Toplumun huzur, güven ve barış içinde yaşamasını sağlayan yazısız ve yazılı kurallar vardır.
Yazısız kurallar gelenekseldir ve ahlakidir. Uymayan ayıplanır, dışlanır. En ağır yaptırımı yüzüne tükürmektir.
Yazılı kurallar anayasa, yasa ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Toplum hayatını düzenler ve yurttaş davranışlarına yön verir. Bu kuralların ihlali, devletin adil gözetiminde birlikte yaşama alanına tecavüz anlamına geleceğinden, uymayanlar için yaptırımlar da açıkça belirlenmiştir.
Herkes kafasına göre davransa ne yaşanabilir bir dünya kalır, ne de düzenli bir toplum hayatı tesis edilebilirdi. Bu nedenle 'en kötü kural, kuralsızlıktan iyidir' deriz ya.
Çevremizde yurttaş bilincini bir kenara bırakıp ilkel güdüleriyle hareket eden, sürekli kuralları ihlal etme eğilimde olan insanlara sık sık rastlarız.
Bu kişiler utanma duygularını kaybettiklerinden yazısız kuralları, iktidar gücünün gölgesinde kendilerine bir şey olmayacağına inandıklarından yazılı kuralları hiçe sayarlar.
Onlara göre, 'kurallar çiğnenmek içindir.' (!)
***
Modern devlete sahip toplumların tüm sektörleri işleyişlerini belirlenmiş kurallara göre sürdürürler. İnsanların birbirine zarar vermesi, adil olmayan davranışlara başvurması engellenmiş olur.
Trafik kurallarını ve yaptırımlarını sanırım yazmama gerek yok. Yargıtay'da usul yönünden bozulan mahkeme kararları birer kural ihlaline rastlandığındandır. Ticarette, medya ve basın hayatında, memuriyette, eğitimde, sağlıkta, sporda vb. günlük hayatın her alanında uymamız gereken kurallarla kuşatılmışız. Karmaşa olmadan yaşamanın yolu da budur.
Duayen Osman Bahadır Cemoğlu'nun affına sığınarak, ukalalık edip futbol mecrasına değinmek istiyorum.
Beş yabancı oynatılan dönemde, altı yabancı oynatan ve maçı 3-0 kazanan Fenerbahçe, Beşiktaş karşısında kural ihlali nedeniyle hükmen yenik sayılmıştı.
Ofsayt atışının rakip sahadan kullanıldığı Gaziantepspor-Denizlispor maçı; ikinci sarı kart gören oyuncunun atılmadığı Fenerbahçe-Rizespor maçı; baraj bozulunca düdük çalınıp, top gol olunca ikinci düdükle golün verildiği Beşiktaş-Gençlerbirliği maçı; sahadaki ikinci topun gol pozisyonundaki rakibe fırlatıldığı, oyunun sarı kart ve hava atışıyla devam ettirildiği Kasımpaşa-Beşiktaş maçı;
Kural ihlalleri nedeniyle tekrar edilmiştir.
Sonuçta oyunları, yaşamı, devlet-yurttaş ilişkilerini, sektörel faaliyetleri düzenleyen kurallara uyulması zorunludur.
'Kural ihlali varsa, yaptırım gerektirir.'
***
Anayasa değişikliği ile ilgili yasa çok açık:
'Anayasanın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür.'
Kural 'gizli oy'u zorunlu kılıyor. Anayasa değişikliğinin tartışılması sırasında bu madde iktidar milletvekilleri tarafından defalarca ihlal edildi.
Oy verilen kabine üçer kişi girildi; biri oy vereni denetlerken, diğeri denetleyeni denetliyor ve aleni oy kullanılıyordu. Yetmedi, oylarını kabinde değil, kabin önünde sırıtarak, göstere göstere zarfa koydular ve kuralı ihlal etmekle böbürlendiler. Açık oy kullanmasına tepki gösteren muhalif milletvekiline 'sana ne?' diye dayılanan bir bakanımız bile vardı.
Aslında, olası bir firede suçlanmamak için aldıkları bir önlemdi kendilerince. Maazallah maddeler yeterli sayıya ulaşmaz da, parti içindeki FETÖseverlerin peşine düşülürse..!
Ülkenin bireylerin haklarını korumakla, sosyal yaşamını düzenleyici kuralları koymakla yükümlü kişilerin, Anayasa'nın 175. Maddesini ihlal etmesi yanında, siyasi ahlak açısından da ayıplanacak bir durum ortaya çıktı.
Bundan sonra toplum hayatında çiğnenmedik kural kalmazsa müsebbibi bu ihlal sever milletvekilleri olacaktır.
Afili bir cümleyle açıklarsak;
'Balık meclisten kokmuş.'(!)
***
İhlal ihlaldir.
Eğer bizler, ilkel bir aşiret devletinde değil de çağdaş bir hukuk devletinde yaşıyorsak, yasayı ihlal eden kim olursa olsun, karşılığında yaptırım uygulanması gerekir.
Gizli oy yerine, açık oy kullanmak bazı milletvekillerini Fethullahçılık suçlamasından kurtarır mı bilmiyoruz.
Ancak bu oylamalarda Anayasa'nın 175/1. Maddesi ihlal edilmiştir.
'Oylamalar geçersiz sayılmalı, yenilenmelidir.'