Bardağın iki tarafına da bakmaya çalışalım. Önce dolu tarafından bakalım. İlk devreyi en yakın rakibinin 2 puan önünde lider bitiren bir Eskişehirspor var.

Evet puan farkı biraz daha fazla olabilirdi ama yolun yarısını lider bitirmek çok önemliydi. İlk devre 13 haftanın 8’inde zirvede olan alan bir takım izledik. Bu grubun en büyük favorisi bugün yine Eskişehirspor. Bunu devam ettirmek ve rakiplere de hissettirmek çok değerli.

***

Maça gelecek olursak iki kez geriye düştüğün karşılamanın sonlarında galibiyeti kaçıran taraf oluyorsun. İştahlı bir oyun var. İkinci devre ilk 20 dakika hariç ‘Takım kazanmak istiyor, hırs var, mücadele var’ mesajını taraftarına veriyor. 90+7’de Sergen Şakirler, 90+8’de Serdar Sudun son vuruşları beklenildiği gibi yapsa Es Es 3 puanın sahibi olacaktı. Son düdükle beraberliğe çok üzülen bir takım gördük. Futbolcular yıkıldı, kendini yere bıraktı. Gördüğüm kadarıyla kimse ‘İki kez geriye düştük ama 1 puanı kurtardık’ modunda değildi.

***

Şu kısmı da atlamayalım. Bir kere Es Es’in karşısında ne oynadığını bilen, kendi oyun planına sadık bir Ankara TKİ vardı. Grubun form grafiği en iyi takımı olmaları gördük ki boşuna değilmiş. Ancak her öne geçtiklerinde yerden kalkmamaları kendi futbollarına da ihanetti.

***

Gelelim bardağın diğer kısmına. Hem yenilen ilk gol hem de ikinci gol beklerin arkasına atılan toplardan geldi. İlk golde iki stoper de tek bir adama odaklanıp ön direğe gidince arka direkteki Oğuzhan Selen bom boş pozisyonu değerlendirdi. Bu an lider bir takımın savunmasının basit çözülebildiğini gösterdi. Devre bitmeden skoru dengelemek genel gidişat adına değerliydi.

***

İkinci devre oyun Eskişehirspor adına bir ara tamamen kontrolden çıktı. Takım 46’dan 65’e kadar savruk bir görüntü çizdi. 49 ve 51’de Ankara ekibi tekrar öne geçeceğinin sinyallerini açık açık veriyordu. 60’ta yine bek arkası rakip için ciddi pozisyondu. Emre Bayram göstere göstere şık bir golle Ankara TKİ’yi öne geçirdi.

***

63 ve 64’te rakip fişi çekebilecek pozisyonlar buldu. Bu esnada top Es Es’in ayağında bir hayli az kalıyordu. Aceleci hücumlar topun rakibe kısa sürede geçmesine neden oluyordu. Tribünlerin tepkisi çeken bu dakikalarda farkın 2’ye çıkmaması kabul edelim sevindiriciydi.

***

70’te Hasan Alp Altınoluk ve Fatih Çakır oyuna girdi. Eskişehirspor bu değişiklikten sonra oyunu biraz dengeledi. 80’de bu ikili paslaştı ve Fatih skoru 2-2 yaptı. Ancak 2-2’den sonra ilk 5 dakikada rakip 3 önemli fırsat yakaladı. Oyun dengesi çok çabuk bozulan bir Eskişehirspor var. 2-2’den hemen sonra kaleci Turgut karşı karşıya pozisyonda başarılı oldu. 83’te Kerem Eryılmaz kesti, 85’te yine net fırsatı harcayan taraf rakipti. Bir takım gol bulduktan hemen sonra bu kadar pozisyon vermemeli. Böyle bir lüksü olamaz.

***

Bu ataklarda golü yemeyen Es Es, kontrolü eline nihayet aldı. O anlarda oyun Barış Memiş’i çağırsa da savunmadaki zorunlu değişiklik nedeniyle değişiklik hakkı dolmuştu. 89’da Fatih’in enfes pasında Sergen Şakirler çok net pozisyonu kaçırdı. 90+7 Serdar Sudun’un, 90+8’de ise Sergen’in kafası golü getirmedi…

***

Sahada oyunun üç sonucuna da her an kayabilecek bir futbol vardı. Bunu sağlayan Eskişehirspor’du. Bu elbette normal bir durum değil. Bu takımın hala güçlü bir oyun kurgusunun olduğunu söyleyemeyiz. İkinci devreler her ligde zor olur. Herkes bunun farkında olmalı. Takımın iyi rakibi karşısında bu kadar pozisyona girmesi çok güzel ancak bir o kadar da kalesinde pozisyon vermesi futbolun doğrularıyla çelişiyor. Eskişehirspor’un ligin ikinci devresinde kompakt bir takım görünümüne kavuşması şart. Bir maç içinde bu kadar git-gelli oyun normal değil…