Zor bir fikstür ile lige iyi bir başlangıç yaparak istediğini elde eden Eskişehirspor 41. kez karşılaşacağı Gençlerbirliği'ni de yenerek liderliğe yükselmek hedefi ile sahaya çıktı. Süper lige kötü başlayan Gençlerbirliği ise yaşadığı kaostan kurtulmak ve yükselişe geçmek amacında idi. Benim korkum geçen sezon zor durumdaki takımlara can simidi olduğumuz alışkanlığımız acaba devam edecek mi düşüncesi idi. Bunun içinde doksan dakika bitmeden maçı bitirmemiz gerekiyordu. Bunu beceremedik. İlk yarı baskılı oynamamamıza rağmen yapılan atakları golle sonuçlandıramayınca şanssız bir golle yenik duruma düştük. İkinci yarıya da iyi başladık fakat gene sonuç olmayınca Gençlerbirliğin kontra ataktan ikinci gollüne engel olamadık. Israrla ortadan yapılan atakları anlamış değilim çift santrafor oynuyorsun köşelerden atak yapmıyorsun bu bir hatadır. Ayrıca stoper ve Liberoların topu oyuna sokamamaları defans da zaaf yaratmıştır. Diego nun eksikliği burada bariz belli oldu. Topu atağında tutup oyuna sokan Libero anlayışı henüz yok. Bütün bunlara rağmen Gençlerbirliği karşısında iyi oynadık gözüktük. Çünkü Gençlerbirliği iyi bir oyun kalitesi sergilemedi oyunu duraklatıp rakibin hızını keserek oyundan düşürmeyi başardı. Rakibin durumu belli idi ama biz bunu değerlendiremedik. Velhasıl gençlerin kalecisi Dahin ve direkler geçit vermedi. Doğanın ve Uğur un oyunları bizi durdurmaya yetti. Renklerin tılsımı gençlere yaradı. Bazen iyi oynamak baskı yapmak, topa sahip olmak işe yaramıyor. Futbol şansının da yanında olması gerekiyor. Gol atmak bu işin olmazsa olmazı bizde bunu yapamadık. Gördüğünüz gibi futbolun adaleti yok atamazsan atarlar. Bu demek değildir ki bu hep böyle devam edecek önümüze bakıp yolumuza devam etmeliyiz.