'Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanun Tasarısı' TBMM Sanayi ve Ticaret Komisyonu'nda görüşülerek kabul edildi. Tasarı, TBMM Genel Kurulu'nda önümüzdeki günlerde seçim gündeme gelmese görüşülecek idi!!
Tasarıyı, bugün uygulamada olan ve yürürlükten kaldırılacağı belirtilen 4703 sayılı 'Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun' ile karşılaştırdığımızda, Tasarıda;
• Kavram karmaşası
• Belirsizlikler ve esneklikler
• Çelişkiler var
• Bir netlik yok.!!
Diyeceksiniz ki kimin umurunda. Ben de o nedenle gündeme getirdim artık her şey öylece kimsenin umurunda olmadan kabul görüyor herkes her şeye sessiz sedasız boyun eğiyor. Oysa o kadar önemli o kadar ciddiye alınması gerekli durumlar yaşanıyor ki!
Bu tasarıdan devam edecek olursak tasarı, piyasada güvensiz ve uygunsuz ürünlerin daha da artmasına ve kaosa neden olacak çünkü güvensiz ve uygunsuz ürünlerin piyasaya girmesini ya da sürülmesini önleyici, caydırıcı önlemlerin alınması konusunda tasarıdaki hükümler yeterli değil. Üreticilerin, ithalatçıların ve dağıtıcıların piyasaya güvensiz ürün süremeyeceği ya da yalnızca güvenli ürün sürebilecekleri konusunda 4703 sayılı yasada olduğu gibi tasarıda, net ve açık hükümler yok.
Tasarının 'Tanımlar' başlıklı 3. maddesinde 'ciddi risk' tanımı ile 'riskli ürün' tanımlarına yer verilmiş. 'Ciddi riskli' ürünlere ivedi olarak müdahale edileceği vurgulanmakta, 'riskli ürün' tanımı kapsamına giren ürünlere ya da teknik mevzuatına aykırı olan uygunsuz ürünlere böyle bir müdahaleden (ivedi) bahsedilmemektedir. Kısaca, 'ciddi riskli ürün' tanımı ve 'riskli ürün' tanımı ile bir kavram karmaşasına neden olunmaktadır. Çünkü, her iki tanım kapsamındaki ürünler güvensiz ya da güvenli olmayan ürünlerdir. Güvensiz ya da güvenli olmayan ürünler piyasaya sürülemez. Güvensiz ya da güvenli olmayan ürünlere tanımı ve derecesi ne olursa olsun farklı değil, aynı uygulamanın yapılması gerekir. İki tanım kapsamındaki ürünlere ivedi olarak müdahale edilmesi ve aynı önlemlerin alınması gerekir.
Burada acaba ne amaçlanmıştır!
Ayrıca şunu ifade etmekte yarar var, piyasada çok sayıda güvensiz ve uygunsuz ürünlerin var olmasının en önemli nedenlerinden biri üretim yerlerinde ve gümrüklerde denetimlere ağırlık verilmemesidir. Şu anda, belirleyici olan denetim şekli, piyasadaki ürünler üzerinde el ve göz ile yapılan duyusal denetimler, etiket ve ambalaj denetimleridir.
Ürünlerden yeterince numune alınarak, laboratuvarlarda yapılması gereken test ve analiz işlemleri son derece yetersizdir. Bu anlayış Tasarıda hakim durumdadır.
Piyasada güvensiz ve uygunsuz ürünlerin bulunmaması ya da en aza indirilmesinde belirleyici olan yöntem, üretim yerlerinde ve gümrüklerde güvensiz ve uygunsuz ürünlerin piyasaya sürülmeden önce yapılacak denetimlerdir. Tasarıda ilginç bir biçimde bu anlayış yoktur.
Tasarıda var olan çok önemli bir eksiklik ise, güvensiz ve uygunsuz ürünler konusunda tüketicilere ve kamuoyuna duyuru yapılmasının net ve açık bir şekilde 4703 sayılı yasanın ilk halinde yer aldığı gibi, Tasarıda yer almamasıdır. Güvensiz ve uygunsuz ürünlerin varlığı, hiç zaman geçirmeden televizyonlar, gazeteler ve diğer iletişim araçları ile tüketicilere ve kamuoyuna ivedilikle duyurulmasına net ve açık bir şekilde Tasarıda yer verilmelidir. Biz uyarılarımızı yapalım ancak yazının başında dediğimiz şekilde bir örnek üzerinden gittiğimiz ancak hayatın hemen hemen her alanında bu olup bitenler gerçekten kimin umurunda! maalesef artık hiçbir şey hiç kimse tarafından tepki vermeye değer görülmüyor. Yasalar kanunlar halktan yana değil çok uzun süredir siyasiler ve onun çıkar çevreleri ne derse oluyor. Olan da bu ülke halkına oluyor!..