25 Kasım'da gazetemizin manşetinde yer alan ve Görünüm'de de kaleme Aldığı 'BU DİSPANSER VEREM EDER!' haberi kentte büyük yankı yarattı. Haberimde şu ifadeleri kullanmıştım; 'Verem Savaş Dispanseri İsmet İnönü Caddesi'ndeki Avukat Mail Büyükerman binasına taşındı. Bu taşınma ile Verem Savaş Dispanseri, ÜSEM (Üreme Sağlığı Merkezi), TALASEMİ ( Akdeniz Anemisi) Labaratuvarı, KETEM (Kanser Erken Teşhis Tarama Merkezi) gibi birimler aynı binada toplandı. Ancak yeni taşınılan yerin dispanser bina standartlarına uygun olmadığı iddia ediliyor. Halk Sağlığı Müdürlüğü, dispanser ve TALESEMİ laboratuvarlarında ölçümler yaptı. Yapılan ortam ölçümlerinde radyasyon 40-55 civarında çıktığı iddia ediliyor. Dispansere evlilik ve işe giriş raporu için gelenler verem hastası olabilir. Yüksek radyasyondan dolayı kanser hastalığına yakalanabilirler. Çalışanların bu durumu Halk Sağlı Müdürlüğü'ne bildirmelerine rağmen, bu şikayetlerin dikkate alınmadığı iddia ediliyor.' Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Hüseyin Kararman önceki gün haberimizle ilgili açıklama yaptı. Yeni bir binada faaliyete başlayan Eskişehir Halk Sağlığı Müdürlüğü Odunpazarı Toplum Sağlığı Merkezi'ne bağlı Verem Savaş Dispanserinde standartlara uygun olmadığı iddia eden Kararman, 'Bu konuda hem çalışanların hem de vatandaşların şikayetlerinin olduğu belirtilmektedir. İnsan sağlığının direkt olarak etkilendiği, odaların güneş görmediği, dispanser standartlarına uygun olmadığı, bu hizmet binasına uygundur raporunun verilmesi ile ilgili iddialar ise oldukça vahimdir. Radyasyonla ilgili gerekli önlemlerin alınmadığı iddiaları ise oldukça önemlidir. Kısacası ortada vahim bir durum olduğu görülmektedir. Sağlık çalışanlarımızın ve vatandaşlarımızın sağlığı bizim için öncelik arz etmektedir. Şifa aranan bir hizmet kurumun da hiç kimsenin hasta olması kabul edilemez. Başta rapor alınması gibi, binlerce vatandaşımızın hizmet aldığı bu dispanserle ilgili Halk Sağlığı Müdürlüğü harekete geçmelidir. İddialar incelenmeli, müfettiş görevlendirilmeli ve Eskişehir kamuoyu acil olarak bilgilendirilmelidir' ifadelerini kullandı. Kararman bu olayla ilgili net konuşuyor. 'Şifa aranan bir hizmet kurumun da hiç kimsenin hasta olması kabul edilemez' diyerek, iddiaların müfettişler tarafından incelenmesini istiyor. Ben de Eskişehir Valisi Sayın Azmi Çelik'e sesleniyorum. 'Bu inceleme için Sağlık Bakanlığı'ndan müfettiş isteyin. Bu dispanser standartlara uygun değilse başka bir yere taşınmasını sağlayın'



**
SİNAN ÖZKAR SOSYAL MEDYAYI KULLANMASIN


CHP İl Başkanı Sinan Özkar'ın kendi sosyal paylaşım sitesinde Şehit Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Arıyeşil'in cenaze töreniyle ilgili yaptığı paylaşım büyük tepki çekti.

TAŞI ÇIKARMAYA ÇALIŞTILAR
Özkar paylaşımında 'Katil PKK işbirlikçi AKP diye haykırmak için katıl. Kurtuluş CHP ile olacak. Şehidimize Allah tan rahmet diliyorum' ifadelerini kullandı. Özkar'ın bu paylaşımı o kadar çok tepkilere maruz kaldı ki; Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç sağduyu çağrısında bulunarak, İl Başkanlarının kuyuya attığı taşı çıkarmaya çalıştılar. Bence Özkar artık sosyal medyayı hiç ama hiç kullanmasın. Düşünmeden yaptığı paylaşımlar sadece kendisine değil, CHP'ye de büyük zarar veriyor. Özkar, sadece bir oy ile İl Başkanı seçilmesinin, Odunpazarı İlçesi dışındaki ilçelerde ağırlığının olmamasının ezikliğinden dolayı mı bu tepki çeken paylaşımlarda bulunabiliyor? Özkar daha önce de Büyükerşen ve Kazım Kurt'un desteğiyle İl Başkanı olduğunu unutarak Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Benim belediye başkanın örgüt işlerine karışmayacak' sözünü de paylaşmıştı.

ŞEHİTLERE 'KELLE' DENİLİRKEN NEREDEYDİNİZ?
Özkar'ın şehit cenaze töreniyle ilgili yaptığı paylaşım son derece yanlış. Bunu CHP'lilerde kabul ediyor. Ancak bugün bu paylaşıma tepki gösterip, ortalığı yangın yerine çevirenler; 'Açılım' adı altında PKK şehirleri silah deposu haline getirirken, PKK'lıları gizli tanık yapıp, terörle kahramanca mücadele eden vatansever subayları cezaevlerine konulurken, İmralı'da teröristbaşı ile pazarlık yapılırken, 'Birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclis'i toplamayız' denilirken, Dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Şivan Perver ile birlikte Diyarbakır'da 'Kürdistan' diye haykırırken, BOP Eş Başkanı Avustralya'da katıldığı radyo programında, terörist başından 'sayın', şehitlerden de 'kelle' olarak söz ederken neredeydiler? Siz hep doğruyu mu yapıyorsunuz? CHP hep mi yanlış yapıyor? 14 yıldır iktidarda olanlar neden hep masumu ve mağduru oynuyor?


**
KATİBİM YOLDA CÜZDAN BULURSA!...
Geçtiğimiz günlerde gazeteci büyüklerim Seyfi Uyanık, Rahmi Emeç, Fotoğraf sanatçısı Zafer Özer ile birlikte Söğütlüler Lokali'nde otururken, Gazetemizde 'Katibim' adlı köşesinde mizahi dili çok iyi kullandığı doyumsuz yazılarla büyük beğeni toplayan İsmail Hakkı Demirci geldi. Demirci, yolda cüzdan bulduğunu belirterek, bize gösterdi. Şişkinliğinden içi dolu olan cüzdanı eve götürüp, açacağını, içeride kimlik, ehliyet gibi belgeye bakarak, sahibine teslim edeceğini belirtti. Demirci, dediğini yapmış. Evde cüzdanı açarak, sahibinin kim olduğunu tespit etmiş. Kendisine telefonla ulaşarak, cüzdanı teslim etmek için buluşma yerini Söğütlüler Lokali olarak tespit etmiş. Demirci cüzdanın içerisindeki parayı saydı. Cüzdanda 485 Lira para çıktı. Cüzdanın sahibi olan 30 Yaşında, Büyükşehir Belediyesi'nin paralı otopark görevlisi olan Ziya Tepe ile lokalde buluştular. Tepe, dürüstlüğünden dolayı Demirci'ye çok teşekkür ederken, tekrar parasına kavuşmanın büyük sevincini yaşadı. Genç adam gerçekten Demirci sayesinde cüzdanını kaybetmesinden dolayı yaşayacağı maddi mağduriyetten kurtulmuştu. Aslında bu olayda Demirci, vicdan sahibi her insanın yapması gerekeni yapmıştı. Buna rağmen lokalde bulunan herkes Demirci'yi bu örnek davranışından dolayı kutladı. Ben de böyle dürüst bir yazarın gazetemizde yazıyor olmasından büyük mutluluk duydum. İyi ki varsın İsmail Abi…

foto şaka

Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna: Şanlıurfa'daki festivalde polemik olmasın diye Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı'nın parasını kullanmadım.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı: O para Eskişehir'in değil, Ajansın parası. Tepe tepe kullansaydın.
Anadolu Üniversitesi Rektörü Naci Gündoğan: Ben en iyisi telefonla meşgul olur gibi yapıp, uzayayım. Yarın Şanlıurfa için de bizim üniversiteden para falan isterler.