Bir Çin atasözü der ki, “Geçmişi unutmazsan, geleceği bilirsin...” Bu giriş, Çok mu felsefi oldu bilmiyorum ama geleceğe yönelik tahminlerde bulunuruz...

“Şöyle şöyle olursa, sonuç böyle böyle olur” deriz...

Çünkü burada referans noktamız geçmişte yaşadığımız deneyimlerdir...

Geçmiş,

Geleceği öngörmek ve kurgulamak konusunda kılavuzluk eder bize...

Diğer bir deyişle,

“Her seferinde Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yoktur...”

Çünkü keşfedilmiş ve orada durmaktadır...

***

Mutlaka farkındasınızdır;

Özellikle son bir ay içinde,

Birileri bir yerlerde düğmeye bastı...

Fatih Portakal’la başladı...

İsmail Küçükkaya ile devam etti...

Yılmaz Büyükerşen’le ilgili yapılan algı operasyonlarından söz ediyorum...

Şimdilerde de Barış Yarkadaş, Gürkan Hacır ve Şaban Sevinç’le devam ediyor...

Hemen her gün,

Hatta gün içinde birden çok kere Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayının kim olacağına dair yorumlar yapıyorlar...

“Yılmaz Büyükerşen aday yapılmayacak...”

Peki kim aday olacak...

Cümle alem bir isimde buluşmuşlar;

“Kazım Kurt...”

Neye göre,

Kime göre,

Hangi kriterlere bakılarak?

Bu, bir dilek ve temenni olabilir, insanların kendi bileceği bir şey...

Ancak son ve kesin olarak karar verilmiş gibi, hep aynı isim üzerinde dolaşıp durmak,

İnsanları ikna etmekten öte,

Bir kurgu olduğu konusunda yanılgısız bir kesinliğe götürüyor...

***

Yerel siyasetin “oldurmama” yöntemlerinden biridir...

Hani,

Ön almak derler ya, öyle...

Eğer bir kişinin belli makama, mevkiye gelmesini önlemek için, sürekli ismini gündeme getirirsiniz...

Kurumlar için de öyledir...

Bir kişinin yükselmesini istemiyorsanız, ismini sürekli o makam için telaffuz edersiniz ki, insanlar tartışsın, ona göre nabız ölçülsün...

Şimdi gelin şöyle bir senaryo kuralım...

Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, aday yapılmadı ya da kendi isteğiyle aday olmadı...

Sizce böyle bir senaryoda,

Ahmet Ataç başını eğip geride mi duracak?

Kazım Kurt’un altında, yine Tepebaşı adayı olarak mı kalacak?

Seçilmeleri halinde, hiç sesini çıkarmadan Kazım Kurt’un başkanlığı altında Tepebaşı Belediye Başkanı olmaya rıza mı gösterecek?

Bence bunların hiçbiri olmayacak...

Ahmet Ataç’ın böyle yapacağını hiç zannetmiyorum...

“Hocam beraber geldik, beraber gideriz” diyecektir...

İşte o zaman CHP Genel Merkezi, küçük bir kıvılcımdan nasıl büyük bir yangın çıktığını görecek...

Ve korkarım o zaman da, yangının kendiliğinden sönmesini beklemekten başka yapacak bir şey olmayacak...

***

Dediğim gibi,

Bu bir senaryo...

Ve her senaryo “mutlu sonla bitecek” diye de bir kural yok...

Haklı çıkacağı kesin olan tek şey zamanın kendisidir...