Yılsonu geldi her yıl olduğu gibi bu yılda asgari ücret yine gündemde geçen yıl seçimlerde verilen vaatler neticesinde asgari ücret önceki yıllara göre göreceli olarak daha fazla artış görmüştü.
Vaat edilen asgari ücret Asgari Geçim İndirimi ilave edilip aldatmacayla da olsa 1300 TL olarak belirlenmişti. Ülkemizde Sosyal Güvenlik Kurumu SGK verilerine göre yaklaşık %6 sı sendikalı olmak üzere 13 milyon çalışan bulunmakta.
Sendikalı çalışanlar dışında geriye kalan yaklaşık 13 milyon çalışanın 5 milyonu asgari ücretle çalışmakta. Bu rakamın gerçeği yansıtmadığı bilinmektedir.
İlk olarak birçok çalışan asgari ücretten yüksek ücret aldığı halde, işveren tarafından düşük ücret veya asgari ücret üzerinden sigortalı gösterilmektedir.
İkinci olarak bu rakama, kayıt dışı yani SGK kaydı olmadan istihdam edilen ve bir biçimde asgari ücretle bağlantılı olarak ücret alan 3 milyondan fazla çalışan dahil değildir. Ancak buna rağmen asgari ücret belirlenmesi her kesimin her yıl dikkatle takip ettiği bir olaydır.
Asgari ücretle çalışanları direk ilgilendiren diğer çalışan kesimi ise ücretlerinde asgari ücretin ölçüt olarak alınması nedeniyle dolaylı olarak ilgilendiren asgari ücret bu yılda masaya yatırıldı. Asgari Ücretin bu kadar yakından takip edilmesinin sebebi nedir peki?
Çünkü asgari ücret, işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak minimum ücrettir. Özellikle Türkiye'de asgari ücretin en önemli özelliği tüm aileye bakmakla yükümlü işçilerin çoğunun tek gelir kaynağı olmasıdır. Tek gelir kaynağı asgari ücret olan çalışanların mümkün olduğunca yüksek ücret talep etmeleri gayet normaldir.
Asgari ücretle çalışmayan diğer kesimin ise ücretlerindeki artışın asgari ücrete yapılan zamla orantı olması onların da takipleri için geçerli bir nedendir. Ancak belirlenen ücret maalesef hiçbir dönem yeterli seviyeye çıkmamıştır.
Bunun en önemli nedeni ise Asgari Ücret Tespit Komisyonun üyelerinin Hükümet ve İşveren lehine olacak biçimde oluşturulmuş olmasıdır. Komisyon en az on üyesinin katılmasıyla toplanır, üye oylarının çoğunluğu ile karar verir. Oyların eşitliği halinde, Başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır. Komisyon kararları kesindir. Kararlar Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen asgari ücret, her ne kadar eşit koşullarda yapılan bir pazarlık sonucu belirleniyor görünse de, genel olarak hükümetin önerileri kabul ediliyor. Geriye kalan üyeler ise önceden hazırlanan ve her yıl tekrar edilen tiyatroda figuran rolünden kurtulamıyor.
Tek başına bir işçinin zaruri ihtiyaçları göz önüne alınarak değil İşçinin kendisi ve ailesinin hayatını idame ettirmesi için gerekli mal ve hizmetlere yetecek bir ücret olması gereken asgari ücret söz konusu kriterlerin çok altında belirlenmesine rağmen özellikle komisyonda yer alan işçi temsilcilerin hiç seslerinin çıkarmaması hatta paşa paşa imza atmaları sonucunda hemen hemen her yıl oybirliği ile kabul görüyor.
Ülkemizde birçok ülkeden geri durumda olan asgari ücretin söz konusu komisyonda istenilen seviyeye çıkarılmamasının nedeni ise bizde net asgari ücret kadar, devlet, sigorta primi ve vergi alıyor. Yani ne kadar çok asgari ücretli, o kadar çok prim ve vergi toplama imkanı. Ve sermaye sürekli bu gidişatın aynen devamını talep ediyor.
Fazla lafa gerek yok bakış açısı böyle. Asgari ücretin düzeyi ya da düzeysizliği ise kimin umurunda? Gelir dağılımındaki adaletsizlik giderilmediği sürece, çalışma hayatına adil bir vergi reformu getirilmedikçe, kaçak işçilik önlenmedikçe, asgari ücretin tanımının içerdiği zorunlu ihtiyaçların günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılanmasına yetecek miktarda bilimsel ve objektif belirlenmedikçe, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda hükümet-işveren lehine olan çoğunluk oylarının dengesi bozulmadıkça asgari ücrette beklentileri yüksek olan çalışanların her dönem hayal kırıklığına uğramaya devam edecekleri kaçınılmaz bir gerçektir.