu durumu hala anlamayanlara ise söylenecek tek söz kalıyor;
'Nato Kafa Nato Mermer (!)'