Kışlık tahıl yetiştiricileri için, ilkbaharda tarlaya girebildikleri ilk zamanda bitkilere verecekleri üst gübrenin çeşidi ve miktarı konusunda karar verme zamanı gelmiştir. Olanağı olanlar da bugünlerde gübrelerini temin etme yoluna gideceklerdir. İlkbahar gübrelemesi için kullanılacak gübreler normal olarak azotlu gübreler olacaktır. Doğru bir gübreleme için bu gübrelerden birim alana (ör. dekar) verilecek miktar, ekimle birlikte (tabana) verilen gübrenin içinde bulunan azot miktarı dikkate alınarak hesaplanmak zorundadır. Üreticiler gübre çeşidini ise, onu ne zaman atmayı planlıyorsa ona göre seçmelidir çünkü gübrelerin erime süreleri birbirinden farklıdır. Yavaş eriyenler , hızlı eriyenlere göre daha erken bir tarihte atılabilir. Ancak hiç unutulmaması gereken nokta toprak sıcaklığı 5 0C yi bulduktan sonra (yaklaşık olarak hava sıcaklığı 7-8 0C yi bulduğunda), bitkiler kış uykusundan çıktıklarında, çiftçilerin deyişiyle bitkiler çalışmaya başlayınca verilmelidir ki bitkiler kökleri yakınında bulunan azotlu gübrelerden yani kendilerini besleyecek ve ürün vermesini sağlayacak olan bu çok önemli besin maddesinden olabildiğince yüksek oranda yararlanabilsin. Bu zamandan önce atılacak gübreler, bitkiler henüz büyüme dönemine girmediği için yıkanmayla toprağın aşağı tabakalarına doğru gidebilir ve bunların bir kısmından yararlanılamaz, ayrıca bunlar toprakta ve eğer ulaşabilirlerse taban sularında hatta akiferlerde kirlenmelere yol açabilir.
Kimyasal gübreler, verimi ve buna bağlı olarak üretimi artıran, kaliteli ürün elde etmeyi sağlayan temel girdilerin en önemlilerinden biridir. Kimyasal gübre kullanılmasının bitkisel ürün artışındaki payının %58 kadar olduğu hesaplanmaktadır. Ülkemizin ekilebilir alanlarının üçte ikisinden fazlasında tahıl ekilişi yapılmaktadır ve toplam kimyasal gübre tüketiminin yarısından fazlası tahıl üretimi için kullanılmaktadır. Eskişehir'in de içinde yer aldığı Orta Anadolu Bölgesi ise ülkemiz tahıl üretiminin yarısını verirken , ülke çapında kullanılan kimyasal gübrenin üçte birinden fazlasını kullanmaktadır. Kimyasal gübreler verim ve kaliteyi artıran girdiler olmakla birlikte, bitkilerin ihtiyacı olan miktardan fazlası verildiğinde bitkilerin kullanmadığı kısmı zararlı bile olabilmektedir.
Bölgemiz ve ilimiz genelinde tahıl üretimi yapılan topraklar organik madde bakımından zayıf topraklardır ve bu durum birim alandan elde edilecek ürünün gerçek potansiyeline ulaşmasını yani halen alınandan daha yüksek miktarda ürün alınmasını engellemektedir. Bunun yanı sıra bu topraklar genel olarak çeşitli derecelerde kireçlidir ve bu da üretim miktarını önemli derecede kısıtlamaktadır. Topraklarımızın sahip olduğu bu olumsuz koşullar, gizli açlık olarak nitelediğimiz mikro element eksiklikleri de oluşturmaktadır. Mikro elementler, bitkilerin çok az miktarlarda ihtiyaç duyduğu besin maddeleridir fakat eksik olduklarında bitkilerde verim, kalite, olumsuz koşullara (kuraklık, soğuk, hastalık vb.) direnç azalmaktadır. Bunlardan birisi çinko mikro elementidir, Orta Anadolu'da ve Eskişehir topraklarında önemli oranda eksiktir. Bitkilerin sağlıklı bir şekilde yetişebilmesi, verimli ve kaliteli ürün vermesi için mutlak gerek duydukları 20 elementten birisi olan çinko eksik olduğunda ; bitkilerin büyümesinde gerilik, bazen bodurlaşma, yapraklarda küçülme, renk değişimi, kuruma, çiçek sayısında azalma, tane sayısında ve iriliğinde azalma görülür. Konya ve Eskişehir'de, eksik olduğu yerlere çinko verildiğinde buğdayda % 5-543, arpada % 10-54 verim artışı görülmüştür.
Çinko hem toprağa hem de yaprağa uygulandığında en iyi sonucu vermektedir. İlkbaharda azotlu gübreler verildiği zamanda , çinko da yapraktan uygulanabilir. Nadas uygulaması yapılan yerlerde nadas bozmadan hemen önce toprağa uygulanabilir ve sürümle toprak altına alınır. Ya da ikileme öncesi toprağa verilir ve kazayağı ile 10-12 cm derinliğe indirilir. Yeterli oranda çinko alamayan bitkiler gibi, bu tür bitkilerle beslenen hayvanlarda da çinko eksikliği nedeniyle çeşitli rahatsızlıklar görülmektedir. Çinko eksiği olan bitkilerden ve hayvanlardan elde edilen gıda maddeleriyle beslenen insanlarda da bir çok ve önemli rahatsızlıklar, direnç azalması, performans düşmesi görülmektedir.