ABD merkezli Mercer CFA Enstitüsü’nün Küresel Emeklilik Endeksi 2024 raporuna göre; küresel nüfusun yüzde 65'ine ev sahipliği yapan 48 ülkeyi karşılaştırıyor.
En yüksek puanı 84.8 ile Hollanda alırken; Türkiye, 48,3 puan ile 45. Yani, sondan dördüncü sırada maalesef. Yani en konforlu, 1. sınıf emekli Hollanda emeklisi. En sefil emekli Güney Afrika, Tayland, Türkiye, Arjantin ve Hindistan.
Ülkelerin emeklilik sisteminin yeterlilik, sürdürülebilirlik ve bütünlük olarak alt endekslerde yer aldığı göstergelere göre yapılan değerlendirilmesinde A, B+, B, C+, C, D ve E olmak üzere 7 kategoriye ayrılmış.
Türkiye en düşük kategori olan D kategorisinde.
D kategorisi, “istenilen bazı özelliklere sahip olan ancak aynı zamanda ele alınması gereken ciddi zayıflıkları ve/veya eksiklikleri de bulunan; iyileştirmeler olmadan etkinliği ve sürdürülebilirliği şüpheli olan sistemleri” şeklinde tanımlanmış.
D kategorisinde Türkiye ile beraber, Güney Afrika, Filipinler, Arjantin ve Hindistan var.
Grafik Bayram Yumrukaya
Raporda Türkiye için öneriler de var.
Özet olarak, emeklilerin finansal güvenceleri için reformların yapılması gerektiğini, vergilerden emekliler için pay ayırılması gerektiğini, en düşük emekli maaşlarının arttırılması gerektiğini belirtiliyor.
Tabi bu tür öneriler kimin umurunda!
Uzun zamandır, birçok konuda dünya endekslerini inceledik ve yayınladık. Türkiye hiçbir konuda niye iyi olmaz ki?
Demokraside, insan haklarında sürekli geriye gidiş yaşanıyor. Gelir dağılımı her gün kötüye gidiyor. Dünyanın “en sefil” ülkeleri içinde yer alıyoruz. 17 milyon çalışanın %50’den fazlası, açlık sınırı (28 bin 358 lira) altında, 17 bin lira olan asgari ücretle geçinmeye çalışıyor, ama nasıl?
16 milyon emeklinin yarıya yakını yine açlık sınırı altında 12 bin 500 lira ve altında maaş ile geçinmeye çalışıyor, ama nasıl?
Ne emekçinin ne emeklinin yeterince güçlü bir şekilde sesinin çıktığı söyleyemiyoruz.
Niye?
Çünkü emekliler örgütlü değil. Sendika kurma hakları olmasına rağmen sendika kurma hakları valiliklerce kapatma davaları nedeniyle engellenmeye çalışıyor. Kısaca iktidar emeklilerin örgütlenmesini istemiyor. Çünkü emeklileri ekonomiye yük görüyor.
Çünkü çalışanların %85’i sendikasız, var olan sendikaların büyük bölümü de iktidar yanlısı sarı sendika. Hadi işveren baskısı nedeniyle işçiler sendikalarda örgütlenemiyor diyelim, emeklilere ne demeli? Emeklilerin üzerinde işveren baskısı diye bir şey yok. Örgütlenmelerinin önünde hiçbir engel yok aslında.
16 milyon emeklilerin büyük bir bölümü örgütsüz, hayat pahalılığı altında inim inim inliyorlar, hadi yoksulluk sınırını (77 bin 751 lira) bir kenara bırakalım, açlık sınırının (28 bin 358 lira) altında maaş (12 bin 500 lira ve daha altında) alan emekliler var, ancak onların da tam olarak örgütlü olduğu söylenemez.
Tabi bu arada geçmiş yıllarda kurulan emekli dernekleri var. Bunların birçoğu iktidar yanlısı ve işlevsiz. Emekli için ne yaptıkları pek bilemiyoruz. Hadi onları da bir kenara bırakalım.
Sendikalaşma çabası içinde olan ve valiliklerce kapatılmaya çalışan emekli sendikaları var.
Emeklilerin tek kurtuluşu bu sendikalardadır, emekliler bu sendikaları çok iyi değerlendirmek durumundadırlar. Ellerindeki bu sendikalara sahip çıkmalıdırlar. Hızlı bir şekilde bu sendikalar etrafında örgütlenmelidirler.
Bunlar, “Tüm Emeklilerin Sendikası”, “DİSK Emekli Sen” ve “Birleşik Emekli Sen”
Peki, bu üç sendika 16 milyon emeklinin kaçını sendikalı hale getirebilir. Esas soru bu olmalı bu sendikalar için, çünkü görev artık bu sendikalara düşüyor.
Peki, bu nasıl olacak?
Bu üç sendika emeklilerin tüm hakları ve demokrasi konusunda ortaklaşarak ve emekliler için her alanda mücadele ederken örgütlenme çalışmalarını da hızlandırarak.
Bunun için yoğun ve örnek bir çalışma içinde olan Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye’nin birçok ilinde ve ilçesinde örgütlü. Bu örgütlülüğü diğer emekli sendikaları henüz gerçekleştirmediler, umarız gerçekleştirebilirler.
Son sözümüz tüm emeklilere, evde oturup maaşlarının artmasını beklemek ile maaşların artmayacağı kesin, emekliler örgütlü olarak mücadele etmezse, kimse onların maaşını istenilen ve hak ettiği şekilde arttırmaz.
Onun için, her şeye rağmen emekliler birleşerek örgütlenmek zorunda.
Değilse, hayat pahalılığı karşısında bırakın haklarını aramayı, hiç evden dışarı çıkamayacak duruma düşmeleri kaçınılmazdır.