Eğitim Kurumlarına Yönetici Atama Yönetmeliği geçen hafta değişti malum…

1 Mart itibarıyla resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu sene hem yeniden hem de ilk defa eğitim yöneticisi atama takvimi öne çekildiği için -ki bu çok iyi oldu- yönetmeliğe eklemeler çıkartmalar yapılıp, 5 Martta başlayan sürece yetiştirildi.

Ama şapkadan tavşan çıkmadı yine…

Her değişiklik herkesi aynı anda memnun edemese de

memnuniyetsizliği artırmaması bekliyoruz elbette :)

Benim öğretmenliğe başladığın süreden bu yana 20 yıldır kaç defa değişiklik oldu sayamıyorum.

Ha bire bir değişiklik yapılıyor, yeni bi şeyler ekleniyor bi şeyler çıkartılıyor falan derken kervan yolda bir türlü dizilemiyor

Daha önce de okullarda yönetici seçimini konusunda yazılar yazmıştım da,

bu yönetmeliği inceleyince içimde bir şeyler kalmasın diye ilaveler yapmak istedim naçizane...

Değişiklik yapılarak ne değişmiş diye bakınca ilk göze çarpan -yani benim ilk gözüme çarpan- kısım Ek-1/2 ile ibraz edilen puanlama sistemi oldu.

Eğitim kurumlarına yönetici seçiminde eskiden sınavla atama yapılırken, daha sonra sınav kaldırılıp bir süre sadece mülakatla atama yapıldı hatırlarsanız…

Bakan Ziya Selçuk döneminde tekrar sınavla atamaya dönülüp, sonra onda da yeni düzenlemeler yapılarak, %50 Sınav + %20 Mülakat + %30 Ek puan sistemiyle iyileştirmeye doğru gidiyordu sanki…

Şimdi bu yönetmelikte eklerden elde edilen puan kriterleri değişmiş. Yani ilk defa yönetici olarak atanırken, öğretmenlik süresinde ya da yeniden yönetici atama süresince yapıp edilen birtakım faaliyetlerden oluşturulan puanlama cetveli epeyce değişmiş…

Yönetmelik resmî gazetede yayınlandığında bu konuyu biriyle konuşuyorduk;

“…..adam fen bilgisi branşında, sosyoloji okumuş ikinci üniversite diye puan alıyor, ne faydası olacak onun yöneticiliğine” diye serzenişte bulundu…Düşündüm öylece..

Haklı bekli de… kime ne faydası var zaten fazladan okumanın!!!

Bizim asıl göremediğimiz tam da bu…

Okuyor olmanın önemini kavrayamamak, bambaşka bir alanda bile olsa okumayı sürdürüyor olmanın, işine, hayatına neler katacağını öngörememek…

Eğitimin içindeyken bile yaşam boyu öğreneme fikrini içselleştirememek…

 

Özetle ikinci bir lisans mezuniyetinin puan falan getirdiği yok…Okumasanız da olur..

Kendini geliştiren, geliştirmeye çalışan pek çok yönetici adayının daha başlamadan şevkini kırabilir bence yeni puan düzenlemesi…

Tezsiz Yüksek Lisans 5 puandan 2 puana indirilmiş mesela, öyle Tezsiz YL falan yapayım diye uğraşmayın.. İlçe Zümre başkanlığı yapanda aynı puanı alıyor çünkü. Hatta İl Zümre Başkanlığı yaparsanız 3 puan alıyorsunuz ki o kadar önemli bir görev demek ki bu zümre başkanlığı…

Daha bitmedi tezli yüksek lisansa geçtiğimiz yılda 8 puan verilirken o da 4 puana düşürülmüş…

Şaka gibi ama değil, İl zümre başkanlığı 3 puan Tezli YL 4 puan..

Yılda üç defa hikâyeden toplanıp iki sayfa tutanakla yapılan iş, neredeyse tezli yüksek lisansla eş değer tutulmuş. Tezsiz de zaten ilçe zümre başkanlığıyla yarışıyor :)

Her şeyi geçtik te doktora için 8 puan.. Sadece sekiz yani..

15 puandan 8 puana düşürülmüş…

Yahu kaç tane doktora mezunu veya doktora öğrencisi öğretmen var?

Tüm ülkede toplasan bir avuç etmiyor…%0. 14… O kadar nadir zaten..

8 puan vermeye utanır insan çünkü bir yıl müdürlük yapan 4 puan alıyor ki iki yıl müdürlük yapmış kişi de alıyor o 8 puanı…

Bu ne menem bir iştir gerçekten hayret verici…

Ulusal dergilerde makalesi olmak 2 puan, uluslararası dergilerde 3 puan getiriyordu ama onları da toptan kaldırmışlar yeni düzenlemeyle...

Zümre başkanlığı bile puan alınırken, ulusal ve uluslararası dergide makale yayınlamanızın  hiçbir önemi yok…

Yani zümre başkanlığı yapmanın makale yazmaktan daha önemli sayıldığı bir puanlama sistemi hakkında daha ne yazılır bilemiyorum..

Bu kadar mı değersizleşir akademik işler...

Kitap yazma komisyonu, materyal geliştirme, patent, sosyal sorumluluk projeleri vs bunların puanı duruyor…

Başarı belgesi, üstün başarı, ödül bunların puanları da aynen korunmuş,

Ama ödül herkese veriliyor mu hayır..Yani öyle bir şansımız da yok :)

Pandemi falan bahane oldu, toplu halde başarı belgesi verdiler de başarı belgesi nasıl bi şey olduğunu da görmüş olduk, ödül ve başarı belgesi olmayanlar olarak : )

Şuraya bir dip not düşeyim: bilimsel bilginin önemine inanan, az biraz güncel bilgileri, araştırmaları takip eden, kendini geliştireceğim diye arta kalan zamanında didinen ciddi bir grupta da var eğitim camiasının içinde…

Fakat her nedense bu grubun şevkini kırmak için ayrı bir çaba da var sanki….

 

Birkaç yıl önce e-twinning, Erasmus, Tübitak vs projelerinin arttırılması amacıyla başarı belgeleriyle ek puanlar verildi ve ortalık birbirine girdi, bu işlerle uzaktan yakından ilgisi olmayanlar ayağa kalktı. Vay efendim her okulun imkanı mı varmış herkes mi yapıyormuş, adil miymiş vs vs..

Bu puan meselesinde söylenecek çok söz var ama neyse…

Özetle formal eğitimlerini devam ettirenlerin sürekli aşağıya çekildiği bir değişiklik olmuş. Eğitimle ilgili bilimsel araştırmaların mutfağı okullardır, okul çalışanları bilimsel bilgilere ne kadar yakınsa araştırmalarda o kadar derin ve işlevsel olur. Buna yönelik gram fikri olmayanlar çaba içindeki pek çok öğretmenin dalını çiçeğini kırıyor sadece…

***

Haa bi de alan-branş meselesi var…

Bu durumda ben kendime bakınca rehber öğretmen olarak mağduruz da mağduruz diyorum…

Şimdi bütün okullarda rehber öğretmen var, zorunlu yani, tüm okul ve kademelerde çalışabiliyoruz, bizden iyisi şam da kayısı

 Ama gel gelelim bir okula eğitim yönetici olmamız imkansızdan bir tık ötede…

Anaokuluna anasınıfı branşı, ilkokula sınıf öğretmeni, ortaokul-liseye okul türüne göre branş öğretmeni derken bize sıra gelemiyor. Yani bunlardan birilerini bulamazlarsa belkim bizi atarlar. Rehberlik Araştırma Merkezleri dışında -ki onlarda parsellenmiş alanlar olarak sayarsak- mümkün değil yani. Rehber öğretmen olarak ben bir ilkokulda eğitim yönetici olayım diye bir hayalin peşinden bile gidemiyoruz bundan sonra…

Birkaç alt başlık daha var;

Yöneticilikten bir biçimde ayrılanların tekrar yöneticiliğe dönmesi, kıdem puanı vs ama bu yazı da bu kadar olsun…

Nasıl olsa yeni bir değişiklik yapılmasına dair yine bir değişiklik yapılır : )