Nerede kalmıştık?
Bir yerde kalmak kötüdür. Yarım bırakılmış işler can sıkar…
İnsan devam etmeli, ne olursa olsun.
Şiirlerinin okunmasının dahi büyük suç sayıldığı yıllarda Nazım Hikmet, bugün dünyaca ünlü, ölümsüz bir şair olacağını…
Bugün şiirlerinin okul kitaplarında yer alacağını bilir miydi?
Oysa zamanında, askeri okulda yapılan aramada bir öğrencinin dolabında şiiri bulundu diye yirmi sekiz yıl hapse mahkûm edilmişti.
Orduyu isyana teşvikten…
Şiirlerini yayımlayan yoktu.
O cesareti…
Okuma, üzerinde bulundurma cesaretini dahi gösterebilen yoktu.
Devam etti Nazım Hikmet şiir yazmaya.
'Giderayak işlerim var bitirilecek,
Giderayak,' diye yazdı.
Sonra,:
'Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
Giderayak,' diye yazdı.

***

Bizim de var bitirilecek işlerimiz giderayak.
Biz de ceylanı kurtardık avcının elinden ama daha baygın yatıyor, ayılamadı.
E o zaman soralım.
Nerede kalmıştık?
Şurada kalmıştık:
Adam kahvede oyun oynarken arkadaşlarıyla, sürekli pencereden dışarı bakıyormuş.
Hava kararırken…
Okey açacaktım falan demeden okey taşlarını masanın ortasına boşaltıp oyunu yarıda bırakarak,
'Bana müsaade,' deyip koşuyormuş eve.
Bir iki…
Derken sormuşlar,
'Nedir derdin? Senin yüzünden oyun yarıda kalıyor. Hanımdan mı korkuyorsun, şu saatte evde olacaksın mı dedi?'
'Yok yahu,' demiş adam. 'Biliyorsunuz, mezarlığın yanından geçiyor bizim evin yolu. Gece çok ıssız, sessiz oluyor mezarlık .'
'Eee? Ne var bunda?'
'Son zamanlarda… Hava kararınca biraz korkmaya başladım. O nedenle hava kararmadan mezarlığı geçeyim istiyorum.'
Gülmüşler.
'Kolayı var onun, ' demişler. 'Mezarlığa gelince türkü söyleyerek devam et. Kendi sesini duyup korkunu yenersin.'
Adam söyleneni yapmış.
Gecenin geç saatinde mezarlığın yanından geçerken başlamış türküye:
'Ay akşamdan aşıktır.'
Mezarlıktan, koro halinde bir ses yükselmiş:
'Yaylalar yaylalar!'

***

Nerede kalmıştık?
Şurada kalmıştık.
Mezarlık bekçisi, gecenin bir vakti, 'tak tak tak!' sesler duymuş mezarlıktan.
Gidip bakmış. Yaşlıca bir adam, eğilmiş mezar taşının üzerine…
Bir elinde çekiç bir elinde keski…
'Yahu dede, ne yapıyorsun gecenin bu vakti sen burada?' demiş bekçi.
'Evlat,' demiş, yaşlı adam. 'Adımı yanlış yazmışlar, onu düzeltiyorum.'
Nerede kalmıştık?