CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Büyükşehir Belediyesi'nde Veteriner olarak görev yapan Selçuk Değer'i telefonla aramış.

SÜRGÜN YEDİĞİMDE
SİZ NEREDEYDİNİZ?
Kendisine bir daha ki dönemde CHP olarak Han'da Erdal Şanlı'yı aday yapmayacaklarını belirterek; 'O'nun yerine sizi aday yapmak istiyoruz. 2019 yerel seçimlerinde CHP'nin Han Belediye Başkan adayı olur musunuz?' diye teklifte bulunmuş. Değer; 'Utku Bey ben sizi tanımıyorum. Çalıştığım yerde iki defa sürgün yediğimde CHP neredeydi? Siz neredeydiniz? Ben Han Belediye Başkan adayı olmam. Olursam da CHP'nin adayı olmam' diye sert çıkmış. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Eskişehir milletvekilleri Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü'ye ilimiz kırsal ilçelerinde seçimi kazanacak belediye başkan adaylarını bulmaları talimatı verdiği parti kulislerinde yüksek sesle seslendiriliyor. CHP'nin çok zayıf olduğu Sivrihisar, Günyüzü, Sarıcakaya, Mihalgazi gibi yerlere güçlü belediye başkan adayları bulmadan sırf kurultay yapılması için imza veren Han Belediye Başkanı Erdal Şanlı'nın yerine isim arayacaksın.

KENDİ AYAĞINA
KURŞUN SIKMAZ
Şanlı başarılı çalışmalarıyla Han'da halkın sevdiği belediye başkanıdır. CHP Şanlı'yı aday yapmadığı takdirde Han'da seçim kazanamaz. 'Kurultay için verdiği imzayı geri almadı' diye onun aday göstermeyenler, CHP'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayına da zarar verir. Kırsal ilçelerdeki belediye başkan adaylarını milletvekilleri değil, Büyükşehir Belediye Başkan adayı belirlemelidir. Çünkü bu isimlerle Çakırözer, Süllü değil, Yılmaz Büyükerşen çalışacak. Benim bildiği Büyükerşen, 'kurultay imzasını geri almadı' diye Erdal Şanlı'yı asla silmez. Seçim Şanlı ile kazanılacaksa, onun aday olmasını ister. Kendi ayağına kurşun sıkmaz. Çakırözer ve Süllü'de Genel Başkanlarına güvenerek Büyükerşen'e rağmen işler yapmamalı. Çünkü Eskişehir'de Büyükerşen'in dediği olur. Sevgili Aytaç Çınar'ın dediği gibi 'CHP'nin 80 ilde tek Genel Başkanı vardır. Eskişehir'de ise iki genel başkanı vardır.'
-------------------------------------------
YA ÖLMELİ CELLATLAR
YA DA HİÇ DOĞMAMALI ÇOCUKLAR

'Askerler çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?' 1995 yılında Srebrenitsa katliamında vurulan dört yaşında bir çocuğun ölmeden önce annesine sorduğu bu soru bugün bile bizleri acıya boğuyor. Gözlerini kan bürümüş hain teröristler ülkemizde 11 aylık bebeği bırakın kurşunla değil, bombayla vahşice katletti. Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, astsubay eşini ziyarete gittiği üs bölgesinden evine dönen Nurcan Karakaya'nın kullandığı otomobilin geçişi sırasında, PKK'lı teröristlerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etti. Hain saldırıda Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği Mustafa Bedirhan Karakaya katledildi. Ernesto Che Guevara 'Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar; ya ölmeli cellatlar, Ya da hiç doğmamalı çocuklar' sözünde olduğu gibi artık çocuklar ölmemeli. Dünyayı yöneten ülkeler terörü destekleyerek çocuk cellatlarına artık 'dur' demeli. Ülke olarak, PKK ve FETÖ terör örgütlerine karşı verilen mücadelede güvenlik güçlerimize destek olmalıyız. Tüm siyasi partiler 'terörle mücadele konusunda tek vücut' olmalı. Anne Nurcan Karakaya'ya 11 aylık bebeğine Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun...


-------------------------------------------------
KOŞAMAM Kİ BEN TOPALIM


Görünüm'de dün kaleme aldığım 'Öztürk İYİ Parti'ye Koşuyor' başlıklı yazımda DYP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Emre Öztürk'ün yıllardır birlikte siyaset yaptığı ekibiyle birlikte İYİ Parti'ye katılacağını belirtmiştim. Öztürk dün sabah yazımla ilgili beni aradı. Attığım başlığa takılarak; 'Ayhancığım ben İYİ Parti'ye nasıl koşacağım. Biliyorsun ben topalım' dedi. Karşılıklı gülüşmelerden sonra Öztürk; 'Koşacaksa İYİ Parti bana koşşun' diye espri de yaptı. Öztürk uzun yıllar önce trafik kazasında bacağını kaybetti. Bu üzücü kazadan sonra protez bacakla yaşamını sürdürüyor. Kendiyle o kadar barışık ki bu durumuyla ilgili espriler yapıyor. Siyasette olsun, iş yaşamında, eğlence hayatında olsun hiç bir şeyden geri kalmıyor. Hayatı doyasıya yaşıyor. O'nun hayata bakış açısı tüm engellilere örnek olmalı. Fiziksel engelleri aşmak kolay. Asıl kafalarımızdaki zihinsel engelleri, önyargıları aşmalıyız...
------------------------------------------------
ŞAMPİYON DEM DEM

78 yıl önce. Yıl :1940 Türkiye Milli Küme Futbol Ligi Şampiyonluk maçı. Yer Ankara 19 Mayıs Stadyumu. Eskişehir Demirspor ile Fenerbahçe finalde karşılaşıyor. İlk maç 0-0 bitiyor. İkinci müsabaka hemen ertesi gün yapılıyor. Eskişehir Demirspor İskender'in 2, İsmail Çınar'ın tek golüyle Fenerbahçe'yi 3-1 yenip, Türkiye Şampiyonu oluyor. Fenerbahçe'nin tek golünü ise Mehmet Reşat atıyor. O zaman süper lig, 1. Lig yoktu. Milli Küme Ligi'ni kazanan Türkiye şampiyonu oluyordu. 30 Ağustos 1930 yılında kurulan Eskişehir Demirspor 10 yıl sonra Türkiye Şampiyonu olarak, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş saltanatına 'dur' diyen bir takım oldu. Eskişehir Demirspor'un kaptanı Mennan Yalın, 17 yıl Fenerbahçe Başkanlığı yapan dönemin Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu'nun elinden Türkiye Şampiyonluk Şiltini alıyor. Dem Dem'lerin o günkü efsane 11'i şu isimlerden oluştu; 'Mennan Yalın, Abdülkadir Arun, Nuri Kuran, İbrahim Yanartaş, Fahri Adanır, Celal Esemen, İskender Gülpınar, İsmail Çınar, Ahmet Dizeroğlu, Zeynel Karagöz ve Murat Babayiğit.'
----------------------------------------
FOTO ŞAKA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Muharrem bey yenilgiye doğmayan pehlivan gibi iki de bir kongre istiyorsun. Hep de yeniliyorsun.
CHP Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce: Madem hep yeniliyorsam, niçin kurultay delegelerine imzalarını geri aldırmak için baskı yapıyorsunuz?
Selvi Kılıçdaroğlu: Muharrem Bey, yeterli imzayı toplamadıysanız kurultayı üzerine alın bu suyu için.
-----------------------------------------------
FIKRA
Balıkçının cevabı

Bir arkadaşımla balık almaya gittiğimizde, arkadaşım kovanın içinde yüzüp çırpınan balıklara bakıp; 'Bunlar taze mi?' diye sormuştu.
Balıkçı da cevabı hemen yapıştırdı;
'Yok abla, pil takıp oynatıyoruz'