Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, geçtiğimiz günlerde Ankara'da düzenlenen önemli bir toplantıda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a Ticaret Odası üyelerinin taleplerini iletti.
İş dünyasının bel kemiğini oluşturan bu talepler, yalnızca işverenlerin değil, aynı zamanda çalışanların da yararına olacak düzenlemeler içeriyor.
Toplantıda gündeme getirilen ilk konu, yıllık mesai sürelerinin yeniden düzenlenmesi. Güler, mesai sürelerinde daha esnek ve iş dünyasının ihtiyaçlarına cevap verecek bir düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı.
Bir diğer önemli konu ise, engelli bireylerin istihdam edilmesinde İŞKUR ve işverenler arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi. Bu alanda sürdürülebilir ve verimli projelerin geliştirilmesi hem sosyal sorumluluk anlayışını hem de iş gücü piyasasındaki çeşitliliği destekleyecektir. Engelli bireylerin daha fazla iş bulabilmesi, toplumsal eşitlik ve adaletin sağlanması adına büyük önem taşımaktadır.
Toplantıda ayrıca, SGK’ya yapılan vergi ödemelerinde kredi kartı komisyon bedelinin kaldırılması gerekliliği dile getirildi. İşverenler için ekstra maliyet oluşturan bu komisyonlar, işletmelerin finansal yükünü artırmaktadır. Bu yükün hafifletilmesi, ticaret dünyasına önemli bir nefes aldırabilir.
Son olarak, vergi dilimleri sebebiyle çalışanların mesai ücretlerinin kesintiye uğradığı ifade edildi. Vergi dilimlerinin çalışanlar üzerindeki olumsuz etkisinin azaltılması, emeklerinin karşılığını tam anlamıyla alabilmeleri açısından önemlidir. Çalışanların mesai ücretlerinden yapılan kesintilerin minimuma indirilmesi, emekçilerin yaşam standartlarını yükseltecektir.
Tüm bu konular, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal gelişim için de atılması gereken önemli adımlardır. İşverenlerin ve çalışanların birlikte kazandığı bir sistem, ülkemizin geleceği için kritik bir role sahiptir. Bakan Işıkhan’a iletilen bu taleplerin dikkate alınması ve gerekli adımların atılması, iş dünyasında olumlu değişimlerin kapısını aralayacaktır. İşte bu nedenle, yapılan her yenilik ve kolaylık hepimizin daha aydınlık yarınları için umut verici bir gelişmedir.
***
SOKAK HAYVANLARI VE DENGE
Eskişehir'de sokak hayvanları konusu, şehrin sosyal dinamiklerinde önemli bir yer tutuyor. Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru'nun bu konuda yaptığı açıklamalar değerli bir bakış açısı sunuyor. Sokak hayvanları, hayvan hakları ve toplum hassasiyetinin ortak bir noktada buluşturulması gerekiyor.
Tramvaya binen köpekler, sokakta yaşamın bir parçası olarak ele alınabilir. Ancak bunların kontrolsüz bir şekilde toplu taşımada yer alması, toplumda karışık hislere neden olabiliyor. Bir yandan hayvan sevgisini yaşatmak, diğer yandan toplu taşıma kurallarını ve herkesin güvenliğini sağlamak gerekiyor.
Sahipli hayvanların, aşıları tam ve kontrollü bir şekilde toplu taşımaya binmeleri halk tarafından genellikle kabul edilebilir bulunuyor. Ancak başıboş hayvanlar konusunda daha dikkatli bir yaklaşım benimsenmeli. Kumru, bu durumu dengeleyebilmek adına kısırlaştırma merkezlerinin önemine vurgu yapıyor. Kısırlaştırma, sokak hayvanları popülasyonunu kontrol altında tutmanın en etkin ve insani yoludur.
Bu konudaki çözüm önerileri, yasa düzenlemelerini, yerel yönetimlerin girişimlerini ve halkın hayvan haklarına karşı tutumunu kapsıyor. Belediye düzeyinde kısırlaştırma merkezlerinin kurulması, sokak hayvanlarının sağlıklı koşullarda yaşamalarını sağlayacak.
Ayrıca, toplumda hayvan hakları bilincinin artırılması ve hayvan korkusu yaşayan bireylerin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması önemlidir. Eğitim programları, toplumu hayvanlar konusunda daha bilinçli hale getirebilir ve böylece herkesin bir arada mutlu yaşayacağı bir ortam yaratılabilir.
Hayvan haklarını koruyarak, toplumun farklı kesimlerinin hassasiyetlerini gözeten bir politika oluşturulmalıdır. Bu bağlamda, hükümetlerin, yerel yöneticilerin ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışması gerekmektedir. Yol haritası belirlenirken Avrupa’daki uygulamaların da eleştirel bir şekilde incelenmesi faydalı olacaktır.
Unutulmamalıdır ki, hayvanlarla birlikte yaşamayı kabul etmek ve bu yaşantıyı sürdürülebilir kılmak, hem insani hem de sosyal bir sorumluluktur. Eskişehir, bu konuda Türkiye’ye öncülük edebilir ve diğer şehirlere örnek teşkil edebilir. Hep birlikte çalışarak, hayvan haklarının ve toplum ihtiyaçlarının dengeleneceği bir model ortaya koyabiliriz.