Tarık Çamdal, Türkiye'de pek az futbolcunun başına gelebilecek bir transfer süreci yaşadı…
Neredeyse ismi bir yıl gündemde kaldı…
Bir dönem Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'la anılsa da, asıl taliplisi Galatasaray'dı…
Kimse kimseye söylemese de,
Galatasaray'ın eninde sonunda alacağını,
Eskişehirspor'un da eninde sonunda satacağını herkes biliyordu…
Hem de adı gibi…
Galatasaray'ın Tarık'a,
Eskişehirspor'un da nakit paraya ihtiyacı vardı…
Bunu bizler gibi her iki takımın yöneticileri de bildiği için, son ana kadar birbirlerini yoklamayı, elense çekmeyi ihmal etmediler…
Ve transfer sezonunun kapanmasına bir gün, belki de saatler kala her iki taraf da anlaştı…
***
Yapılan ilk açıklamalara göre,
Galatasaray fiyatı makul bir ölçüde tutabilmiş, Eskişehirspor da istediğine yakın bir fiyata ulaşmıştı…
4 milyon 500 bin Euro…
Ve bir de futbolcu…
Umut Gündoğan…
Ancak Umut Gündoğan ya Eskişehirspor'a gelmek istemediğinden ya da başka nedenlerle istediği ücreti yüksekte tutunca; olmadı…
Sonuçta elbette kendi bileceği iş ama, Galatasaray'ın bu kadrosu içinde yer bulması neredeyse olanaksız, oysa Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam'ın özellikle istediği bir futbolcu olması hasebiyle, gelseydi Eskişehirspor'da banko oynayabilir ve piyasasını çok daha diri ve geniş bir yelpazede tutabilirdi…
Gündoğan olmayınca Tarık'ın bonservis bedeline 250 bin Euro zam yapıldı…
***
DERKEN TARIK'IN KENDİ SATIŞ FİYATINDAN YÜZDE 25 PAY ALACAĞI İDDİALARI ORTAYA ÇIKTI…
Ben spor muhabiri değilim ama iyi kötü futbolu takip ederim, transfer dönemini de…
Ben bugüne kadar böyle bir şey duymadım…
Yani futbolcu kulübüyle öyle bir sözleşme yapıyor ki,
'Beni sattığın fiyatın yüzde 25'ini ben alırım' diyor…
Bunu da sözleşmesine koydurabiliyor…
Kimse kusura bakmasın ama;
Eğer Tarık'ın sözleşmesinde gerçekten böyle bir madde var ise, bunun adı basiretsizlikten başka bir şey olamaz…
***
BİR YÖNETİCİ VAR DİYOR DİĞERİ YOK DİYOR…
İşin tuhaf bir yanı da şu…
Eskişehirspor Kulübü ikinci başkanı Ahmet Yalçın bir yerel gazetemize yaptığı açıklamada, Tarık'ın sözleşmesinde böyle bir maddenin olmadığını söylüyor…
Bir başka yönetici ise, hem de bayağı kıdemli bir yönetici üstelik, Tarık'ın sözleşmesinde böyle bir madde olduğunu ancak futbolcuyla pazarlık yapacaklarını kaydediyor…
Şimdi neresinden baksanız ortada bir sorun var…
Tarık'ın sözleşmesinde böyle bir madde varsa, gerçekten çok kötü…
Teslimiyet, acizlik, çaresizlik, basiretsizlik…
Böyle bir madde yoksa ne ala…
Öbür taraftan da, bu madde için;
Bir yönetici var derken, diğeri yok diyor…
Bizim hala bilmediğimiz ve anlamadığımız konu şu;
Bu kulübün en yetkili iki yöneticisinden alınan açıklamalar var ortada ama, Tarık'ın sözleşmesinde böyle bir madde var mı yok mu?
Satın alınan kulüp futbolcunun satışından böyle bir pay alabilmek için benzer maddeler koyuyor ama ben bunu bir futbolcunun sözleşmesine koydurduğunu ve bunu kabul ettirdiğini ilk kez duyuyorum…
***
TRANSFERİ SON GÜN SAAT 23.55'E BIRAKIRSANIZ…
Tarık Çamdal gitti derken, Eskişehirspor taraftarının içine su serpen bir haber düştü internet sitelerine…
'ES-ES Tarık'ın yerini doldurdu…'
Habere göre, Norveç'in Rosenburg takımının stoperini transfer etmişti Eskişehirspor…
Welliton'da olduğu gibi, bu futbolcu da Norveç'ten kalkıp buralara kadar geldi ama son anda anlaşma sağlanamadı…
Welliton'da yaşanan düş kırıklığı (aslında Eskişehirspor'un hayrına oldu ama) bir istisnaydı diyelim…
Ancak aynı şey neden ikinci kere yaşanıyor…
Futbolcu ülkesinden kalkıp buraya kadar geliyorsa, işin yalnızca ve yalnızca imzaya kalmış olması gerekmez mi?
Neden son dakikada bozuluyor bu işler?
Hem de iki kere…
O iki futbolcu da çekip gittikleri için, gerçekleri onlardan dinleme şansımız yok; bizim yöneticiler ne anlatırsa inanmak zorundayız…
Yatan her iki transferde de hatalı olanlar karşı taraf olarak gösterildi…
Ancak yönetimin atladığı bir şey var;
Futbolcuları buraya kadar getirince taraftar transfere bitti gözüyle bakıyor, olmayınca da hayal kırıklığı yaşıyor…
İnsanlar, kendilerini sık sık hayal kırıklığına uğratanları sevmezler, seviyor olsalar da vazgeçerler, ona göre…
