Böyle olacağı belliydi. Bunu bilmiyorum demek abesle iştigaldi. Tüm uyarılara kulak tıkayarak yaratılmak istenilen olgu topluma bir dayatma olarak getirilince her zaman olduğu gibi toplum çat diye ortadan ikiye bölündü.
Topçusundan popçusuna başarısı kendinden menkul oyuncusuna hepsi 'evet' 'hayır' açıklama yarışına girdi. Her geçen gün harareti artan bu yarışta başta sosyal medyada olmak üzere insanlarımız gayet seviyeli bir biçimde taraftar olarak tartışmaya fikir beyan etmeye başladı! Açıkçası hangisinin derin tarihi toplumsal sosyolojik bilgisinden yararlanacağımızı şaşırmış vaziyette izliyoruz.
Aslına bakarsanız şaşılası bir durum olmaması gerekiyor çünkü zaten son 15 yıldır ülkemizde sürekli yapılan, alışageldiğimiz ve her seçim referandum öncesi hayata geçirilen kutuplaştırma siyaset oyunu tekrar sahneye konulmuş vaziyette. Resmen insanımızla toplumsal algılarımızla oynanan bir oyun.
Peki, ama biz toplum olarak sürekli neden bu oyuna düşüyoruz? Nedeni ne biliyor musunuz? İfade etmeye çalışayım; Türk toplumu son iki yüzyılı Batılılaşmanın gölgesinde o kadar ezik geçirmiştir ki toplumsal anlamda ve düzeyde bir aşağılık kompleksi bizi hiç terk etmemiştir. Bu kompleks elbette tek tek bireylerde yoğunlaşıp aydın ve sanatçı tabir edilen şahsiyetlere sirayet edince kaçınılmaz son bu oluyor.
Fikir adamlarımızın, politikacılarımızın yerini bir türlü beğenmeyerek başkalarına sürekli kendilerini olduklarından farklı gösterme çabası da bu yüzden. Hayat sürekli bir güç gösterisi sürekli kendini kanıtlama uğraşı. İşte oyunda hep bunun üzerine kurulu. Öyle bir oyun ki bu kültürü almış olanın 'haydi oynayalım' dememe ihtimali yok.
Her oyuna alet olmamanın tek yolu acilen kendimizi uygar toplumlarda olduğu şekliyle 'birey' haline getirmektir. Soran sorgulayan düşünen tartışan insan modeli. Hesap veren hesap isteyen toplum modeli. Toplumsal olan ile bireysel olanın sınırını iyi tespit ederek bireyselin kendi hak ve çıkarları için toplumsal değerleri yok etmesini önleyen bir model. Ancak o zaman her dayatılana boyun eğmeyen bir toplum yaratabiliriz. Ve eğer üzerimizde oynanlar dahil olmak üzere bir oyuna dahil olacaksak bu oyununda kurallarıyla birlikte oynanmasına izin vermeliyiz. Çünkü çocukların bile oynadığı oyunlarda oyun, kurallarına göre oynanır, kuralları bozarak değil.