Milliyet gazetesinden Uğur Meleke, Pazartesi gecesi oynanan Eskişehirspor-Gatasaray maçı ile ilgili yorum yazısında bakın ne diyor;
'Dün Eskişehir'in sahaya çıkan kadrosu bence ligin en zayıflarından. Eğer isimleri Eskişehirspor olmasa, eğer itici bir tribün güçleri olmasa, Balıkesir, Akhisar ve Gençlerbirliği ile onları küme düşmenin en güçlü adaylarından biri olarak sayarım.
Gerçi evinde 2-1 mağlupken 90+2'de Causic'i oyuna sokan, üstelik sakat Lawal yerine sahanın yıldızı Sissoko'yu çıkaran Skibbe faktörünü de unutmamak gerek!'
***
Uğur Meleke'nin yazısını referans almamın nedeni var…
Yaygın basındaki spor yazarları,
Anadolu takımları ağızlarıyla kuş tutsalar, yazılarında ancak birkaç satırla geçiştirirler…
İstanbul takımlarıyla yaptıkları maçlardan söz ederken,
'İyi oynadılar, galibiyeti hakettiler…' gibi beylik laflarla geçiştirirler…
Ancak Uğur Meleke Milliyet gazetesindeki yazısının önemli kısmını Eskişehirspor'a ayırmış…
***
Yazı şöyle başlıyor…
'Bugün ligde bir sezonu 45 puanla bitiren bir takımın havuzdan aldığı ortalama pay 30 milyon lira. Ayrıca Ziraat, İddaa gibi isim hakkı kaynakları da mevcut. Eskişehirspor gibi seyirci potansiyeli olan bir kulüpseniz hanenize maç günü gelirleri de yazabiliyorsunuz. Hep söylerim, Süper Lig'in orta sınıf bir takımı, Hollanda'nın- Portekiz'in orta sınıf takımından iki kat fazla gelire sahip.'
Şöyle devam ediyor Meleke;
'Eskişehir hemen her yılı bu puanlarda bitiriyor, üstüne de son iki sezonda büyüklere 5 futbolcu (Alper, Veysel, Tarık, Erkan ve Aytaç'ı) sattı. Beşinin bonservis bedelleri toplamı 20 milyon euroya yakın. Üstelik bu iki sezonda dış transferde neredeyse hiç bonservis ödememişler.
Şimdi benim anlamadığım şu:
Yayın havuzu, isim hakkı gelirleriniz ortada. Fena olmayan bir tribün geliriniz olmalı. Ertuğrul Sağlam'ın yaldızladığı oyunculardan 20 milyon euro koymuşsunuz kasaya.
O zaman bu takım neden sürekli zayıflıyor?
O zaman Erkan'a neden 800 bin euro borç birikiyor, oyuncu neden alacağı karşılığında serbest kalmak istiyor?'
Sonrasında da, yazının girişinde yer verdiğimiz bölüm geliyor; 'Dün Eskişehir'in sahaya çıkan kadrosu bence ligin en zayıflarından…' diye başlayan…
***
'Sahada böylesine zayıflamış bir Eskişehir varken, Galatasaray'ın görece iyi olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz!'
Şöyle de bitiriyor yazısını;
'Eğer dün sahada iki sanatçı, Sissoko ile Sneijder da olmasa, çekilir bir tarafı yoktu zaten futbolun. Galatasaray'ın her pozisyonunda, iki golünün de mayasında Sneijder'ın zekası var.
Sissoko da topa her dokunuşu kalite kokan bir Afrikalı.
Evet Siyahi Afrikalılar hızlı olurlar, güçlü olurlar, ama Sissoko gibi tekniğini bulmak kolay değildir.
Biraz da golü düşünse, son vuruş denese çok daha fazla konuşturur kendini Sissoko.'
***
Hadi diyelim ki, Eskişehir yerelinde bu soruları soranlar, olaylara tarafsız ve objektif bakamıyor…
Yönetimin Uğur Meleke'nin saptamalarına ve sorularına verilecek cevapları var mı acaba?
Biz ve yönetim hala Eskişehirspor kadrosunun 'şöyle iyi, böyle iyi, taş gibi takım…' olduğunu söyleyip durarak, kendimizi kandırmaya devam ederken, dışarıdan görünen tablo; 'Eskişehirspor'un ligin en zayıf ekiplerinden biri' olduğu…
***
Meleke'nin dediklerini bir kez dana yineleyelim…
'Eğer isimleri Eskişehirspor olmasa, eğer itici bir tribün güçleri olmasa…'